24 Ocak 2021 Pazar

O Sabah

Günaydın Dostlar,

O sene Eskişehir çok soğuktu. Ondan sonraki yıllarda öyle soğuk günler çok fazla olmadı. Sık sık -16 dereceyi görüyorduk. Yine öyle çok soğuk bir sabahta daha masama bile oturmamıştım ki birden telefon çaldı. Telefonun sesi havanın soğukluğunu yansıtıyordu adeta.


Arayan Ayşın’dı. Sabahın 6.30’unda çok güzel bir haber için arıyor olamazdı. Uzun uzun telefona baktım. Daha telefonu açmadan alacağım haberi biliyordum. “Babamı kaybettik, hadi sen de gel.” dedi. Babam iki yıldır çok hastaydı. Hatta son zamanlarda kendinde bile değildi ama yine de babamın artık olmayacak olması insana garip bir his veriyor. Hasta da olsa bizle konuşamasa da orada bir yerlerde “babamın evi” diyebileceğimiz bir ev olmasını seviyorduk. Bazen birini sevmek için ille de elini tutabilmek gerekmez, orada olduğunu bilmek de insanın içini ısıtır.

Bir müddet ne yapacağıma karar veremedim. Saat çok erkendi. Sabahın o saatinde kimseyi arayamazsınız. Kaldığım yere geri gidip üstümü değiştirmeye karar verdim. Sonuçta takım elbiselerle Ankara’ya gidecek değilim. Ayrıca, birkaç gün kalacağım için yanıma bir şeyler de almam gerekiyordu.

Yaşadığım yer bizim ofislere 25 km mesafeydi. Bir şeyler hazırlayıp üstümü değişip geri geldiğimde (ofis Ankara yolu üzerinde) halen ofiste kimseler yoktu. “Ben en iyisi yola çıkayım, saat 8.00 olduğunda yöneticimi ararım” diye düşündüm. İşe başlayalı da daha 22 gün olmuştu. Etrafı bile yeni yeni öğreniyordum.

Tam o sırada Ayşın tekrar aradı ve “Acele etme, sakin sakin gel.” dedi. “Acele edecek bir şey kalmadı ki.” diye cevap verdiğimi hatırlıyorum. Bırakın acele etmeyi gayet de yavaş gidiyordum. Çok fazla da gitmek istemiyordum herhalde. Nasrettin Hoca Tesisleri’nde mola verdiğimi bile hatırlıyorum.

Babam çok sıkıntılı günler geçiriyordu. Hortumla beslenmeler, şunlar, bunlar her türlü sıkıntı vardı. Kendin de değildi ama yine de dönüşü olmayan üzücü bir vedaydı. Gördüğünü,  duyduğunu düşünerek onunla konuşuyorduk ama artık o şansımız da olmayacaktı.

Ankara’ya vardığımda bütün kâğıt kürek işlerinin hallolmuş olduğunu gördüm. Babama sürekli bakan dostlarımızın da yardımıyla her iş halledilmişti. Herkesten Allah razı olsun. Bu gibi durumlarda kaybettiğinizin acısı içinizdeyken bir de resmi işlerle uğraşmak zorunda kalıyorsunuz.

Rahmetli babam, “Türkiye’de en iyi cenaze işleri yürür, öldükten sonra kimse ortada kalmaz.” derdi. Gerçekten de öyle oluyor. Bu konularda çalışanlar her yerde çok yardımcı oluyorlar.

Gün ilerledikçe dostlardan telefonlar gelmeye başladı ve günün geri kalanı öyle geçti. Ertesi gün de yine çok soğuk bir havada görevlerimizi yerine getirip ebedi istirahatine uğurladık. Çok sıkıntılı ve çok soğuk bir havada çok kalabalık bir uğurlama oldu. Sert mizaçlı bir yapısı olmasına rağmen seveni çok fazlaydı. Türkiye’nin her yerinden Karşıyaka’ya gelen bütün akrabalarımıza, dostlarımıza, arkadaşlarımıza tekrar çok teşekkür ederiz. Allah razı olsun.

Bir sürpriz de Eti’deki dostlarımdan geldi. Henüz birbirimizi tanıyalı yirmi gün olmasına rağmen sevgili kardeşim Ertuğrul, Zihni Bey ve Sabri Bey de oradaydı. Onları görünce mutlu olmuştum. “Her işte bir hayır vardır.” derler, rahmetli Mazhar amcayı da en son orada gördük.

Bir günlüğüne İstanbul’dan gelen akrabalarımıza da çok teşekkür ediyorum. Kış günü sabah gelip akşam dönmek çok da kolay bir iş değil. Sağ olun, var olun. Bir parantez de sevgili arkadaşım rahmetli Ferda’ya açmak istiyorum. Yenişehir Koleji’nden gelen bütün arkadaşlarımla beraber Ferda’yı görünce çok şaşırmıştım. Ferda’nın bu tip yerlere çok da gitmediğini biliyordum. Hepsinden Allah razı olsun.

Bugün babam aramızdan ayrılalı tam altı yıl oldu. Keyifli sohbetlerimizi özlüyoruz, Evrankaya yemeklerimizi özlüyoruz, dostlarınla bir arada olmayı çok seven yapısını özlüyoruz, esprilerini özlüyoruz, bilgili yorumlarını özlüyoruz; her birinin anılarımızda ve kalbimizde ayrı ayrı yeri var.

Yaşımız büyüdü, etrafımızdakiler yaşlandı. Maalesef cenaze törenlerinde çok fazla buluşur olduk. Bütün kaybettiklerimizin mekânları cennet olsun, Allah rahmet eylesin.

Seni Allah’a emanet ettik, mekânın cennet olsun sevgili babamız.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

3 yorum:

  1. Allah rahmet eylesin. Aydın Ağabey nur içinde yatsın. Saygıdeğer bir kişiydi. Görüşleri, verdiği öğütler çok değerliydi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Kaybettiklerimizin hepsinin mekânı cennet olsun...

      Sil
  2. Hislerinizi ne kadar güzel dile getirmişsiniz. Babanızı ne kadar güzel anmışsınız. Allah rahmet eylesin tekrardan.

    YanıtlaSil