7 Kasım 2021 Pazar

Portakalın Şekeri

Günaydın Dostlar,

Lafı hiç uzatmayacağım. Sevgili Doktorum, “Şekerden ne kadar uzak durursan o kadar rahat edersin.” diyor. Doktorum böyle dese de arkadaşlarım da “Portakalda da şeker var, o zaman onu da yeme.” diyorlar.

Portakalda şeker olduğu çok doğru olsa da ondaki şekerle diğer büyük yaramazlıklardaki şekerin etkisi aynı olmuyor. Yarım kilo dondurma yemekle veya beş kadeh şarap içmekle bir portakal yemek çok da eşit olmuyor. Ayrıca kadıncağız bana “Şeker yeme.” de demiyor. Olayı biraz “sen bilirisin” durumuna getiriyor.


“Ben hiçbir türlü tatlı yemem (dondurma hariç) zaten.” diyorum. “Yetmez, her türlü şekerli içeceği de bırakman gerekiyor.” diye cevap veriyor. Ortam olursa içki içerim ama evde otururken ne içki içerim ne de başka bir şey. Salgın döneminde çok fazla bir ortam da olmadığına göre bu da çok büyük bir sorun değil.

Kahve hemen hemen hiç içmem, çaya da şeker atmam; sıcak içeceklerde de bir sorun yok gibi duruyor. Çay deyince aklına kahvaltı geliyor ve “Kahvaltıda bal, reçel gibi şeyler de olmaz.” diyor. Onları zaten hiç yemem. Herhalde en son 50 yıl önce yemişimdir. Bin çeşit kahvaltılık getirilen mekânlarda da “Sakın bana yağ, bal, reçel gibi şeyler getirmeyin.” derim. Baştan şartlarımızı belirtelim de sonra ziyan olmasınlar.

Şeker konusunda zaman zaman özleyebileceğim tek şey dondurma. Onun dışında hiçbiri aklıma bile gelmez. Hemen şunu da belirteyim, Allah’a şükür şeker değerlerim limitlerin içinde. İyi bir pazarlıkçı olarak bunu da doktoruma belirtsem de “Olsun, yaş ilerledikçe şekere hiç gerek yok.” cevabını alıyorum.

Neyse, listeyi bu şekilde tamamladık diye düşünürken “İçinde glüten olan ürünlerden de uzak dur.” yorumuyla ikinci bir cephe açılıyor. O konuda da “Ne kadar uzak durursan o kadar rahat edersin.” argümanları geçerli.

“Uzak dur” demek, “Her türlü unlu mamulü hayatından çıkar.” demek oluyor. Tabii en başta da ekmek. Allah’tan ben hiç ekmek yemem. “Sabahları zavallı bir parça lavaş yerim, başka da hiçbir öğünde ekmek yemem. “Lavaş da olmaz, onu da çıkar hayatından.” tavsiyesi geldi. Nedense hiç şaşırmadım. Çıkaralım çıkarmasına da kahvaltıda ne yiyeceğiz? Cevap hazır, “Kara buğday ekmeği yiyin.”

Kara buğday ekmeği dünyanın en lezzetli ekmeği değil ama doktorum öyle diyor, yapacak bir şey yok. Bu konuya eğilince piyasadaki kara buğday ekmeklerinin hemen hemen hiçbirinin %100 karabuğdaydan yapılmadığını gördüm. Sadece birkaç yerde bu ekmekleri bulabiliyorsunuz ve fiyatları oldukça pahalı. Eskişehir’de çalışırken sohbet ettiğim çiftçilerden bir tanesi “Aslında en iyi buğday karabuğdaydır.” demişti, adamcağız haklıymış. Firmalar bir şekilde yavaş yavaş ürün portföylerine sokmaya başlamalılar diye düşünüyorum. Sevgili Şerife de çok güzel tarifler paylaşıyor.

Şeker gitti, glüten gitti; geriye ne kaldı? Kahvaltı da yiyecek bir şey kalmadı. Birkaç maydanoz, biraz zeytin, üç beş tane ceviz, ara sıra da yumurta; mükellef bir kahvaltıda başka ne arayacaksınız?

Sizce glüten ile konu kapanmış olabilir mi? Hayır, kapanmadı. Sıra laktoza geldi. Laktoz da iyi değilmiş. Düşündüm de bu konu çok mantıklı, sonuçta inekler o sütü Emin içsin diye üretmiyorlar. O yüzden de onların sütü bize fazla geliyor. İneğin bünyesinin bizden daha sağlam olduğunu düşünüyorum. Laktoz çıkışıyla kahvaltıda yediğim beyaz peynir de gitti. Gerçekten de maydanozdan başka alternatif kalmayacak.

Yurtdışına toplantılara gittiğimizde diğer ülkelerden gelen bazı arkadaşlarımızın kahvaltıda sadece iki erik veya yarım dilim kavun yediklerini görüp şaşkın şaşkın izlerdik ama biz de o durumlara geldik. Kimse yemeyince de bütün unlu mamuller bize kalırdı. Masadaki bütün kruvasanları yediğimiz günler çok gerilerde kalmış. Ne güzel günlermiş.

Sevgili Dostlar, kısaca özetlersek şeker yasak, glüten yasak, laktoz yasak. Peki, hepsi yasak da işe yaradı mı? Kesinlikle yaradı. Uyku düzenimden tutun da kendimi daha enerjik, daha zinde hissetmeme kadar her konuda iyileşme oldu. Allah’a şükür bir sorunum yoktu ama şimdi kendimi daha iyi hissediyorum.

Doktorumun da söylediği gibi bu üç parametreden ne kadar uzak durursanız o kadar rahat edersiniz. Hele de yaşlar ilerledikçe.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

3 yorum:

  1. En tehlikelisi TUZ derler böbrekler için o yok diye ekledim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, tuz da sorunlu. Her ne kadar doktorumla gündeme gelmemiş olsa da o da liste başı...

      Sil
  2. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil