7 Haziran 2016 Salı

Herkes Kapısının Önünü Temizlesin...

Günaydın dostlar…

“Herkes kapısının önünü temizlerse bütün şehir temiz olur” sözünü hepimiz duymuşuzdur. Bu söz Avrupa’da ve Amerika’da pratikte de büyük karşılık bulan bir paylaşımdır. Bilhassa Amerika’da bahçenin ve kapının önünün temizlenmesi hiç bitmeyen bir uğraştır.
Amerika açısından baktığımız zaman; kapının önünün temizlenmesi konusunun sadece süpürmek ve/veya yıkanmaktan ibaret olmadığını görürüz. Michigan gibi eyaletlerde, en önemli konulardan bir tanesi de karların temizlenmesidir.


Hukukçu değilim ama bildiğim kadarıyla, kapınızın önündeki ve bahçenizdeki karları, buzları temizlemezseniz, biri de gelip kafasını kırarsa sorumluk size ait oluyor. Her daim mahkemeye verilme korkusuyla yaşayan Amerikalılar, bu konuya da azami önem gösterirler.

Amerika, Avrupa iyi güzel de, “kapının önünü temizleme” konusu Türkiye’de nasıl yürüyor? Bizdeki temizlik, eline hortumu alıp her yerin içine etmekten ibaret. Allah var doğduğumuz günden beri hortumla sağı solu ıslatmaya karşı bir merakımız vardır. Bu merak yüzünden, Emin de sabahtan akşama kadar Beylerbeyi’ndeki bahçeyi sulardı.

İki konuya büyük zaafımız vardır. Hortumla bir yerleri sulamak, bir de hortumdan su içmek. Sıcak bir yaz gününde bahçe sulayan bir insanın hortumundan içilen suyun tadı dünyanın en iyi kaynak sularında bile yoktur. Suyun boynumuzdan midemize doğru akmasına bile aldırış etmeyiz. İçeriz de içeriz…

Allah var temiz milletizdir! Evimizin dükkânımızın önünü ıslatmaya bayılırız. Dükkânın kapısından kaldırıma doğru su tuttuğumuz zaman, etraf mis gibi olur. “Ama akan sular toz toprakla karışıp, kaygan bir balçık halinde kilometrelerce sağa sola akıyor” gibi bir yorum sakın yapmayın. O kadar kusur kadı kızında bile olur. Ayrıca 5 tane cadde geçerek denize ulaşan sular, bahaneyle etrafı da yıkamış oluyor.

Etrafı ıslatmayı seviyoruz. Hortumu alıp oraya buraya su tutmak psikolojimize iyi geliyor. Eskiden oyun merkezlerinde tazyikli su fışkırtan oyuncaklar filan olurdu. Hemen itiraf edeyim, onlarla oynamayı ben de çok severdim.
Dediğim gibi ıslatmayı seviyoruz. Ondan sonrası yok. Islattıktan sonra paspasla etrafı temizlemek, suları toplamak gibi bir yaklaşımımız hiç yok. Millet de geri zekâlı olmasın. Yerlerin ıslak olduğunu gördüğüne göre adımlarını ona göre atsın. Buna rağmen de düşerse demek ki kaderinde düşmek varmış. Belki de “düşmek” yürüme işinin fıtratında var.

Bir de bu işi daha ileri götürenler var. Bazı tertemiz kardeşlerimiz, hortumla ıslatma işine bazen deterjan da karıştırıyorlar. Demin tarif ettiğimiz senaryonun aynısı bu sefer de deterjanlı sularla yaşanıyor. 15 metrekarelik bir alanı temizleyen vatandaşımız, 1500 metrekarelik bir alanın deterjanlı pis sularla kaplanmasına neden oluyor. Bu tip temizlik çalışmaları çok zevkli oluyor. Erenköy’den yola çıkardığın deterjanlar, 25 ayrı sokaktan geçerek 2,5 saat içinde Marmara Denizi’ne ulaşıyor.

Aslında düşünüyorum da, belki de bu pis suların üzerinde taşımacılık filan gibi bir şeyler yapabiliriz. Boşuna akmasınlar. Elektrik üretimi de iyi bir fikir olabilir.

Deterjanlı sular, dükkânın önündeki kıç kadar alanı gıcır gıcır yaptığı gibi, bir güzel tarafları daha var. Normal suya göre çok daha kaygan oldukları için insanların kafalarını kırmalarının ihtimalini de arttırıyorlar.
Tamam, laf sokuşturma işini bir kenara bırakalım ama işin gerçeği, sabah yürüyüşlerinde benim de sık sık gördüğüm gibi; bu tip kaygan zeminlerde kayıp düşmeyen insan kalmadı. Az bir düşüp doğrulanları da gördüm, yere düşüp bir daha hiç doğrulamayanları da. Kucağında çocuğuyla kayıp düşen kadıncağızın görüntüsü yıllardır gözümün önünden gitmiyor.

Sevgili komşularım; kapınızın önünü ıslatacaksınız diye (“temizleyeceksiniz diye” demiyorum) yüzlerce insanın kayıp düşmesine neden oluyorsunuz. Ya bu sevdadan vazgeçin, ya da ıslattığınız, içine ettiğiniz yerleri temizleyin.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

2 yorum:

  1. Eminço;
    Müslüman evi diye bir tabir var. Müslümanın hanesi fiziksel anlamda temiz olurmu (!) ama sokaklar hak getire.
    S&S
    Teo

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaptığımız birçok işi yapmış olmak için yapıyoruz. Dostlar alışverişte görsün...

      Sil