20 Aralık 2017 Çarşamba

Siyah...

Günaydın dostlar…

Pembeler, yeşiller, kırmızılar her yerdeydi, hepsi de çok canlı, ışıl ışıldı. Aşk var diye vardı bütün renkler. Sen ne yaptın? Aşkın kıymetini bilemedin, değerini anlayamadın, “Hep orada ol, her zaman benimle ol” diyemedin; o da gitti.
Zannettin ki, aşk gidince her şey rengârenk yerinde kalacak ama son dakikada sana bir de sürpriz yaptı. Giderken her şeyi siyaha boyayarak gitti. Senin yüzünden bizim de etrafımız karardı, her şey siyah artık…


Gökyüzünün kararmasını kış şartlarına yüklemeye çalışma. Gökyüzü daha düne kadar güneşliydi, ılıktı, tertemizdi. Hatta umut doluydu. Bugünkü kapalı havanın nedeni sensin. Kara bulutlar gelmedi, senin kıymetini bilemediğin aşkın, bulutları siyaha boyadı. Onlar kara değil, siyah…

“Işığı kim söndürdü acaba?” diye düşünerek etrafına bakıp durma. Sen onun kıymetini anlamadın, karanlıkta kaldın. Işık söndürülmüş filan değil, sadece siyaha boyandı. Ben yapmadım, yanındayken değerini bilemediğin o güzel insan yaptı. Sen tahmin edemedin ama ampullerin hepsini siyaha boyadı. Odanın karanlığında beyaz duvarları da göremiyorsun artık, için sıkılıyor. Dışarı çıkman lazım, duvarlar üstüne geliyor ama bir minik ayrıntıyı atlıyorsun. O duvarlar da beyaz değil artık. Evet, doğru tahmin ettin, onları da siyaha boyadı giderken…

Oda karanlık, daha da kötüsü onun kokusu da yok artık. Oralarda bir yerde de değil. Giderse bu kadar umursayacağını, siyahlar bağlayacağını hiç düşünmemiştin ama gitti. Siyah montunu giyip, siyahlara yürüdüğü an, hiç gözünün önünden gitmiyor. “Neden gitme diyemedim?” diye şimdi kendine sormanın bir anlamı yok. Ortam siyah olmadan soracaktın. Gururun müsaade etmedi değil mi? O zaman şimdi al gururunu karşına, bütün gece karşılıklı fal bakın. Bakalım fallarda bir gelen, giden var mı?

“Ne fal bakması be kardeşim? “İçim daralıyor” diyorum, anlamıyor musun? İçime bir siyahlık çöktü”. Tamam, o zaman dışarı çıkalım ama hemen uyarayım, gökyüzü de siyah. Üstelik senin yüzünden bizim de içimiz daraldı, siyahlaştı.  Ne demişler? “Bir aşkının kıymetini bilmeyenin, yedi mahalleye zararı vardır”. Maşallah seninki 17 mahalle oldu.

“Üzerindeki elbise siyah mıydı? Of Allah’ım onu bile hatırlamıyorum. Hiç dikkat etmemişim. Durum böyleyken, nedir benim içimi siyaha boyayan, umutlarımı, düşüncelerimi siyaha çeviren? Güzel vakit geçiriyorduk, onunla sohbet etmeyi de çok seviyordum ama gittiğinde her rengi siyaha boyayacağını hiç düşünememiştim. Çok sevmediğim kahverengi bile yok artık hayatımda, her yer siyah…
Zaten çok sevmiyordun ki, nedir bu karamsarlık? İlk önce kelimelerimizi doğru kullanalım; onun adı karamsarlık değil, siyahlık. Acaba yanındayken kıymetini anlayamama durumu mu vardı? Üzüntüden gözlerine siyah perdeler inene kadar ağlasan da faydası yok artık, aşk gitti bir kere… Gecenin siyahlığına karıştı…
Aşk gitti. Renkleri de yanında götürdü. Meğerse bütün renkler aşk var diye varmış. Aşk var diye gül kırmızı, papatya beyazmış. Aşk var diye ağaç yeşil, gökyüzü maviymiş. Hele Boğaz’ın suları; aşk var diye masmaviymiş. Aşk var diye, (sen bilmesen de) sen ona aşıkmışsın. Belki de ilk günden beri, belki de ilk dakikadan beri. Belki de saçlarını her yöne sokuşturduğu için. Sen bilmesen de, kalbin, miden zaten biliyormuş…

Yanındakinin kıymetini bil, her yeri siyaha boyatma. Siyah zor bir renktir. Üstüne renk tutmaz. Beyazı bir çırpıda siyaha boyayabilirsin ama siyahın üstüne boyamak o kadar kolay değildir.

Üzülme renkler bir gün geri gelecek ama o gün gelinceye kadar, uzunca bir müddet siyah kalacaklar…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil