3 Kasım 2020 Salı

Kurtarma Ekipleri...

Günaydın dostlar…

Hepsi en yakın akrabamız oldu. Günlerdir kalbimiz Rıza Bey Apartmanı’nda, Doğanlar Apartmanı’nda, Barış Sitesi’nde ve diğer apartmanlarda atıyor. Minik Elif dün sabah hepimize umut oldu. Onu kurtaran ağabeylerden bir tanesinin parmağını sımsıkı tutmuş halini görüp de ağlamayan, gözleri dolmayan var mı?

Rıza Bey Apartmanı’nda saatlerce İnci’ye destek olan UMKE personeli sevgili Edanur ablanın emekleri nasıl ödenir? İnci’yi hiç bırakmadı. İyileştiğinde keman dinleme sözü bile aldı. Çıktığında da, “İnci’yi almadan oradan çıkmayacaktım” dedi. Söylemesine gerek bile yoktu, biz bunu zaten görebiliyorduk. Allah’a şükürler olsun ki sözünü yerine getirebildi, İnci’yi almadan çıkmadı.



Günay’ı hiç yalnız bırakmayan ağabey, sen de diğerleri gibi bir kahramansın. Enkaz altından gönderdiği çekimleri hepimiz gördük. Günay’a ilk ulaşıldığı andaki minicik açıklık, ekiplerin inanılmaz çalışması neticesinde bir umut tüneline dönüştü. O ortamda çekimler yapan, mesajlar yollayabilen çok akıllı ve bilinçli bir çocuk da kurtarma ekiplerimizin tarifsiz çalışmaları sonunda enkazdan çıkarıldı.

Mucizeler yaratan kurtarma ekiplerinin bulduğu, “Ben kedi sesi çıkarayım siz içeri köpek yollayın beni bulsun” diyen Buse’nin o konuşması hep kulaklarımda. Unutmak mümkün değil. Kendini biraz topladığında da “Ben kurtuldum ama annem gitti “ dediğinde beni bitirdi. Birçok mucizede üzüntüyü de, sevinci de yan yana yaşadık.

Her detaya, her canlıya önem veren ekipler Yılmaz Erbek Apartmanı’ndan Umut adlı kediyi de çıkardılar. Rıza Bey Apartmanı’nda İnci’yi kurtardılar çok mutlu olduk ama İnci’nin köpeğini de unutmadılar. Hiç umutlarını kaybetmediler, her detayla çok sıkı bir şekilde uğraştılar. “İğneyle kuyu kazmak” tabiri var ya, gerçekten de öyle oldu.

Barış Sitesi’nde bir kediyi bulmak için iki defa üst katlara çıktılar ama bir türlü bulamadılar. “Bu kadar işin arasında defalarca kedi peşine mi düşeceğiz?” hiç demediler. Bir umut olsa bir kere daha da giderler.

Depremden yedi saat sonra küçük Gizem de kurtarıldı. Çok hafif bir şekilde yaralanmıştı ama mutlu olamıyordu. Köpeği Ares halen enkazın altındaydı. Enkazın başından ayrılmak istemiyordu. Ağabeylerin, ablaların muhakkak köpeğini bulacaklarına çok inanıyordu. Duaları kabul oldu, bizim kahraman ekipler Ares’i de kurtardılar.

Bir parantez de CNN muhabirlerine açmak istiyorum. Arama kurtarma ekibi olmasalar da ilk saatlerden itibaren canla başla çalıştılar. Onlar da büyük bir özveriyle çok uzun saatler çalıştılar. Sevgili Sema ve Mücahit de büyük çaba gösterdiler ama benim gözümün önünde muhabir Ceylan’ın koşturmaları var. Her enkazdan kurtulanla defalarca duygu patlaması yaşadı. Kendini kaybedip bağırmaya başlıyordu. “Elif çıktı, Elif çıktı” diye bağırmalarını duymayan var mı? Her kaybettiğimizle çok üzüldü. Muhabir de olsa bu işleri yaşamak kolay değil. Her anı içinde birebir yaşadı. Görevini inanılmaz güzel yaptı, hem de yürekten yaptı.

Bütün bu hikâyeleri kahraman arama kurtarma ekipleri sayesinde yaşadık. Hiçbirinin ismini bile bilmiyoruz. AFAD deyip yürüyoruz. Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı olduğunu kaçımız biliyoruz. İtiraf edeyim, UMKE’nin ne demek olduğunu ben de bilmiyordum. Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi demekmiş. AKUT, Kızılay, itfaiye ekipleri, sosyal toplum kuruluşları ve diğerleri hepsi inanılmaz çalıştılar. ,

“Hiç uyuyabildiniz mi?” diye soruyorlar. “Böyle bir ortamda inanın bir gram uykum yok” diye cevap veriyorlar. Gerçekten de öyle. Bazen canları pahasına bu enkazın içine girerek gösterdikleri çabalar hiç unutulmayacak.

Büyük amcalardan bir tanesi, arama kurtarma ekiplerinin sayısının arttırılacağından bahsetti. İyi güzel de, varmak istediğimiz nokta bu değil ki. Bu insanlar birer kahraman ama sürekli işi onlara bırakamayız. Ekiplerin sayısını değil, sağlam binaların sayısını arttırsak daha iyi olmaz mı?

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder