20 Ağustos 2025 Çarşamba

Marklin 61 Yıllık Beraberlik

Günaydın Dostlar,

60’lı yıllarda maalesef ülkemizde oyuncak yok denecek kadar azdı. Satılan birkaç parça oyuncak de genellikle kaçak yollarla yurda sokulan merdiven altlarında satılan oyuncaklardı.

Yakınları yurtdışına giden veya yurtdışından yakınları gelen çocukların muhakkak bir oyuncak treni olurdu. Bu trenler o dönemde sahip olabileceğiniz en güzel ve en havalı oyuncaklardı. Oval veya daire şeklinde bir güzergahta dönen trenlerle oynamaktan hiç sıkılmazdık. Unutmayın, her tren sonunda başladığı noktaya geri döner, sadece bazıları daha çabuk döner.



Bu iş o kadar popülerdi ki Ankara Emek Mahallesi’ndeki 8 daireli apartmanda başta sevgili kardeşim Tufan olmak üzere tam 4 dairede bu trenlerden vardı. Birçok marka olmakla beraber bu trenlerin en kalitelisi ve en güzellerinden biri Almanya’da küçük bir şehirde üretilen Marklin trenleriydi.

Marklin Göppingen’de 160 yıl önce kurulmuş. Küçücük bir şehirde başlayıp bugün ürünleri bütün dünyada satılan bir üretici haline dönüşmüşler. Marklin en büyük özelliklerinden bir tanesi kafasına göre üretim yapmıyor olması. Gerçek hayatta ne varsa onun modelini yapıyor ve diğer markalara göre daha pahalıya satıyorlar. Benim elimde bulunan 40-50 yıllık lokomotifler halen sıfır sorunla çalışıyordu.

1964 yılında soğuk ve karanlık bir Ankara akşamında babamın getirdiği minik Marklin seti zaman içinde büyüdü. Hatta beraber büyüdük de denebilir. 1964 yılında o kadar çok bu setten gelmiş ki yanılmıyorsam sevgili Rahmi Koç’a da bu setin aynısı o yıl gelmiş. Muhtemelen onun seti benimkinden çok daha hızlı büyümüştür.

Babam seti getirdi getirmesine de bir de bunun kurulması lazım. Nasıl olacak o iş? Babam yorgun olmadığı ve keyifli olduğu bir hafta sonu treni kuracak. Böyle bir ihtimal yok gibi bir şeydi. Babam ya seyahatte olurdu ya da çalışıyor olurdu. Aradan yıllar geçti minik tren seti dolabın üstünden hiç inmedi.

Bir gün kafayı üşüten Emin, annesi de evde yokken treni dolabın üstünden indirdi ve kurmaya başladı. Hiç unutmuyorum kutunun içinde neyin nereye bağlanacağı konusunda çok güzel bir çizim de vardı. Annem eve gelip de salonun ortasına kurulmuş treni görünce şoka girdi. Ben başarmanın mutluluğunu yaşarken annem de baban eve gelip hepimize saatlerce bağıracak telaşı içindeydi.

Korkulan olmadı. Babam bağırmadığı gibi bu işi başarmış olmamdan dolayı garip bir mutluluk da duydu. Allah bilir “Kurduğu iyi olmuş, benim üzerimden büyük bir yük kalktı.” demiştir. Her başarının bir bedeli ve yüklediği bir sorumluluk olur. O günden sonra da benim hep elektronik veya bilgisayar okumamı istedi. Allah’ın izniyle ve başta Süleyman Hoca’m olmak üzere bütün hocalarımın desteğiyle o işi de başardık. Babam da bu durumdan mutluydu ve bir ortam olduğunda hemen anlatırdı. Biz ilk bilgisayar okuyan gruplardanız.

Zaman içinde yaptığımız ilavelerle trenimiz yavaş yavaş büyüdü ve oldukça büyük bir koleksiyon haline geldi. Aklımızın bir köşesinde de bir gün bir yerde kurup dağıyla, tepesiyle orada sergilemek olsa da bu hedefimizi hiç başaramadık. Yıllarca bu iş salonun ortasına kur ve birkaç hafta sonra da topla şeklinde yürüdü.

Daha sonraki yıllarda ortaya çıkan dijital trenler kablolama işini büyük ölçüde azaltmış olsa da yine de bu trenleri kurmak büyük işti ve her sene kurulması ve bakımının yapılması gerekiyordu.

Bakımları yapmak 2-3 gün, treni kurmak 3-4 gün, treni toplamak 3-4 gün şeklinde düşündüğünüz zaman çok gün ediyor. Her seferinde her parçayı tek tek kutularına geri koyardım.

Bu kurma ve toplama işini artık daha fazla yapamayacağımı düşündüğüm için trenlerimi Haliç’in kıyısındaki güzel müzeye bağışlamaya karar verdim. Geçen hafta da orada çalışan güzel insanlarla bu hibe sürecini tamamladık. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Toplam 61 yıl boyunca benle olan trenler artık Haliç manzaralı bir ortamda. Buradaki dolaplardan sıkılmışlardı, daha çok insanla ve diğer trenlerle tanışmak istiyorlardı.

Umarım hepimizin zevkle gidip izleyeceği güzel bir tren şehir yaratma şansları olur. Biz de yılda birkaç kez gidip izleriz. Trenler bir çoğumuzun aşkı. İster yollarda olsunlar isterse de dioramada onlar her zaman hayallerimizi, umutlarımızı taşıyorlar.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

3 yorum:

  1. Sabah Sabah Evrankaya20 Ağustos 2025 08:50

    Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya veya Emin Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil
  2. Kutlarım Emin' cigim en doğrusunu yapmışsın

    YanıtlaSil