Günaydın Dostlar,
60’lı yıllarda
maalesef ülkemizde oyuncak yok denecek kadar azdı. Satılan birkaç parça oyuncak
de genellikle kaçak yollarla yurda sokulan merdiven altlarında satılan
oyuncaklardı.
Yakınları yurtdışına giden veya yurtdışından yakınları gelen çocukların muhakkak bir oyuncak treni olurdu. Bu trenler o dönemde sahip olabileceğiniz en güzel ve en havalı oyuncaklardı. Oval veya daire şeklinde bir güzergahta dönen trenlerle oynamaktan hiç sıkılmazdık. Unutmayın, her tren sonunda başladığı noktaya geri döner, sadece bazıları daha çabuk döner.
Bu iş o kadar
popülerdi ki Ankara Emek Mahallesi’ndeki 8 daireli apartmanda başta sevgili
kardeşim Tufan olmak üzere tam 4 dairede bu trenlerden vardı. Birçok marka
olmakla beraber bu trenlerin en kalitelisi ve en güzellerinden biri Almanya’da
küçük bir şehirde üretilen Marklin trenleriydi.
Marklin Göppingen’de
160 yıl önce kurulmuş. Küçücük bir şehirde başlayıp bugün ürünleri bütün
dünyada satılan bir üretici haline dönüşmüşler. Marklin en büyük
özelliklerinden bir tanesi kafasına göre üretim yapmıyor olması. Gerçek hayatta
ne varsa onun modelini yapıyor ve diğer markalara göre daha pahalıya satıyorlar.
Benim elimde bulunan 40-50 yıllık lokomotifler halen sıfır sorunla çalışıyordu.
1964 yılında soğuk ve
karanlık bir Ankara akşamında babamın getirdiği minik Marklin seti zaman içinde
büyüdü. Hatta beraber büyüdük de denebilir. 1964 yılında o kadar çok bu setten
gelmiş ki yanılmıyorsam sevgili Rahmi Koç’a da bu setin aynısı o yıl gelmiş.
Muhtemelen onun seti benimkinden çok daha hızlı büyümüştür.
Babam seti getirdi
getirmesine de bir de bunun kurulması lazım. Nasıl olacak o iş? Babam yorgun
olmadığı ve keyifli olduğu bir hafta sonu treni kuracak. Böyle bir ihtimal yok
gibi bir şeydi. Babam ya seyahatte olurdu ya da çalışıyor olurdu. Aradan yıllar
geçti minik tren seti dolabın üstünden hiç inmedi.
Bir gün kafayı üşüten
Emin, annesi de evde yokken treni dolabın üstünden indirdi ve kurmaya başladı.
Hiç unutmuyorum kutunun içinde neyin nereye bağlanacağı konusunda çok güzel bir
çizim de vardı. Annem eve gelip de salonun ortasına kurulmuş treni görünce şoka
girdi. Ben başarmanın mutluluğunu yaşarken annem de baban eve gelip hepimize
saatlerce bağıracak telaşı içindeydi.
Korkulan olmadı. Babam
bağırmadığı gibi bu işi başarmış olmamdan dolayı garip bir mutluluk da duydu. Allah
bilir “Kurduğu iyi olmuş, benim üzerimden büyük bir yük kalktı.” demiştir. Her
başarının bir bedeli ve yüklediği bir sorumluluk olur. O günden sonra da benim
hep elektronik veya bilgisayar okumamı istedi. Allah’ın izniyle ve başta
Süleyman Hoca’m olmak üzere bütün hocalarımın desteğiyle o işi de başardık.
Babam da bu durumdan mutluydu ve bir ortam olduğunda hemen anlatırdı. Biz ilk
bilgisayar okuyan gruplardanız.
Zaman içinde
yaptığımız ilavelerle trenimiz yavaş yavaş büyüdü ve oldukça büyük bir
koleksiyon haline geldi. Aklımızın bir köşesinde de bir gün bir yerde kurup
dağıyla, tepesiyle orada sergilemek olsa da bu hedefimizi hiç başaramadık.
Yıllarca bu iş salonun ortasına kur ve birkaç hafta sonra da topla şeklinde
yürüdü.
Daha sonraki yıllarda
ortaya çıkan dijital trenler kablolama işini büyük ölçüde azaltmış olsa da yine
de bu trenleri kurmak büyük işti ve her sene kurulması ve bakımının yapılması
gerekiyordu.
Bakımları yapmak 2-3
gün, treni kurmak 3-4 gün, treni toplamak 3-4 gün şeklinde düşündüğünüz zaman
çok gün ediyor. Her seferinde her parçayı tek tek kutularına geri koyardım.
Bu kurma ve toplama
işini artık daha fazla yapamayacağımı düşündüğüm için trenlerimi Haliç’in
kıyısındaki güzel müzeye bağışlamaya karar verdim. Geçen hafta da orada çalışan
güzel insanlarla bu hibe sürecini tamamladık. Kendilerine çok teşekkür
ediyorum. Toplam 61 yıl boyunca benle olan trenler artık Haliç manzaralı bir
ortamda. Buradaki dolaplardan sıkılmışlardı, daha çok insanla ve diğer
trenlerle tanışmak istiyorlardı.
Umarım hepimizin
zevkle gidip izleyeceği güzel bir tren şehir yaratma şansları olur. Biz de
yılda birkaç kez gidip izleriz. Trenler bir çoğumuzun aşkı. İster yollarda
olsunlar isterse de dioramada onlar her zaman hayallerimizi, umutlarımızı
taşıyorlar.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya veya Emin Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
🙏🏻❤️
YanıtlaSilKutlarım Emin' cigim en doğrusunu yapmışsın
YanıtlaSil