4 Ekim 2020 Pazar

Plakçı...

Günaydın dostlar…

“Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” diye sordukları zaman cevabım çok netti: Plakçı olmak istiyordum. Küçüklük yıllarımı hep bu hayalle yaşadım. Doğal olarak bu konuyu benden başka bilen de yoktu.

Babama “Ben plakçı olmak istiyorum” dediğimi düşünebiliyor musunuz? Ben düşünemiyorum. O plakları ne yapardı, onu da düşünmek istemiyorum. Babamın da epeyce klasik müzik plağı olmasına rağmen, plakçılık fikrini açmak riskli bir hareketti.



Böyle bir arzumun olmasının en büyük nedeni de, Kızılay’daki Cemil Plak Evi’ydi. Hem Cemil ağabeyi çok seviyordum, hem de dükkânını çok beğeniyordum. Camdan bir oda içinde aynı anda birçok kasetin doldurulması, ortama uzay üssü görüntüsü veriyordu.

Ben de en son ekipmanları alarak kendi uzay üssü görüntümü yaratacaktım. Tabii bu aşamada kaset doldurma (daha doğrusu doldurtma) işini anlatmam gerekiyor. Gençler, bizim müzik listelerimiz sanal ortamlarda değil, kasetlerdeydi.

Bir kâğıda sevdiğiniz şarkıları yazar, sonra listenizi plakçıya götürerek kasetinize kaydetmesini isterdiniz. Plakçılar da tek tek listelerdeki şarkıları kasetinize yüklerlerdi. Çok yaygın bir süreçti ve her plakçı bunu yapardı.

Genelde de aynı gün geri almak mümkün değildi. Plakçının yoğunluğun göre iki üç gün sürebiliyordu. Cemil ağabeyde üç günden önce alman hiç mümkün değildi. Bu işler için plaklar defalarca kullanılırdı. Bu durumdan dolayı biraz eskimiş plaklarda indirim alabilmek de mümkündü. Bu konuda huysuz bir tip olduğum için, bu şekilde kullanılmış bir plak hiç almadım. Alabilirsem hiç açılmamışını alırım, alamazsam da sağlık olsun.

Genç arkadaşlar gözünüzde canlandırmaya çalışın. Bir müzik listesi yapmak istiyorsunuz ve listeniz günler sonra hazır oluyor. Tabii bir de şöyle bir durum da vardı, plakçılarda genelde istediğiniz her şarkının plağı olmazdı. O zaman da plakçı onun yerine kafasına göre bir şeyler kaydederdi. Bu da genellikle insanların sevmeyeceği bir şey olurdu. Plakçılar sevilmeyecek şarkıları seçmek konusunda çok başarılıydılar.

Allah var, ben bu işi hiç yapmadım. En başta iş çok normal bir iş değil, ikincisi de kasetten çıkan sesleri hiçbir zaman sevmedim. Bu şekilde kaset doldurma işi kim bilir kaç kanuna, kaç yönetmeliğe aykırıydı. Ben her zaman plaktan dinlemeyi tercih ederdim. Yıllar içinde diğer formatlar çıktı ama ben her zaman plaklarımı da dinlemeye devam ettim. Sevgili Akif bu paragrafı senin için yazdım.

İmkânlarımız kısıtlı da olsa hep plak dinledik. Haftalarca para biriktirip Cemil ağabeyden gıcır gıcır bir plak alabilmek büyük bir zevkti. Dönemin bütün albümlerini getirirdi. Hem de birkaç tane değil. Çok yüksek miktarlarda getirdiği albümler de olurdu.

Cemil Plak Evi’nden sonra en çok alışveriş yapmaktan keyif aldığım yer, İngiltere’de yaşadığım yıllarda Oxford Street’deki HMV Mağazası’ydı. Aradığınız her türlü plağı bulabilirdiniz. Fiyatları da korkunç uygundu. Zaman içinde Amerika’da da birçok plak aldım ama aynı keyfi aldığım söylenemez. Belki de büyüdük ve önceliklerimiz değişti.

Bu arada hemen şunu da belirteyim, kasetlerden çok iyi ses çıkmaması tek sorunumuz değildi. Zaman içinde bozulurlardı. Kopma sorunlarından tutun da bollaşma sorunlarına kadar her şeyi yaşardık.

Plakçı olamadım. Plak satıcısı olamayınca büyü bir hızla plak alıcısı oldum. Zaten bu devirde de klasik anlamda plakçı diyebileceğimiz çok az dükkân kaldı. Onların da çoğu gerçekten bu işe gönül vermiş insanlar. Her ne kadar plaklar geri gelmiş olsa da yine de plak satarak para kazanmanın çok zor olduğunu düşünüyorum. Bu dükkânların çoğu hem alıyor, hem de satıyor.

Bizler için plakların manevi değeri de çok büyüktür. Onlara çocuğun gibi bakman gerekir. İyi bakmazsan ince ince söylenmeye başlarlar. Hepimiz plaklarımızı koruduk, baktık, büyüttük, her dertleri ile ilgilendik ve sonunda bu günlere getirdik.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

3 yorum:

  1. Eski günler gözümde canlandı... Hiç unutamadığım kasetse muhtemelen Abimin doldurttuğu, bir yüzü Pink Floyd diğer yüzü Orhan Gencabay olandı...:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim hiç öyle bir kasetim olmadı :) Hatta hiçbir türlü kasetim olmadı ama Cemil'deki çocuğun aynı anda yirmi tane kaseti doldururken ki havalı davranışları çok hoşuma gidiyordu. Zannedersin ki Uzay Yolu'nda Atılgan'ı kullanıyor :)))

      Sil
  2. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil