10 Temmuz 2018 Salı

Yağmur Yağdı Toprak Kaydı...

Günaydın dostlar…

“Yağmur yağdı, toprak kaydı” deniliyor. Aslında işin doğrusu öyle de denilmiyor. “Yağmur yağdı, toprak boşaldı, tren devrildi, insanlar öldü” deniliyor. Yaşamını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yarılılara da acil şifalar diliyorum. Yine önlenebilecek bir kaza yüzünden birçok insanımızı kaybettik. Mekânları cennet olsun.
Trakya’nın göbeğinde yağmur yağdı, toprak boşaldı. Bu işlerin uzmanı olmamakla beraber, doğru bir şekilde hesap edilip yapılsaydı; toprak da boşalmazdı, taş da boşalmazdı diye düşünüyorum. Rayların ortada kalmış hali son derece ürkütücüydü.


Demiryolu yapmak karayolu yapmaya benzemiyor. Bambaşka ince hesapları var. Altından geçireceğiniz her türlü çalışmanın çok iyi hesap edilmesi gerekiyor. Minicik bir su borusu bile geçirmeye kalksanız 50 çeşit izin almanız gerekiyor.

Demiryolu yapmanın çok pahalı olmasının en büyük nedenlerinden biri de altyapı çalışmalarıdır. Marmaray çalışmalarını izlerken, her gördüğümde “İnşallah bu köprüleri 3 trenin aynı anda üzerinde olma ihtimalini düşünerek yapıyorlardır” diyorum. Yapılan köprülerin dış görünüşleri sağlam ama iç dünyalarını Allah bilir.

Her zaman söylediğim gibi, Avrupa’da toprak boşalmaz, tren de devrilmez. Adamlar o tip çalışmaları her türlü ihtimali hesap ederek yaparlar. Almanya’da sürekli yağmur yağıyor ama gelip de demiryolunun altındaki toprağı boşaltmıyor. Bu gibi kazalar her zaman bizim gibi hesabını kitabını iyi yapmayan, masrafları minimumda tutmaya çalışan geri kalmış ülkelerde oluyor. Bir kere yap, masraftan kaçınma ama sağlam yap. Aynı şeyi 2 kere, 3 kere yapmak hem maddi anlamda, hem de manevi anlamda çok daha pahalıya mâl oluyor. Giden canlar geri gelmiyor.

Demiryolunun havada kalmış halini gördükten sonra, insan ister istemez “Acaba demiryollarımızın başka kaç noktasında bu tip altından toprak boşalma ihtimali olan yer vardır?” diye düşünmeden edemiyor. Çorlu’daki, toprağın akıp gitmesini önleyemeyen alt yapıdan kesin ülkenin başka yerlerinde de vardır. Umarım yoktur ama hislerim bana olabilme ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor. Böyle bir kazadan sonra yapılması gereken, bütün demiryolu güzergâhlarının tekrar gözden geçirilmesidir ama yapılacağı konusunda çok umutlu değilim.

Bir de hızlı trenimiz var. Unutmayın ki, geçmişte sadece treni hızlı sürerek hızlı tren yapabileceğimizi bile düşünmüştük. Raylar uygun olmayınca, hızlı sürdüğünüz zaman benim oyuncak tren bile raydan çıkıyor. Her yerde olmasa bile, birçok yerde saatte 250 km hız yapan bir trenin altyapısında da toprak boşalmasına aday bölgeler var mıdır acaba? “Kesinlikte yoktur” diyebilmeyi çok isterdim ama maalesef diyemiyorum.
Çok daha hızlı giden bir trenin havada kalmış raylarla karşılaşması durumunda neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Allah hepimizi daha beterinden korusun.
Mevsimler sertleşti, doğal afetler arttı. Hiç görülmemiş yoğunlukta yağmurlar da yağabiliyor, kuraklık da olabiliyor. “Hiç bu kadar çok yağmur yağmamıştı” şeklinde cümleler artık bir işe yaramıyor. Demek ki hesap kitap şeklimizi değiştirmememiz gerekiyor. “Görülmemiş yağmur yağdı, aktı gitti”, “Görülmemiş kar yağdı, çöktü” şeklindeki cümlelerden bıktık artık.

Altyapı yetersizliği bizim ülkemizin yüz yıllık sorunudur. Bu konuya yapılan yatırımlar çok net bir şekilde politik kazançlara dönüşmediği için, hükümetler her zaman gözle görülen, çabucak kazanca dönüşebilecek yatırımlara yönelmişlerdir. Ara sıra yaşanan bu tip kazalara da “Allah’ın takdiri” der, yolumuza devam ederiz. 

Soma’da yüzlerce insanımızı kaybettik. Binlerce ailenin hayatı perişan oldu. O günden bu güne kadar madenlerde ne değişti? Bütün madenler gözden geçirilerek daha sağlam olmalarını sağlayacak çalışmalar yapıldığını ben hiç duymadım. Belki ufak tefek bir şeyler yapılmıştır ama kapsamlı bir çalışma hiç yapılmadı. Neden mi? Ne böyle bir paramız var, ne de böyle bir arzumuz var da ondan.
Her zaman “Allah korusun” diyoruz ama bir yandan da bu tip kazaların bir gün, bir yerde yine olacağını da biliyoruz.

Çöken çatılardan, yıkılan köprülerden, kamyon çarpan üst geçitlerden, uçan tabelalardan, akan topraklardan, denizle karayı birleştiren sellerden, taşan nehirlerden, düşen çığlardan Allah baba hepimizi korusun. Görülüyor ki, biz kendimizi koruyacak tedbirleri alamıyoruz, altyapıyı yapamıyoruz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder