8 Ekim 2014 Çarşamba

Aklımda Hiçbir Şey Yok...

Bayram sabahlarında sokaklarda gezerken aklımda bir konu vardı, çarşamba sabahı yazarım diye düşünüyordum ama bu sabah uçtu gitti. Şu anda aklımda hiçbir şey yok.

Sabah yazılarında siyasete, şuna, buna bulaşmayayım diyorum ama olmuyor. Son iki günün gerçekleri ortadayken benim burada oturup Seda Sayan’ın nasıl göbek attığını yazmam çok salak bir durum olur. Sokağın gerçeği yaşamımızı da, yazacaklarımızı da etkiliyor. Şartlar bizi politikacı ve futbol yorumcusu olmaya zorluyor.
 
Uzun seneler yurtdışında yaşamış bir insan olarak yaşananlara uzaklardan bir yerden bakmanın ruh halini de çok iyi bilirim. İnsan kendini kötü ve tek başına hisseder. Sen orada oturmuş bir ülkem var diye düşünüyorsun ama ülkende her türlü sorun var. Yurt dışında yaşayan çok sevdiğim bir askerlik arkadaşım, dün akşam sosyal bir ortamda “Arkadaşlar yaşananlar buradan göründüğü kadar kötü mü yoksa yemek resmi paylaşmaya devam edenlerin umursamadığı kadar iyi mi?” diye yazmış. Gerçekten de uzaktan bakan bir insan paylaşılanların çizgisine bakarak hiçbir sonuca varamaz.
Sokaklarda durum malum, herkes görüyor. Her türlü radikal örgüt sokaklara döküldü. Kimin hangi sokakta, kiminle kavga ettiği belli değil. Türkiye’de her zaman bu tip ortamları bekleyen ve bu ortamlardan nemalanan gruplar olduğu için, onlarda kendilerini lunaparkta gibi hissetmeye başladılar. Tam da arayıp da bulamadıkları ortam yaratılmış oldu.

Bilinçli olarak sosyal platformları ortalığı karıştırmak için çok etkin kullanan gruplar var. Bambaşka nedenlerle ortaya çıkmış platformları, kendimize göre bambaşka bir yöne doğru çevirmek konusunda üstümüze yoktur diye düşünüyorum. Kredi kartını taksit kart haline çevirmeyi başarabilen bu millet, sosyal platformları da çok etkili bir kışkırtma aracına çevirmeyi başardı. Zaten duyduğumuza inanmaya çok hazır bir millet olduğumuz için bu çabalar kısa sürede başarılı oluyor.

Bu tip ortamlarda herkesin sağduyulu davranıp ortamı gerecek hareketlerden ve sözlerden kaçınması gerekirken, sevgili İçişleri Bakanımız çıkıyor ve “şiddet misli ile karşılık görecektir” diyor. Bu ne kadar talihsiz bir açıklamadır? “Etrafı yakıp, yıkanlar cezalarını çekecektir” dersin, kimsenin de buna söyleyecek bir sözü olmaz ama bir dış düşmandan bahsedermiş gibi yorumlar yapılması büyük talihsizlik olmuş.
2014 yılında Diyarbakır gibi bilmem kaç milyon nüfuslu bir şehirde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Daha fazla olayların büyümemesi açısından umarım herkes bu yasağa uyar ama uymazlarsa ne olacak? Milyonlarca insanı gözaltına mı alacaksınız?

Bakanın sözleri yersiz olmuş ama doğru dürüst eylem yapmayı bilmediğimiz de bir gerçek. Sokaklara çıkıp haklı olduğun davanı anlatmaya çalışmakla, etrafı yakıp, yıkmak arasında dünyalar kadar fark var. Bildiğimiz tek eylem şekli bankaları, öğrenci yurtlarını, okulları ve otobüsleri yakmak mıdır? Bu fakir milletin paralarına yazık değil mi? Yıllarca büyük paralar harcanarak alınan veya inşa edilen şeyleri yakmak, hiçbir eylemi haklı çıkaramaz. Gündemde olması gereken konudan çok yaşanan kırıp dökmeler, yakmalar konuşulur.

Türkiye zor günlerden geçiyor. İçeride ve dışarıda günlerimizin daha da zor hale gelmesini isteyen ve ellerini ovuşturarak bekleyen odaklar var. Irkımız, dinimiz, mezhebimiz, geçmişimiz ne olursa olsun bugün birlik beraberlik günüdür. Benim gibi düşünmüyor diye sağa sola saldırmak sadece ellerini ovuşturanların ekmeğine yağ sürer. Elbirliği ile bu ülkeyi zora sokarsak, sonra hiçbirimiz bunun altından kalkamayız.

Bir gün bu topraklarda da barışçıl eylemler yapılabileceğini görmeyi çok istiyorum. İnanın, saldırmadan da çok etkili eylemler yapılabilir…
Allah, ülkemizin de, zorda kalmış herkesin de yardımcısı olsun…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil