6 Mart 2015 Cuma

Sabır...

Günaydın dostlar.

Dün sabah Emek Mahallesi ile ilgili anılarımı yazarken, yarın sabah sizlerle minik bir anımı paylaşacağım diye söz vermiştim.  Yarın sabah olduğuna göre, Emin’de sözünde dursun o zaman.
İşin enteresan tarafı, yaşananların üzerinden 50 sene geçmiş ve ben dün sabah Emek Mahallesi yazısını yazana kadar da bu konu hiç aklıma gelmemişti.


Bu sabah sizlere sevdiğimiz bir komşumuzun oğlu Sabır’dan bahsetmek istiyorum. Benle aynı yaşlarda, iyi kalpli ama son derece yaramaz bir çocuktu. Okul hayatı da hep yaramazlıklarla ve başarısızlıklarla doluydu.

Dün de bahsettiğim gibi bizim yaşadığımız 71. Sokak çok işlek bir sokaktı. Bütün dolmuşlar, otobüsler oradan geçerdi. O yüzden de biz genelde hep bahçede oynardık. Sokağa çıkarsak ta en fazla kaldırımda duvarın üzerinde otururduk. Yok ki elimizde I-Pad’imiz, Minecraft oynasak…

Yine böyle sıcak bir yaz gününde duvarın üstünde boş boş otururken yanımıza Sabır geldi. Saat te akşamüstü 5.00 gibi. Hava sıcaklığı gayet yüksek olduğu gibi, sıkıntı katsayımız da gayet yüksek. Yaş durumumuzu hatırlamıyorum ama en fazla 5-6 yaşındayız.
Bizim Sabır, “Çocuklar ben çok güzel bir şey buldum.” dedi. Meraklı ve araştırmacı ruhlu çocuklar olarak biz de hemen “Nedir?” diye cevap verdik.
“Gidiyorum yolun ortasına yatıyorum, iki yanımdan arabalar, otobüsler, kamyonlar filan geçiyor çok zevkli.” diye anlattı. Sonra da “Hadi gelin siz de deneyin.” diye bizi de çağırdı. Her haltı denemeye meraklı yay burcu olarak biz de kalktık 4 çocuk uzunlamasına yolun ortasına yattık.

İki yanımızdan vızır vızır arabalar geçiyor ve biz yolun ortasında yüzükoyun yatıyoruz. Etraftan teyzeler filan bağırmaya başladı ama Sabır, “Aldırış etmeyin ben her yattığımda onlar öyle bağırıyorlar.” deyince, bir bildiği vardır her halde diye ona inandık.

Daha aradan 1 dakika geçmemişti ki adamın biri bir anda Sabır’ı dövmeye başladı. Bir de baktık ki babası. Sıra bize de gelmesin diye biz de hemen kalktık kaldırıma çıktık. Sabır’ın dayak yemesi bitince adamcağız bize gelip, “Hadi bizimki geri zekâlı ama sizler akıllı çocuklarsınız buna nasıl uyarsınız?” diye bir de bize çıkıştı.

Babası kendi malını iyi bildiği için, bu fikrin Sabır’dan çıktığını biliyordu. Hiç sormadı bile bu kimin fikriydi diye. Kafadan Sabır’ı dövmeye başladı.

Şimdi düşünüyorum da, yanımızdan geçen araç sürücülerinin yaşadığı şoku düşünebiliyor musunuz? Yolun ortasında yatan dört tane çocuk ve iki yanlarından araçlar geçiyor. Ben, belediye otobüsünün lastiği ne kadar da büyükmüş diye içimden düşündüğümü hatırlıyorum…
Sizlerin de tahmin edebileceğiniz gibi, bu yolun ortasına yatma oyunu bir daha denenmedi. Şu anda hatırlamıyorum ama kesin üstümüz kirlenmiştir, bir sorun da akşam eve gittiğimde yaşamışımdır.

Sabah sabah bu hikâyeyi neden mi anlatıyorum? Her zaman söylediğim bir laf vardır. Çocuk milletinin ne yapacağı hiç belli olmaz derim. Sevgili anneler babalar, çocuklar çok kısa bir süre içinde öyle işler yapabilirler ki küçük dilinizi yutarsınız. Yolun ortasına yatmak gibi…
Sağlıklı kalın, yollara yatmayın…


1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil