16 Nisan 2023 Pazar

Biliyoruz

Günaydın Dostlar,

“Biliyoruz.” dediğime bakmayın, aslında çok da bir şey bilmiyoruz. Tek bildiğimiz günün birinde deprem olacağı ve hep İstanbul konuşulsa da çok fazla riskli bölge olduğu. Uzmanlar 7,0’ın üzerinde deprem yaratabilme ihtimali olan çok fazla aktif fayın bulunduğunu söylüyorlar.

İstanbul’dan Bingöl’e kadar birçok riskli bölge var. Ülkenin ekonomisinin yarısının İstanbul’da olması da ayrı bir beka sorunu yaratıyor. İşyerlerini ve fabrikaları İstanbul’a taşımak yerine İç Anadolu Bölgesi gibi daha az riskli yerlere kurmalıyız. İstanbul turizm, sanat ve finans şehri olarak kalmalı.



Deprem olacağını biliyoruz da ne yapıyoruz? Benim gördüğüm kadarıyla çok da bir şey yapamıyoruz. Rantı yüksek bölgelerde yenilenen apartmanlar dışında ben çok bir çalışma göremedim. Bu çalışma da o bölgelerde yaşayan nüfusun %20 oranında artmasına neden oldu. Tam tersine bu bölgelerde nüfusu azaltacak çalışmalar yapıp bu yönde teşvikler vermeliyiz. Avrupa’nın en tehlikeli fay hattının üzerine kurulmuş bir şehri kontrolden çıkarcasına büyütmek nedendir?

Bu bölgeye birtakım avantajlar sağlayan su yolları, aynı zamanda bu bölgenin çok da tehlikeli olmasına neden oluyorlar. Sonuçta İstanbul Boğazı bu şekildeki kırılmalar nedeniyle oluştu. Keza İzmir’de de durum farklı değil. Amcaların söylediğine göre İzmir ve civarında 7,0’ın üzerinde deprem oluşturma ihtimali olan birçok fay varmış.

Bir diğer bilmediğimiz konu da evlerimizin ve zeminin ne kadar sağlam olup olmadığı konusu. Eskiden sağlamlığına daha çok güvensek de son zamanlarda ortaya çıkan büyük depremlere ne kadar dayanabileceği konusunda artık çok emin değiliz. Birçok dostum daha güvenli olduğunu düşündükleri evlere korkunç kiralar ödüyorlar. Gerçekten de bu binalar ve zemini sağlam mı? Bilmiyoruz.

Sürekli olarak Türkiye’de 6 milyonun üzerinde depreme dayanamayacak yapı olduğu söyleniyor. Bu binalara yıllarca ben izin vermedim ama bu başka bir sabahın konusu. İçimde öyle kötü bir his var ki bu sabah ben bu satırları yazarken birileri bir yerlerde talimatlara uymayan bir bina yapıyormuş gibi hissediyorum. Belki de amcanın biri yün donları daha iyi sergileyebilmek için bir yerlerde binanın birinin kolonunu kesiyordur. İşin en acı tarafı da bu bence. “Olan oldu ama bundan sonra bir tane bile çürük bina yapılmaz ve müsaade edilmez.” diyemiyoruz. İmar affının teklif dahi edilemeyeceği neden Anayasa’mızdaki yerini alamadı? “Günün birinde yine bir şeyleri affedebiliriz, dursun bir yerlerde.” diye mi düşünüyoruz?

Yaşanan deprem bize gösterdi ki felaketin ilk günlerinde yardım ulaştırmak hemen hemen imkânsız oluyor. Kapanan yollardan tutun da mevsim şartlarına kadar her şey sorun oluyor. Bu nedenledir ki her yerleşim merkezinde afette ilk kullanılacak ekipmanlar ve yapılar stoklanmalı. On binlerce konteyner stoklayamasak da bir kısmını stokta tutabiliriz.

Bu tip malzemeleri stoklayacağımız yerlerin de yıkılmaması gerekiyor. Herkes yardım bekliyor ama yardım getirecek insanların da binası yıkılmış oluyor. Arama kurtarma ekiplerinin kullandığı binalardan hastanelere kadar her bina acilen sağlam hale getirilmeli. Bir saat bile kaybedecek zamanımız yok.

Deprem beklenen yerlerde çok acil çalışma yapılması gerekiyor. Peki, bu mümkün mü? Maalesef çok da değil. Ülkemizin ve dünyanın sıkıntılı bir dönemden geçtiği bir süreçte elimizdeki imkânları yıkılan yerleri yeniden ayağa kaldırmak için kullanmak zorundayız.

Kendimizi 6 milyon bina karamsarlığına kaptırmamalıyız. Hepsinin deprem önceliği aynı değil. Depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Bir apartmanı, bir hastaneyi, bir köprüyü, bir okulu sağlamlaştırdığımız zaman bir tane azalmış olacak. Fili bir gecede yiyemeyiz. Bu duruma gelmemiz yıllar sürdü, çıkmamız da yıllar sürecek.

Büyük amcaların bir tanesi “Müteahhitler çok büyük rant peşinde oldukları için bu binalar yenilenemiyor.” gibi bir açıklama yaptı. Bu işi binaları yapacakların kâr beklentilerine bırakamayız, Ankara muhakkak bu işe destek vermeli. Şu anda en acil konumuz bu. Hep beka sorunu, deyip duruyoruz ya, işte bu çok gerçek bir beka sorunu.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

3 yorum:

  1. Sabah Sabah Evrankaya16 Nisan 2023 08:47

    Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil
  2. İnşallah bir gün bizim çocuklarımız evet hiç güvensiz bina kalmadı, ne depremi olursa olsun biz güvendeyiz, diyebilirler. 🙏🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah Sabah Evrankaya16 Nisan 2023 17:34

      İnşallah 🙏🙏

      Sil