27 Mart 2019 Çarşamba

Kombi Bozuk...

Günaydın dostlar…

Garip bir kış mevsiminin son günlerine doğru yaklaşıyoruz. “Bu sene İstanbul’a kar yağdı mı?” diye bana soruyorlar. “Yağmadı” desem olmaz, “Yağdı” desem gönlüm razı değil; ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Gökten beyaz bir şeyler yağdı ama onlara kar demek hiç içimden gelmiyor. Bırakın kar yağmasını, bana sorarsanız doğru dürüst yağmur bile yağmadı.
Çok az kar yağdı, çok az yağmur yağdı ama en iyisi gelin biz bu güzel çarşamba sabahında bu kışı biraz park edelim ve 5 yıl öncesine gidelim. Daha sonra nasıl olsa geleceğe geri dönüş yaparız.


5 yıl kadar önceydi, (neredeyse benim zamanımın ilkokulu bitirme süresi kadar) bir anda kombi bozuldu. Yetkili servisini aradım, çok terbiyeli bir çocuk geldi ve  “Ağabey bu bozuk” dedi. “Ben de seni Bezik oynamak için çağırmadım” diye cevap verdim.

Baktı, baktı, baktı ve en sonunda, Bu kombi çok eski, değişmesi lazım, 10 yaşında filan mı?” diye sordu. İyi attı herif, cidden de tam 10 yaşındaydı zavallı eski kombim. Üstelik 3,650 gün boyunca da bana bir gram sorun çıkartmamıştı. “Yapacak bir şey yoksa değiştirelim” dedim ama herifin dertleri bitmedi. Bu sefer de, “Bu senin eski kombi Almanya’da üretilmişti, şimdikiler burada üretiliyor ve bunun kadar iyi değil” diye yumurtladı. Hadi buyurun bakalım… “Ayrıca da seninki çift eşanjörlü, şimdikiler tek eşanjörlü, eski kombin kadar iyi performans vermez” şeklinde de minik bir ilave yaptı. Adam daha ne yapsın satışı bitirebilmek için elinden gelen her şeyi yaptı. “Almıyorum ulan” dedim. Başka marka almaya karar verdim.

Birçok insana “Ne marka alayım?” diye sordum ve sonunda gittim biraz daha pahalısına çift eşanjörlü başka bir marka aldım. Yeni markanın adamı geldi ve dedi ki, “Proje çizip, İgdaş’dan projeyi onaylatmamız lazım”. “İyi olur, çizin bakalım” dedim (bunların hepsi para tabi). Adam gitti proje çizmeye ve 2 gün sonra geldi “Sizde bu evin hazır çizilmiş projesi var mı?” diye sordu. Dedim “Var, al ulan onu da ben vereyim”. Proje çizildi İgdaş’dan onay alındı ve adamlar kombiyi takmaya geldi.

Kombi takıldı. Gazı açması ve onay vermesi için İgdaş beklenmeye başlandı. İğdaş söylediği günde, söylediği saatte geldi, bir gram aksama yok. 39 metreden kombiye doğru baktı ve “Süper olmuş Mehmet ağabey” deyip onayı verdi ve gitti.
Takarken adam dedi ki, “Ağabey sistemin içinde dolaşan su çok pis, siz bu radyatörleri filan en son ne zaman temizlettiniz?”. Dedim “Hiçbir zaman”. “Olmaz ki ağabey iki sene de bir temizlenmesi lazım” diye bir uzman görüşü belirtti. “Tamam, temizletelim ulan” dedim. Dedim demesine de, kim temizleyecek? Meğerse bu işi yapan firmalar da varmış. Ana işleri kalorifer temizliğiymiş.

Geldi kalorifer temizleyici firma, bütün bir gün boyunca içini, dışını, borusunu cartını, curtunu tertemiz yaptı. Kaloriferler mis gibi oldu. “Allah’a şükür bu da bitti” dedim ama meğerse bitmemiş. Bu sefer de kolektör çıktı başımıza.  “Şimdi kaloriferler mis gibi, kolektör pislik içinde olmaz, onun da değişmesi lazım”. “Değiştir ulan onu da değiştir, o kaç para?” “350 TL”.  Üzerindeki kolektör ECA marka. Malum ECA da pahalı bir marka. Kesinlikle ECA olsun yoksa akşam rahat uyuyamam…

ECA’yı aldı geldi adam baktı, baktı “Bu kombi 10 senelik mi?” dedi. Alnında yazıyor herhalde, bakan anlıyor. “10 senelik olduğu için artık bu parçadan üretilmiyor, benim yanımda getirdiğim parça da uymaz” dedi… “Ne halt edeceğiz?”. “Bir yerlerde bu parçadan bulacağız, ben bulunca seni haberdar ederim” dedi ve gitti. Murat Soydan’ın giden trenin arkasından baktığı gibi öylece kaldım. Dışarısı soğuk, ev buz gibi mecburen giydim yün donları oturuyorum.

Allah’tan bizim adam 2 gün sonra parçayı buldu ve değiştirmeye geldi de, götümüz donmadan işi halledebildik. Biraz daha geç kalsa, yün don da kurtarmayacaktı.  Tam değiştirirken, “Bu yeni parçanın boyu birazcık kısa kalıyor” diyerek, sanki benim suçummuş gibi bana bakmaya başladı. Tövbe, tövbe… “Sen üzülme ağabey ben çözerim” dedi ve tekrar dışarı gitti. Bana yine hüsran, yine soğuk, yine yün don… Endişelerim tavan yapmışken bir anda geldi ve bir şekilde parçayı değiştirdi. Ne halt ettiğini bugün dahi bilmiyorum.

“Kolektörü de değiştirdik, her derdimiz bitti” diye düşünürken kombinin içinden su azalmaya başladı. Ayıptır söylemesi “Bu ibne doğru dürüst değiştiremedi, zaten boyu da kısa kalmıştı, oradan su kaçırıyor bu zıkkım” diye söylenmeye başladım. ECA yetkili servisini çağırdım. Nasıl olsa kaybedecek bir şey kalmadı artık, bir de onlar baksın.
ECA da olaya başka bir boyuttan yaklaştı. “Kolektörde sorun yok, sorun kolektöre giden borulardaki minik vanalarda, hepsi eskimiş su kaçırıyor değişmeleri lazım” görüşünü belirtti. Bu işi biraz daha zorlarsam, bana “Senin de değişmen lazım” diyecekler.  Yapacak bir şey yok, vanaları da değiştirelim ama minik bir sorun var, bu gelenler vana değiştirme işine bakmıyorlarmış, onun için Mustafa Bey’in gelmesi gerekiyormuş.

Sevgili Mustafa Bey, bir hafta kadar sonra teşrif ettiler. Baktı, etti “Ağabey bunlar 10 senelik mi?” dedi, Aklıma bin türlü şey geldi ama şimdi 12 ayın sinirini Mustafa Bey’den çıkarsam adil olmaz… “Haaaa evet 10 senelik” dedim.  “Tamam, ben şimdi hazırlıksız geldim, pazartesi sabahı 9.00’da gelip değiştirsem olur mu?” diye sordu. “Hiç sorun değil sevgili Mustafa, pazartesi sabahı gel, aramızda 3-5 günün lafı mı olur” Hazırlıksız geldiğine göre, vana tamircisi Mustafa börek açacağını düşünüyordu herhalde. Pazartesi sabahı saat 07.45’de damladı. Ha 9.00, ha 7.45 ne fark eder. Keşke bir gece önceden yatıya gelseydi, sabahın köründe uyandırdı beni.
Minik vanalar da değişti ve sonunda Mustafa Bey de gitti. Bakalım şimdi sıra kimde? Ahmet mi, Mehmet mi, kim, kim?

Kombi bozulduğunda bir çocuk sahibi olsaydım şu anda ortaokula gidiyordu vallahi.
Bu güzel çarşamba günün de ruh haliniz de dâhil olmak üzere hiçbir şeyiniz bozulmasın.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil