7 Mart 2021 Pazar

Pazar Günü

Günaydın Dostlar,

Aslında pazar günü güzel bir gündür. İş yoktur, okul yoktur, sabah geç kalkarsın, keyifli kahvaltılar olur ama bütün bunlara rağmen ben pazar günlerini hiç sevmem.

Çocukluğumdan kalma hasarlar, pazar günlerine ısınamama neden oluyor. Boşuna dememişler “Çocukluğuna inmek gerekiyor.” diye. Ilık olabilme huyum olmadığı için de ya tam seviyorum ya da hiç sevemiyorum.



İlkokul yıllarında yapılmamış ödevlerle pazartesi sabahı okula gidecek olmanın yarattığı stres bence bu durumun en büyük sorumlusu. O kadar stres çekene kadar keşke ödevleri yapsaymışım. Kesinlikle daha kısa sürerdi. İşin komik tarafı, o zaman yapmadığım ve öğrenmediğim konuların hepsini daha sonraki yıllarda çok daha fazla çaba harcayarak öğrendim.

Ödevler büyük sorun olsa da ödevler olmasaydı da pazar günlerini sevmezdim. Bırakın gezmeye filan gitmeyi babam bir şeylere kızacak diye çok fazla gözüne görünmemeye çalışırdık. Gördüğü zaman konuyu derslere getirip bütün tadımızı kaçırırdı.

13 Aralık’ta pazar günü doğmuş olmam da ayrı bir ironidir. Doğum günüm de olsa yine de sevmiyorum pazar günlerini. Eve çöken kasvetin altında yapılan pazartesi sabahı hazırlıkları insanın ömrünü tüketir. Biliyorsun ki işte veya okulda koskocaman bir hafta başlayacak.

En güzel zaman cuma akşamıdır. Cumartesi de gezmek, yürümek için çok uygundur ama pazar sevimsizdir. Artık tatil bitmiştir, gerçekleri düşünme zamanıdır. Pazartesi sendromu denen ruh halini hayatımın hiçbir döneminde yaşamamış olmama rağmen, pazar günlerini sevmezdim. Halan de hiç sevmem.

Pazar günü hiç iyi bir şey olmaz gibi gelir bana. Normal de sakin, sessiz bir gündür. Çok fazla haber almazsın. Kimse birbirini pek aramaz. Herkes pazartesi hazırlığı içindedir. Hele de akşam oldu mu pazar günü mutsuzluğunun boyutu ikiye katlar. Saatlerle doğru orantılıdır. Saat arttıkça mutsuzluk da artar.

Pazar günü bir sohbet günü değildir. Gelen bir arama olursa kesinlikle hal hatır sormak için değildir. Muhakkak ucunda negatif bir haber vardır. Belki de pazartesi sabahı daha tavuklar uyanmadan yapılması gereken bir iş içindir. Nedense bir dakika geç kalınca bütün şirketi batırabilecek işler hep bizim coğrafyamızda mevcuttur. Otuz sene yöneticilik yaptım, bir kere bile işle ilgili bir konu için benle beraber çalıştığım arkadaşları pazar günü aradığımı hatırlamıyorum. Bırakın işi dedikodu için bile aramam.

Bizim çocukluğumuzda maçlar genellikle gündüz oynanırdı. Işıklandırması olan stat sayısı çok azdı. Bütün bu sıkıntıların üstüne pazar günü bir de Fener yenilirse buyurun sıkıntı zirvesine. Bizimkilerin ders çalıştığımı zannettiği ama benim radyodan maçları dinlediğim sıkıntılı günlerdi.

Bizim evde dışarıya kahvaltıya gitmek diye bir adet hiç yoktu. Gerçi o günlerde kimsenin evinde pek yoktu, hele pazar günleri hiç yoktu. İşin gerçeği, çok fazla kahvaltıya gidilebilecek yer de yoktu. O yüzden (çok istisnai bir durum olmadıkça) ben dışarı kahvaltıya gitmeyi de çok sevmem. Daha doğrusu sevmezdim. Şimdi daha bir gider oldum. Daha çok gider oldumsa da yine de cumartesi sabahı gitmeyi daha çok seviyorum. Alışkanlıklarımızdan ötürü, pazar gününün evde oturulan gün olması gerekli gibi gelir bana. Gerçi son bir yıldır zaten pek dışarı çıkamaz olduk. Salgın bitince durum ne olur bilemiyorum. Ne kadar “Hayatta yapmam” dediğimiz iş varsa, gün geliyor hepsini yapıyor oluyoruz.

Pazar günleri konusunda ben ne kadar beceriksizsem, yakınımdaki akrabalarım, dostlarım da bir o kadar becerikli. Maşallah sabahtan akşama kadar geziyorlar. Daha doğrusu salgından önce gezebiliyorlardı. Sanki ertesi sabah hiçbir işleri güçleri yokmuş gibi pazar geceleri geç saatlere kadar eğlenen insanları uzaktan uzağa çok takdir ediyorum.

Pazarı köküne kadar eğlenelim pazartesiyi yarın sabah düşünürüz rahatlığı güzel bir yaşam tarzı olmakla beraber, pazartesi öğlene kadar işyerinde uykulu gözlerle dolaşınca işin bütün büyüsü bozuluyor. Bence pazar günü ille de dışarı gidilecekse, yapılacak tek şey gündüz rakısıdır. Denizin dibinde olmak da diğer bir olmazsa olmazımız. Güzel hatırınız için hadi bir de yanına roka koydum.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil