2 Ocak 2016 Cumartesi

O Adam Benim Babam

Günaydın Dostlar,

Yeni yılın ilk sabah yazısına başlarken 2016’ın hepimize barış, sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum. Artık kan ve gözyaşı dolu eski haberler almak istemiyoruz. Bize çiçekli, böcekli yeni haberlerle gelin.
Yılbaşı gecesinde ve yeni yılın ilk gününde aklımda hep babam vardı. Nedenini bilmiyorum ama hiç aklımdan çıkmadı. Günlerin ve yüzlerin hiç fark etmediği yaşamındaki yalnızlığı içimde bir birikim olarak kaldı.



Tabii yalnız değil. Etrafında onu çok seven ve çok iyi bakan sevenleri var ama yine de bilgiye ve bilmeye çok önem veren bir insanın, çok da fazla bir şey bilmeden yaşaması; onun için bir yalnızlıktır.

Hayatının çok büyük kısmını herkesi kontrol ederek ve hep benim dediğim olacak parametreleri içinde yaşamış bir insanın, şimdi kendi hayatını bile kontrol edememesi hiç aklımdan çıkmadı.

Yılbaşında babamın aklıma yerleşmesinin hiçbir özel nedeni yok. Babam yılbaşını hiç sevmez ve önemli bir gün olduğunu da düşünmezdi. Sadece yılbaşı değil, doğum günleri ve yıldönümleri de babam için hiçbir şey ifade etmezdi.
Bizim çocukluğumuzda yılbaşı gecelerinde genelde bizimkiler küs olurdu. Barışık olarak yılbaşına girdiklerini hiç hatırlamıyorum. Ben Amerika’da yaşadığım süre içinde sadece bir kere yılbaşı için Türkiye’ye geldim ama onda da yine küsmüşlerdi. “Yıla nasıl başlarsan gerisi de öyle gider.” demişler. Bizimkiler de yılın çoğunu küs geçirirlerdi.
Zaten hiçbir zaman akşam yemeğine dışarı gitmek gibi bir âdetimiz olmadığı için yılbaşı kutlaması için dışarı gitmek gibi bir alışkanlığımız da yoktu.

Annem, televizyonun karşında uzun uzun oturulsun isterdi; babam da hemen yiyip kalkmak isterdi. Yılın son gecesi olması yemeği uzatmak için bir sebep değil. Yenilecek şeylerin acilen mideyle buluşması gerekiyor.

Yemekler yapılır, mezeler alınırdı ama yine de babam kısa sürede yemeğini yiyip kalkardı. O salonda kitabını okurken biz de oturma odasında televizyon izlerdik. TRT’nin o zamanki eğlence programları bize çok güzel gelirdi. Kim bilir belki de başka bir şey bilmediğimiz içindir.
Yemek çabucak yenir, televizyon da seyredilmez, başka da yapacak bir şey kalmaz. Başka bir şey kalmadıysa o zaman yatma zamanıdır. Babam, en geç 10.00 gibi yatardı. İnsanların neden 12.00’ye kadar oturduklarını da hiçbir zaman anlamadı.

Dün babamın aklımdan çıkmamasının bir nedeni de soğuk ve kasvetli Ankara günlerinde beraber izlediğimiz kayakla atlama yarışmalarıdır. Ben küçükken ikimiz de bu yarışları çok severdik ve denk geldiğimiz zaman muhakkak beraber seyrederdik. İşin en zevkli kısmı da amcaların tam atlama anında mesafe tahminini yapmak süreciydi. Allah var, genelde de iyi tahmin ederdik.

Hayatı boyunca yılbaşını hiç umursamamış babamın, bugün yılbaşından haberdar olmamasının neden beni çok üzdüğünü bilmiyorum ama üzüyor. Yılbaşı belki de bir sembol. Belki de asıl üzücü durum umursadığı, umursamadığı her şeyin gerilerde kalmış olması.

Bütün ömrünü kitap okuyarak geçirdiği için, bugün dahi evinin her odası binlerce kitapla dolu. O kitapların çok büyük bir kısmını okuduğunu biliyorum ama birçok okuyamadığı kitap da olduğunu biliyorum.
Sizce, okunmayan ve okunamayacak olan kitaplar okunamayacakları için üzülüyorlar mıdır?

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

6 yorum:

  1. En kısa zamanda gidip elini öp. Sana İyi bir sene dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Emin Babalar Günün kutlu olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah Sabah Evrankaya22 Haziran 2022 17:47

      Çok teşekkür ederim 🙏🙏

      Sil
  4. Gizem Cetinturk23 Haziran 2022 12:56

    Geçmiş babalar gününüz kutlu olsun 🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah Sabah Evrankaya25 Haziran 2022 16:28

      Sağ ol 🙏 Babalık yapan bütün babaların ve annelerin bu özel günü kutlu olsun. 🙏🙏

      Sil