4 Ocak 2018 Perşembe

Hızlı Geçiş Sistemi...

Günaydın dostlar…

Pazar akşamı İstanbul’dan dönerken, Yalova – Bursa otoyolundaki ışıklı panoda şöyle bir yazı okudum. OGS/HGS alın, gişelerde hiç beklemeden geçin. Sonra da kendi kendime, “Ulan benim arabada HGS var ama bir kere bile beklemeden geçemedim” diye düşündüm.
Sizlerin de bildiği gibi, güzel otoyollarımızı kullanırken iki adet sistemden yararlanabiliyoruz. Birincisi OGS (Otomatik Geçiş Sistemi), ikincisi de HGS (Hızlı Geçiş Sistemi). Bu kartlardan birini alıp, arabanızın ön camına taktıysanız, nakit gişelerinde sıra beklemeden çabucak geçebiliyorsunuz. En azından panodaki yazı öyle diyor ama gerçek hiç de öyle değil.


Bu kartları almak da çok kolay değil. Az da olsa bir emek gerektiriyor. Gidip alacaksınız, içine para yükleyeceksiniz, hatta isterseniz otomatik yenileme tanımlayacaksınız gibi birçok işlemi var. Neden insanlar bütün bu işlerle uğraşıyorlar? Her otoyoldan veya köprüden geçtiklerinde para derdine düşmemek için, bir de nakit gişelerinde 40 saat beklememek için.

Düşünüyorum da bir de KGS vardı galiba ama o rahmetli oldu.

Bu sistemlerin ayrı gişeleri var. Üzerinde HGS veya OGS yazıyor. Hatta bazı gişelerde her ikisi birden var. Aldınız kartınızı, taktınız ön cama, yıldırım gibi gişelerden geçeceksiniz ama ufak bir sorun var. Önünüzdeki amca para ödemeye çalışıyor, hem de kredi kartıyla…
Bu da nereden çıktı? Burası HGS gişesi değil miydi? Evet, öyle ama yeni yollarda ve köprülerde, geçiş kartınızda yeterli bakiye yoksa gişelerden geçemiyorsunuz. Hemen, “Nakit mi yoksa kredi kartı ile mi ödeyeceksiniz?” diye soruyorlar.
“Benim kredi kartım da yok, param da yok” diye cevap verdiğiniz zaman size 2 seçenek sunuluyor. Ya kaçak geçip, korkunç oranlardaki cezaya razı oluyorsunuz, ya da geri geri gişeden çıkıyorsunuz. Geri çıktıktan sonra da bu insanlar ne yapıyor, onu da bilmiyorum.

Bu geri çıkma olayını geçen gün yaşadık. Ortalıkta dolaşan çocukların da marifetiyle 7 tane araç geri geri çıktı. Tabi ki ondan sonra da, “Bakiyen yok ne giriyorsun kardeşim?” bağrışmaları başladı. Bildiğim kadarıyla eski otoyollardan veya köprülerden bakiyeniz olmadan geçmenin de bir cezası var ama cezanın büyüklüğü yeni otoyollar boyutunda değil.

Eski usule alışık olan vatandaş, doğrudan HGS/OGS gişelerine dalıyor. Bariyer kalkmayınca da şenlik başlıyor. Ya para verip geçiyor, ya da dünya âleme eziyet yaratıyor. Tabi ki hemen şunu da belirteyim, birçok konu da olduğu gibi, burada da para her kapıyı, her bariyeri açıyor.
Hiçbir geçiş kartınız olmadan da bu gişelere girerseniz (zira nakit gişelerinde kuyruk oluyor) sizi kırmayıp, sıcacık paranızı alıp sizi geçiriyorlar. Bunu bilen vatandaş da, hemen aklını kullanıp hızlı geçiş gişelerine yöneliyor. Malum bizim ülkemizde açıkgözlük her zaman prim yapar.
Geçiş kartında yeterli bakiyen yoksa eski Boğaziçi Köprülerinden geçebiliyorsun. Sonra o parayı nasıl alıyorlar, onu da bilmiyorum. Ama gördüğüm kadarıyla bizim yeni köprücü amcalar, o riske girmek istemiyorlar. “Ben hemen paramı alayım, ne olur ne olmaz” yaklaşımı içindeler.

Sevgili kardeşlerim, biliyorum sizin omuzlarınıza büyük bir sorumluluk yüklüyorum ama hızlı geçiş gişelerine girmeden önce, kartınızda yeterli bakiyenin olup olmadığından haberdar olsanız, çok mu zor olur? Hele kartınız yoksa hiç girmeyin o gişelere. Gece karanlığında o gişelerden geri geri çıkmaya çalışmak insanlara büyük eziyet oluyor…

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder