11 Haziran 2016 Cumartesi

Son Çıkış

Günaydın Dostlar,

Kendimi bildim bileli yaşanan her “son çıkış” beni çok rahatsız etmiştir. Köprüden önceki son çıkıştan söz etmiyorum. Benim içimi üzen, bilerek veya bilmeyerek yapılan son çıkışlar.
Bilerek veya bilmeyerek evden çıkıp bir daha hiç geri dönememeler. “Son çıkış”, hepimiz için kaçınılmaz bir durum ama yine de iç burkan bir yanı var. Son defa evden çıktıklarını bilmeden, helalleşmeden işlerine giden kahraman Şerife ve Nezife’nin bir daha hiç geri dönemeyecek olduklarını bilmek, beni derinden yaralıyor.


Ankara’daki hain saldırıda hayatını kaybeden zavallı kızcağızın ne günahı vardı? Üç kuruş para kazanmak için akşam akşam özel dersten özel derse koşturup duruyordu. Son çıkış, bir anda bütün hayallerini, rüyalarını bitiriverdi. Geriye koskocaman bir karanlık kaldı. Yüzlerce ev son çıkış siyahına boyandı.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, her gün hayatımızla kumar oynuyoruz. Son çıkışın hangimizi ne zaman, nerede yakalayacağı hiç belli değil. Her an hepimizin karşısına çıkabilir. Son çıkış; lüks bir araba şeklinde de gelebilir, kutsal inek koruması altındaki hafriyat kamyonu şeklinde de.

Askerler, polisler, korucular, güvenlik görevlileri ve bizler. Her gün son çıkışın hedefi içinde yaşadığımızı bile bilmiyoruz. Belki de biliyoruz ama yapacak bir şey olmadığı için umursamıyoruz. Son çıkış piyangosu kalabalık mekânlarda bilet satmaya devam ediyor.

Son çıkışın her şekli beni rahatsız ediyor. İlle de trajik bir olay yaşanmasına veya bir terör saldırısı olmasına gerek yok. Tetkikler için bir geceliğine hastaneye giden Bedia teyzenin bir daha hastaneden hiç çıkamaması, üzerinden uzun yıllar geçse de belleğimdeki yerini koruyor. Giyin, kuşan, kendi ayağınla doktora git, bir daha da hiç çıkama. Neden? Çünkü son çıkış duvarların arkasına saklanmış sinsice onu bekliyordu da ondan.

Rahmetli anneannemiz, bugün Yunanistan toprakları içinde kalmış olan evlerini nasıl terk edip de buralara geldiklerini anlatırdı bize. Evini temizle, topla; sonra da bırak gel. Garip bir son çıkış. Bugün zavallı mültecilerin başına gelen durum da çok farklı değil.
Rahmetli Seçkin teyze, evinden bilerek çıktı ve bir yaşlı bakımevine yerleşti. İyi bakılıyordu, arkadaşları vardı, keyfi de yerindeydi ama bu benim için son çıkışın burukluğunu azaltmıyor. Yıllardır yaşadığın evinden bir daha hiç geri gelmeyeceğini bilerek çıkmayı, ben çok üzücü buluyorum. Dünyanın en iyi bakımevine de gitsen, evini terk etmek başka bir duygu. Son çıkış geliyor ve alıp sizi bambaşka diyarlara götürüyor. Gittiğin yer artık senin evin değil. Ölene kadar misafir olacağın bir otelde yepyeni bir yaşama yelken açtın.

Bu nedenden dolayı hiçbir zaman yaşlıların veya ihtiyacı olanların evlerini terk edip bakımevlerine gitmesine sıcak bakmadım. Her zaman bana soğuk geldi. Son çıkışın bilmeyerek olanı çok trajik ama bilerek olanı da çok soğuk ve çok ruhsuz.

Başta da belirttiğim gibi hepimiz bir gün son çıkışımızı yapacağız ama erken olanları, trajik olanları bizleri çok daha fazla etkiliyor. Her akşam gördüğüm şehit cenazeleri; kendimi çok lüzumsuz, çaresiz ve beceriksiz hissetmeme neden oluyor. Sanki bir şeyler yapabilseydim minik çocukların gözlerindeki yaşları önleyebilirdim gibi hissediyorum.

Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Üzgünüz, hatta depresyondayız. İki yıl boyunca her akşam milyon tane sorun dinleyen bir milletin mutlu olması mümkün değil.
Uzun süre oturduğunuz bir evden taşındığınız zaman bile insanın içinde bir hüzün oluyor. Çok daha güzel bir eve bile taşınıyor olsanız, içinizdeki üzüntüyü kontrol edemiyorsunuz. O gün, o ev için “son çıkış” vaktinin gelmiş olmasını midenizde bile hissediyorsunuz. Bir de tamamen çıktığınızı ve bir daha hiç evinizin olmayacağını düşünün.

Son çıkışın çok değişik şekilleri var. Benim için hepsi de çok üzücü. Dünyayı umursamayan rahat insanlardan olmak isterdim ama ne yazık ki fabrika ayarlarım öyle ayarlanmamış. Hiç tanımasam da öğrenciler ölmesin diye sobayı kucaklayan kahraman öğretmeni ben unutamıyorum. Beynimde yüzlerce, binlerce “son çıkış” var. Sevgili Neşe abla da orada, bir daha evine hiç dönemeyen zavallı Özgecan da.
Allah hepimize yaşamın da, çıkışın da hayırlısını versin.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil