30 Mayıs 2021 Pazar

Alışkanlık Olsun

Günaydın Dostlar,

Çok sıkıntılı günlerden geçtik ve geçmeye de devam ediyoruz.  1,5 yıl kadar önce başlayan salgın herkese maddi ve manevi olarak çok zor günler yaşattı. Bu kadar zorluğun arasında suyun üstünde durmaya çalışırken belki birkaç tecrübeyi de cebimize atabiliriz diye umut ediyorum.

Japonya’ya gittiğim zaman insanların hasta olduklarında işyerlerine maske ile geldiklerini görüp çok etkilenmiştim. “Acaba biz de böyle bir alışkanlık edinebilir miyiz?” diye yüksek sesle düşünüyorum.



İlla da yasal veya toplumsal bir zorlama olması gerekmiyor. Hasta olanlar, burnu akanlar, öksürenler o dönem için işyerlerine maske ile gelseler güzel olmaz mı? Bu kadar süredir takıyoruz, hasta olduğumuzda da bir hafta takabiliriz.

“Maske takmak çok sıkıcı, ben maske takınca nefes alamıyorum.” diyen arkadaşlarım da hasta olduklarında kısa bir süre maske takarlarsa çok büyük bir iş başarmış olurlar. Unutmayalım ki gıda veya ilaç üretiminde çalışan dostlarımız her gün maske takıyorlar.

Sabah sabah bu konu nereden aklıma geldi, onu da anlatayım. Haberlere bakarken “Bu sene mevsimsel grip çok az oldu.” diye bir haber okudum. Bazı insanlar da bunu olduğumuz aşıların yan faydası olarak görüyorlarmış. Konunun hiç uzmanı değilim ama aşının faydasından çok maskeli dolaşıp önlem almamızdan kaynaklanıyor. Herkes maskeli olunca, birçok insan evden çalışınca, okullar kapalı olunca, seyahat azalınca; virüs de bulaşacak yer bulamadı.

Hapşıran, öksüren insanlar toplu taşımalara, işyeri servislerine, okul servislerine maske ile binseler ne kadar güzel olur. Bu hem karşımızdakilere bir saygıdır hem de hastalıkların süratle bulaşmasını önler. Yapar mıyız? Ben umutluyum. Bazı insanların kesinlikle yapacağını düşünüyorum. Nasıl bazı insanlar köpeklerinin arkasından çok güzel bir şekilde topluyorlarsa maskenin de aynı ilgiyi göreceğini düşünüyorum. Nasıl olsa artık hepimizin evinde maske var.

“Maske var.” demişken maskenin de bundan sonra evlerde her zaman bulunan malzemelerden biri olacağını düşünüyorum. Nasıl hepimizin evinde genelde pamuk bulunursa maske de öyle bir şey olacak. Bütün bu yaşadıklarımızdan sonra kendimizi çıplak hissederiz. Ben maske takmayınca yün donumu giymeyi unutmuşum gibi hissediyorum. Her taraf çok bir havadar oluyor.

Bu önlemleri alırken sadece nezle, grip veya soğuk algınlığını düşünmememiz lazım. Dünyada yer kalmayıp insanlarla hayvanlar iç içe girmeye devam ettikçe, maalesef daha yeni virüsler de ortaya çıkacak. Ne olduğunu anlamayıp üşüttüm zannettiğimiz için de o yeni virüsü tüm mahalleye yayacağız. “Bir musibet bin nasihatten iyidir.” diye boşuna söylememişler. Biz de musibetin kralını yaşadığımıza göre, kendimize de minicik bir ders çıkarabiliriz.

Normal bir hastalık zannettiğimiz bir durumun, çok da normal olmadığını anladığımızda iş işten geçmiş oluyor. Hasta olan kişi, bütün herkesi her türlü eski veya yeni hastalıktan korumak için, anında tedbir almalı. Maske takmalı, temizlik kurallarına çok dikkat etmeli ve gerekiyorsa mesafe kurallarına uyarak evden dışarı çıkmamalı.

Maske çok önemli bir konu olsa da, tabii tek konumuz değil. Sarılmalara, öpüşmelere, makas almalara, çocukların yanağını somurmalara da bir son vermeliyiz. Hele hele hastalık belirtisi hissettiğimizde, hemen bütün dokunma aktivitelerimizi sonlandırmalıyız.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil