22 Şubat 2015 Pazar

Çok Kolay Olmaya Başladı...

Günaydın dostlar. Hava pırıl pırıl ama içimiz karanlık, içimiz endişeli…

Gerçekten de çok kolay olmaya başladı.
Bir cinayet haberi duyuyoruz, üzerinden 2 saat geçmeden yeni bir haber daha geliyor. Bunlar da medyaya yansıyanlar ve bize ulaşanlar. Büyük bir çoğunluğu hiç medyaya yansımadan unutulup gidiyor.



Daha Özgecan’a yapılanların şokunu atlatamadan, başka bir yerde Kübra Kart’ın 52 parçaya ayrıldığını duyuyoruz. Bu nasıl bir vahşettir, nasıl bir ruh halidir. Bu işler çok arttı dememize fırsat kalmadan, adamın bir çıkıp camına kartopu attı diye gazeteci Nuh’u öldürüyor.
Kartopu attı diye insan öldürülür mü, diye düşünürken, Antalya’da vatandaşın biri kız arkadaşını arabadan atıp, sonrada eziyor. Bu ülkede yıllar önce gördüğümüz bir film tekrar vizyona sokulmaya çalışılıyor ve Ege Üniversitesi’nde Fırat Çakıroğlu öldürülüyor.

Arkadaşlar insan öldürmek bu kadar kolay mı? Bırakın bir insanı, herhangi bir canlıyı öldürebilmek bu kadar kolay mı? Ne yazık ki bu topraklarda bu iş çok kolay olmaya başladı. Beni de derinden endişelendiren konu, bu cinayetlerin çok kolay bir şekilde işlenebiliyor hale gelmesi… Konu ne olursa olsun, tartışma biraz büyüdü mü, hemen öldürüveriyorlar.
Söylediğim gibi, konunun ne olduğu hiç fark etmiyor. Bir takım menfaatler için insanlarda oluşturulan nefret ve gerginlik, sürekli olarak birilerinin ölmesine neden oluyor. Üzerinde karşı takımın forması var diye öldürüyor, boşanmaya kalktı diye öldürüyor, çıkma teklifine olumlu cevap vermediği için öldürüyor, alkol içip kontrolden çıkıp öldürüyor, trafikte sinirlendiği için öldürüyor, aklınıza gelen her konuda öldürüyor. Akşam uyurken sarılmıyor diye öldüreni bile var…
Bir canlıyı öldürmek, bir canlıya bıçak saplamak bu kadar kolay mı? Bırakın insanı birçoğumuz bir fare bile öldüremeyiz. Birileri elinize bir bıçak verse ve git bu bıçağı farenin karnına sapla dese kaçımız yapabiliriz? Bence rakam %1 bile değildir. Durum böyleyken, nasıl bu kadar büyük bir rahatlıkla insanlara bıçak saplayabiliyoruz? Ülke değerlerini kaybediyor ve sinir katsayısı artıyor.

Söylenenlerden vazife çıkarmaya meraklı bu kadar çok insan varken, herkes ne söylediğine çok dikkat etmeli. Çeşitli konularda toplumu kutuplara ayırmak kısa vadeli kazançlar sağlasa da, uzun vadede kimseye bir yarar sağlamaz.

Yüreğimizi yakan Münevverler, Özgecanlar, Fıratlar, Ali İsmailler ve diğerleri, bu çocukların başına gelen vahşet, bir türlü çözemediğimiz hastalığın belirtileridir. Biz semptomlara kahrolurken ana hastalık her gün sinsice ilerliyor. Ruh halimiz değişti ve insan öldürmek çok kolay yapılır ve çok kolay kabul edilir bir hale geldi. Her dakika bir cinayet haberi duyduğumuz için artık çok önemsemiyoruz.

Bizim duyduğumuz ve haber olan cinayetler, yaşananların sadece çok küçük bir bölümü. Durum medyada gördüğümüz tablodan çok daha vahim ve sürekli de daha kötüye gidiyor. Kafası bozulan karşısındakini öldürüveriyor. Allah’ın verdiği canı, Allah’tan başka kimsenin alamayacağını unuttuk.

Konuşmaya gelince mangalda kül bırakmıyoruz ama manevi değerlerimiz, vicdani değerlerimiz her gün biraz daha erozyona uğruyor.
Düşünceleri senin gibi değil diye, seni sevmiyor diye, etnik kökeni farklı diye, farklı bir mezhepten diye, boşanmak istiyor diye, mini etek giydi diye, cinsel tercihleri farklı diye, camı kırdı diye, çok fazla ceza almam diye kimse kimseyi öldüremez.

Kendimize bir çeki düzen vermenin zamanı geldi de geçiyor bile, zira bu işler çok kolay olmaya başladı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder