22 Ocak 2023 Pazar

Liman

Günaydın Dostlar,

Sabahın erken saatlerinde sokaklarda yürüyüş yaparken genelde sokakta kediler ve benden başka kimse olmuyor. Kediler de genelde limanlarında oluyorlar, açık denizde dolaşan bir tek ben varım.

Dışarıdaki fırtınadan ve/veya içindeki fırtınadan seni koruyan, dimdik yanında duran her yer bir limandır. Kedilerin limanı genelde araba altları ve apartman girişleri oluyor. Hele de yeni gelmiş bir arabanın motorunun altı dünyanın en sıcacık limanıdır. Şartlar uygunsa ve çok istersen motorun üstünde de yatabilirsin.



Nadiren de olsa bahçelerinde kediler için çok güzel kulübeler veya kedi evleri yapmış insanlar da görüyorum. Bu insanları da gönülden kutluyorum. Harikasınız.

Kedilerden söze girsek de liman deyince aklımıza ilk gelen şey gemilerdir. Her ne kadar günümüzde çok iyi hava raporu alarak yola çıksalar da denizin ne yapacağı belli olmaz. Bir anda şartlar değişir ve herkes kaçacak liman arar.

Limanın bir beton yığını olmasına da gerek yok. Minicik bir koy, minicik yasemin çiçeklerinin kokusuyla dünyanın en güzel limanıdır. Bir kere sığındın mı çıkmak istemezsin. O minik koyun orada olduğunu bilmek insana güven verir. “Açıktan gideceğim ama başım sıkışırsa da anında sığınırım.” diye düşünürsün.

Sadece kedilerin ve gemilerin mi limanları var? Hayır, bizim de var. Fırtınalı bir günden sonra biz de sığınacak bir liman arıyoruz. Bu evinin rahatlığı da olabilir, minicik sevgilinin pembe kazağı da. Hele bir de parfümü yasemin kokuyorsa ömrünün sonuna kadar orada kalabilirsin.

Limanlar sırf sığınmamızı değil, gün içindeki zorlukları da geçirmemizi sağlarlar. İş hayatının didişmeleri bitince duvarları yasemin kokan limanına sığınacağını düşünmek insana güç verir, günün geçmesine yardımcı olur. Gün bittiğinde de saatte 200 km hızla limanına gidersin, kimse senle yarışamaz.

Liman senin kalendir, kedinin mutluluğudur, gemilerin sığınağıdır. Limanını kaybeden gemi gibi biz de alabora oluruz.

Yağmurun ortasında bir anda arabanın motoru çalışır. Kedicik uyku sersemi haliyle gözlerini bile açamadan oraya buraya kaçışır. Ağacın altına kaçsa da tam olarak korunamaz. Buruk gözlerle giden arabanın arkasından bakarken kafasında tek bir soru vardır, “Neden yaptınız bunu?”

Minicik yasemin çiçekli koyuna sığınmak için aceleyle giden gemi kaptanı bir anda artık sığınağının orada olmadığını görür. İş makineleri koyu dolduruyor ve yeniden düzenliyordur. Yaseminler ağlamaklı gözlerle küçük bir toprak yığının altında kalmışlardır. Onları gören kaptanın gözleri dolar. Buruk gözlerle yok olup giden sahile bakarken kafasında tek bir soru vardır, “Neden yaptınız bunu?”

Moralin bozuk. Her gün sayıları artan ve sığınacak bir yer bulamayan kedilere mi üzülsen yoksa yok olup giden sahillere mi? Bir anda sanki etrafında hiç iyi bir şey olmuyormuş gibi hissetmeye başlarsın.

Neyse ki senin sığınacak bir limanın var. Bir yanın buruk, bir yanın umut dolu limanına koşarsın. Ona sarılmak istiyorsun, koklamak istiyorsun. Daha çok uzakta olsan da yaseminlerin kokusunu almaya başladın bile.

Hızla gittiğin evde bir anda kalbin yavaşlar, yağmur altında kalmış kedicik kadar şaşkınsın. Nasıl gider? Bana hiç haber vermeden nasıl gider? Evin perdesiz camları yüreğini parça parça eder. Odanın boşluğunu kalbindeki gözyaşlarına katık edersin. Senin de bir limanın yok artık. Boş camlardan boş odalara bakarken kafanda tek bir soru vardır, “Neden yaptın bunu?”

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

6 yorum:

  1. Sabah Sabah Evrankaya22 Ocak 2023 08:52

    Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel betimlemeler, yüreğine sağlık 😇

      Sil
  2. Yine çok güzel yazmışsın ellerine yüreğine sağlık🌺🦋🥰

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah Sabah Evrankaya22 Ocak 2023 14:39

      Çok teşekkür ederim 🙏🙏

      Sil
  3. Süper anlatmışsın

    YanıtlaSil