16 Ocak 2022 Pazar

Ruhsuzluk

Günaydın Dostlar,

Ruhsuzluk ve mutsuzluk kol kola gezerler. O yüzden bu yazının başlığı "mutsuzluk" da olabilirdi. Hangisinin hangisini doğurduğu tavuk ile yumurta ilişkisi gibi bir şeydir.



Bütün şirketlerin en büyük hedefi (doğal olarak) para kazanmaktır. Yatırım yapan insanlar, yatırdıkları paranın karşılığını almak isterler. Para kazanamamak da olabilecek en kötü sonuç olarak görülür. Kimsenin anlamadığı veya anlamak istemediği daha büyük sorun ise “mutsuzluk kültürü” oluşmasıdır. Finansal veya işletmeye yönelik sorunları alacağın önlemlerle kısa süre içinde çözebilirsin ama mutsuz ve ruhsuz bir kültürü yıllarca değiştiremezsin.

Neden değiştiremezsin? Ruhsuzluk kültürü, yıllarca minik mutsuzluk parçalarının üst üste konulmasıyla oluşur. Bilerek veya bilmeyerek yaratılan bu dağı, bir gecede aşamazsın. Oluşması nasıl yıllar sürdüyse ortadan yok olması da yıllar sürer. Herkesin maaşını ikiye katlasan yine bir yere varamazsın. Maaş arttırmanın yaratacağı mutluluk en fazla bir iki ay sürer.

Çeşitli şirketlere gittiğim zaman, üst düzey yöneticiler “Bu mutsuzluk kültürü nasıl oluştu, bilmiyoruz.” diyorlar. Ben size anlatayım. Yıllarca yapılan adaletsiz davranışlar ve işlerin adaletsiz yapıldığı yönünde verilen izlenimler yüzünden oluştu. Günü kurtarmak için verilen sözlerin bir daha hiç gündeme gelmemesi yüzünden oluştu. İş yapanların değil de laf yapanların yol alması yüzünden oluştu. Tembellerin işi halledemeyeceği bilindiği için bütün işlerin işi sonlandırabileceklere verilmesi yüzünden oluştu. Maaş ve seviye adaletsizlikleri yüzünden oluştu. Birileri aralıksız çalışırken sigara odalarındakilerin çevre yapması yüzünden oluştu. İnsanların kendilerini benzer şirketlerdeki çalışanların haklarıyla ve kültürleriyle mukayese etmesi yüzünden oluştu. Aralıksız çalışan ama kendini satma yönü güçlü olmayan insanların yok sayılması yüzünden oluştu.


Böyle bir kültür yerleştiği zaman, bunun aşılmasının çok zor olduğunun en güzel örneğini futbol takımlarında görüyoruz. Hocalar gelip gidiyor, futbolcular transfer ediliyor ama bir türlü netice değişmiyor. Neden? Ruhsuzluk ve mutsuzluk kültürü yerleşti de ondan. Yıllardır da devam ediyor. Teknik analizlerle veya oyun sistemleriyle çözülemiyor.

Yeni gelenin mutsuzluk kültürüyle ne alakası var? Bu ortamda bir geçmişi olmadığına göre son derece mutlu ve enerjik geliyor olması gerekmez mi? Gerekir tabii. Zaten öyle de geliyorlar ama havadaki mutsuzluk ve ruhsuzluk baloncuklarının onları da etkilemesi çok uzun sürmüyor. En fazla iki ay içinde sanki yıllardır orada çalışıyormuş gibi davranmaya başlıyorlar.

Fenerbahçe örneğine baktığımızda bu kültürün sadece futbol takımında değil, diğer branşlarda da yerleştiğini görüyoruz. En başarılı olarak gördüğümüz basketbol ve voleybol takımlarında bile eski hırs ve enerji yok. Ruhsuzluk kültürü onları da etkiledi.

Mutsuz insanlarla hiçbir yere varamazsınız. Bütün ortamlar için çok geçerli olan bir parametreden söz ediyoruz. Bir ailede bütün bireylerin sürekli olarak mutsuz olduğunu düşünebiliyor musunuz? İlk fırsat doğduğunda insanlar kendi yollarını çizip o aileden ayrılmak isterler. İşyerlerindeki ailelerde de durum birebir aynı. Kimse yıllarca mutsuz bir şekilde oturmaz. Fırsatını bulan gider. Tabii burada hiçbir neden yokken kendini mutsuz etmek için elinden geleni yapan insanlardan söz etmiyorum. O başka bir sabahın konusu.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil