2 Ocak 2022 Pazar

Örnek Bile Veremiyoruz

Günaydın Dostlar,

Mahallemizdeki eczanede çalışan dostumuz “Ağabey 2021’de iyi hiçbir şey olmadı, ben bir tane bile sayamam.” dedi. 2021 çok zor bir yıl olsa da birkaç iyi şey de oldu. Perin’in üniversiteye girmesi, benim için bu yılın en güzel zamanıydı. O kadar heyecan yaptım ki neredeyse ben de yeniden üniversite okumaya başladım.

İkinci bir güzellik de Mete Gazoz’un olimpiyatlarda altın madalya kazanmasıydı. Milimlerin fark yarattığı bir branşta gidip de dünyanın öbür ucunda altın madalya kazanmak kolay bir iş değil. Hem fiziksel olarak hem de ruhen çok hazır olmanız gerekiyor. O gün gerçekten de mutlu olmuştum.



Tabii boksta olimpiyat tarihindeki ilk altın madalyamızı kazanan Buse Naz Sürmeneli’yi de unutamayız. O gün de çok mutlu olmuştuk. Finallerdeki diğer boksörümüz Buse Naz Çakıroğlu gümüşte kaldı ama yine de çok güzel bir gündü. Olimpiyat finallerinde iki tane Buse Naz’ın finalde olabilme ihtimali milyonda kaçtır?

Bunların dışında (belki unuttuğum vardır ama) aklıma başka bir örnek gelmiyor. Avustralya’daki bitmez orman yangınları olacakların habercisi gibiydi. Yılın ilk ayları Avustralya’da orman yangını zamanı olsa da bu seferkiler farklıydı. Aylarca yandı ve çok geniş bir alan yok oldu. Ocak ayı her açıdan çok kötü bir aydı. Benim açımdan ocak ayı ile ilgili olarak hatırlanacak hiçbir güzel şey yok.

Geçen yılın kuşkusuz en önemli gelişmesi Covid-19 salgınının tüm hızıyla devam etmesiydi. Bütün dünya bu salgınla boğuşmaya devam ediyor. 2020 başında Almanya’da tek tük maskeli insanlar görmeye başladığımızda bu işin bu boyutlara geleceğini tahmin edemiyorduk. Kısa sürede bir yere gideceği de yok.

Nisan ayında elli yıllık dostumuz Emin amcayı kaybetmek hepimizi derinden üzdü. Zalim salgın onu da bizden ayırdı. Aynı ruhsuz virüs sevgili dostum, arkadaşım Aylin’in babasını da bir anda bizden kopartıverdi.

Bu sabah 2021’de yaşananları düşünürken ilk aklıma gelen şeylerden biri de Marmara Denizi’nin müsilaj kaplı iğrenç hali. Çocukluğumuzun plajlarını o halde görmek çok acıydı. Caddebostan Plajı’ndan Nizam Plajı’na kadar birçok yerde denize girerdik. Her ne kadar “Sorun yok.” deseler de o ortamdan çıkan bir balık yemek hiç içimden gelmedi. Marmara denizini temiz tutmak adına daha sonraki aylarda ne gibi çalışmaların yapıldığını da bilmiyorum. Ben hiçbir şey duymadım.

Aklımda kalan bir diğer konu da Japon gemisinin Süveyş Kanalı’nda sıkışıp kalması. O gemiyi oradan çıkarmak günler sürmüştü ve o süre içinde bütün kanal trafiği durmuştu. Olay çözüldükten sonra da Mısırlı dostlarımız “Japonya zengin bir ülke, bunlardan çok para isteyelim.” diye düşünerek bir milyar dolar istemişlerdi.

Hiçbir şey duymadığımız bir başka konu da yangın söndürme uçakları. Tarihimizin en kötü orman yangınlarını yaşadık. Yüzlerce yangın haftalarca yandı. Bir kısmını zar zor söndürdük, bir kısmı da kendi yandı bitti. Haftalarca canla başla yangınlarla savaşan herkesten bir kez daha Allah razı olsun.

Yağmur mevsimi başlayınca her ne kadar bu dert bitmiş gibi görünse de aslında hiçbir şey bitmedi. Sıcak günler kapının arkasında bizi bekliyor. Dünya ısınıyor, yangınlar büyüyor. Geçen seneden farklı olarak ne gibi önlemler aldık?

Bizim için 2021’in en kötü günü 5 Temmuz’du. O günü hiç yaşamak istemiyorduk. Çok sıkıntılı günler geçirdiğini bilsek de haberi bir türlü kabullenemiyorduk. Yirmi beş yıllık dostumuz artık yoktu. Gülgün’ün aramızda olmayışına halen de alışamadık.

Her zaman derler ya, “Acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık.” diye. Bu sene pek tatlı göremedik. Zaten doktorum da kızıyor, o da ayrı bir konu. Umarım, önümüzdeki yıllar bize daha mutlu bir Türkiye ve daha mutlu bir dünya getirir.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil