21 Ağustos 2022 Pazar

Misafir Odası

Günaydın Dostlar,

Bizim çocukluğumuzda her evde bir kozmik oda vardı. “Misafir odası” denilen bu odalara retina tarayıcısıyla bile giremezdiniz. Kimsenin yanına yaklaşmasının mümkün olmadığı bu odaların anahtarı annelerde dururdu. Bırakın çocukları babalar bile giremezdi.

Sevgili Ayşe ile dün akşam bu konuda epeyce sohbet ettik. Kozmik oda mukayesesi yaptık. Onların evinde bir de üstüne simetri sorunu varmış. Biz de Allah’tan öyle bir sorun yoktu ama misafir odasına girmek imkânsız gibi bir şeydi.



Daha önceki yazılarımda sözünü etmiş olduğum misafir çikolatası da bu odada saklanırdı. Odaya giremiyoruz ki çikolataya ulaşalım. Allah korusun, habersiz bir misafir geldiğinde çikolata ikram edemezsek ne yaparız?

Benim hatırladığım ilk yasak bölge Ankara Bahçelievler’deki evimizdeki misafir salonuydu. Misafir gelince veya annemin günü olduğu günlerde açılırdı. Ev sobalı olduğu için misafir geleceği günlerde sabahtan salondaki soba da yakılırdı. Nedense misafir odası ekstra soğuk olurdu. Kuzeye bakıyordu herhalde.

Evde buzdolabı olmadığı için bütün tencereler oraya konurdu. Hemen kapının arkasına tren gibi dizerdik. Genel oturma alanımız hol/oturma odası karışımı bir yerdi. Soba da orada yanardı. Diğer odalarda her gün soba yakamazsınız, ihtiyaca göre bakmak lazım.

Düşünüyorum da ben o evde salona girildiğini hiç görmedim. Misafirlerin oraya alındığını birazcık hatırlıyorum ama bu konudaki anılarım çok net değil. Annem de unutmuştur, bunun cevabını en iyi dayım bilir.

Ayşe’cim sizin salon bizimki kadar soğuk olmuyordur. İzmir’de yemekleri salona koyarsan hepsi bozulur.

Beş yaşına geldiğimiz dönemlerde kaloriferli evler yapılmaya başlandı ve biz de Emek Mahallesi’nde kaloriferli bir eve taşındık. Bu evin bir iyi tarafı salonunun kapısının olmamasıydı. Salon dışında başka oturacak bir yer de yoktu. Zaten babam görüp de dersleri filan sormasın diye biz pek salona çıkmazdık. Evdeysek genelde hep odamızda olurduk.

Kapısı yok diye salonu armut gibi ortada mı bırakacağız? Mümkün değil, bırakamayız. Salon milletin insafına bırakılmayacak kadar önemli bir yerdir. Koltukların olduğu tarafa pek gitmezdik. Çocuk bu, belli mi olur ya giderse o tarafa? Bu riski bertaraf edebilmek için bütün koltuklar örtülürdü. Misafir gelirse açarız ama o ana kadar örtülü kalsınlar.

Hemen şunu da belirteyim, Bahçelievler’deki kilitli salonda da mobilyalar her zaman örtülüydü. Kilitli diye her şey cıbıl cıbıl ortada zannetmeyin.

Çocuk sayısı artıp da oda koğuşa dönünce Bahçelievler’de daha büyük bir eve taşınmak zorunda kaldık. Doğru tahmin ettiniz, bu evin kilitlenebilir bir salonu vardı ve anında kilitlendi.

Mobilyaları koyduk, örtülerini örtük ve bir dahaki misafire kadar kapısını kilitleyerek salonla vedalaştık.

Niye böyle yaparlardı? Hiçbir şey kolay tedarik edilemiyordu. Mobilya almak şimdiki kadar kolay bir iş değildi. Gerçi şu anda da çok kolay değil ama o başka bir sabahın konusu. Bir de dağınık bir odayla misafire yakalanmak çok ayıptı. Sonra gidip sağda solda dedikodunu yaparlar.

Her şeyin çok daha fazla değeri vardı. Zor elde edilen ve almak için aylarca, yıllarca beklenen her şeyi millet gözü gibi korurdu. Telefon alabilmek için otuz yıl bekleyen insanlar, üzerine örtü örtüp kimseyi dokundurtmazlardı.

Şimdi bazı şeyler çok kolaylaştı; istediğimiz şeyler de, istemediklerimiz de.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

3 yorum:

  1. Sabah Sabah Evrankaya21 Ağustos 2022 08:37

    Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil
  2. Oda:salon:12m2
    Tek camlı çift taraf cam
    Kışın oda 0 altı derece
    Boş olduğu içinde kışın çamaşır asılır ve kalıp gibi donar
    Ama çift yün yorgan ve kazakla iyi uyunurdu 🤪

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah Sabah Evrankaya21 Ağustos 2022 19:33

      Doğru, çamaşırlar da asılırdı ve kazık gibi olurdu.😀 Soğukta yorganın altında süper uyunur.

      Sil