21 Mayıs 2017 Pazar

İlk Görüşte Aşk

Günaydın Dostlar,

İlk görüşte hissedilen şey aşk mıdır yoksa hoşlanmak mıdır tartışmaları hiç bitmiyor. Hatta birçok arkadaşım bu işleri kronolojik bir sıraya da diziyor.
İlk önce beğenirmişsin, sonra severmişsin, sonra da aşık olurmuşsun. Vallahi bu sıralama hiç Yay burçlarına göre değil. Hele Emin’e hiç uymuyor. Hani “Sevdim mi tam severim.” lafı var ya, ben de bu konulara aynı şekilde bakıyorum. Bir yerler de karşına çıkarsa hepsi bir anda oluverir. Hoşlanması, beğenmesi, aşkı, şunu, bunu bir paket halinde yüreğinden aşağıya doğru iner. Kademe kademe aşk olmaz. Aşk dediğin ilk görüşte olur.


Arkadaşlarım bana, “Sen ilk gördüğün anda sevip sevmediğine karar veriyorsun.” diyorlar. Gerçekten de öyle, ilk anlar benim için çok önemli. Ufak değerlere, ayrıntılara çok önem veriyorum. Bu devirde değer vermek veya değer verebileceğin bir insanın karşına çıkabilmesi çok zor bir konu ama şımartılmayı, değer verilmeyi hak eden birini de bulduysan korkma şımart şımartabildiğin kadar.

Zor olur, kolay olur hiç fark etmez. Aşk bir anda gelir, çalar kapıyı. Bir görüş, bir bakış, bir söz, beklenmedik bir yorum; bir anda bütün ortamı değiştiriverir. Bir sıraya sokmamakla beraber; ben de kalbine girene heyecan, midene kadar gidene aşk diyorum. Saatte 1300 km hızla midene iniverir, bir daha da onsuz yapamazsın.

Benim için aşk demek farklılık demektir. Seni kendine çeken şey farklılıktır. Hiç kimsede olmayan şeydir. Kimsenin söyleyemeyeceği bir lafı olmadık bir ortamda söylemek, bir farklılıktır. Bir anda kalbinin kapakçıkları açılıverir. Miden de bağırır aşağıdan, “Hazırım, gelsin.” diye. Takılır aklına o laf. Araba kullanırken nereye gittiğini bile unutursun.

Gözlerdir aşk. Gözlerde yaşanmadan aşk olmaz. Gözlerin içinde kaybolmak, gözlere bakarken ağlamak istemektir aşk. Üzüntüden değil, aşktan.

Meltem rüzgârıdır aşk. Kusursuz bir gecede onun kokusunu sana getirir, bir daha da rüzgâr hiçbir zaman öyle esmez. Gittiğin her yerde o kokuyu alırsın. Daha doğrusu aldığını zannedersin.
Farklılık aşktır. Bu dünyada bu kadar insan varken neden gidip de ona aşık oluyorsun? Çünkü o farklı, o hiç kimseye benzemiyor. Çünkü sen onun herkesten farklı olduğuna karar verdin. Onunla savaşa da gidilir, Migros’a da.

Bir kırmızı kazak, bir pembe ceket, bir beyaz gömlektir aşk. Kırmızı bir kazak bugüne kadar hiç kimseye bu kadar çok yakışmamıştı. O bir pembe ceket değil, asil bir kuğuydu.

Kalptir aşk. Kocaman bir kalptir. Üzerinde oturduğu çok önemli temelleri vardır. İyi niyet, samimiyet, cesaret, doğallık ve zorluk temellerine kalbini oturtup üzerini de aşk ile kaplarsın. Zırh gibidir maşallah, kolay kolay delinmez.

Bu dünyada her şeyin bir tersi bir de düzü vardır. Büyük aşklar, büyük kaybetme korkularını da ceplerinde sana getirirler. Korkma, temellerin sağlamsa hiçbir şey olmaz. Zor mu olacak? Haklısın ama unutma ki “En güzel aşk zor olanmış.” demişler. Kolay olsa herkes yapardı. Aşk farklılıktır, aşk herkesin yapamayacağıdır.
Aslında belki de doğru olanı, mide kalp karayolundaki hisler yarışına bir ad koymaya çalışmamaktır. Adı ne olursa olsun; midende bir heyecan, kalbinde bir sıcaklık, beyninde bir salaklık yaratıyorsa bırak adı ne olursa olsun. Her şeyin bir adı veya bir tarifi olması gerekmiyor. Tabii duymak hoş olur ama önemli olan hissetmek ve hissettirebilmektir.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil