12 Ocak 2016 Salı

Hiç Kimseye Güvenmiyorum

Günaydın Dostlar,

Zaten birbirimize çok fazla güvenmezdik ama artık hiç güvenmez olduğumuzun farkında mısınız? Karşımızdaki insan, iyi bir şeyler söylese de, kötü de söylese; hep bir şüpheyle ve güvensizlikle yaklaşıyoruz. Güvenmiyorum kardeşim…
“Balık baştan kokar,” demişler. En başta devletimiz vatandaşına güvenmiyor. Böyle bir güven oluşmuş olsaydı, noterlik diye bir birim belki de hiç olmazdı. Amerika’da yaşadığımız günlerde, bizim konsolosluk “noter tasdikli olması gerekiyor,” diye tutturduğunda, 80 yaşlarında ve mutfağından noterlik yapan bir kadıncağızı bulup, zar zor işimizi halletmiştik. Kadın, “ben en son noterlik yapalı, 30 sene filan oldu,” demişti. Bizim birbirimize olan güvensizliğimiz, kadının anılarını canlandırdı.


“Üniversiteden kâğıt al, konsolosluğa yolla”. Tamam yollayayım. “Ama ilk önce noterden tasdik ettir”. Neden? “Çünkü sana güvenmiyorum. Kâğıdı kendin de hazırlamış olabilirsin. Güvenmiyorum kardeşim.

Devlet vatandaşına güvenmiyor da, vatandaş devletine güveniyor mu? O da güvenmiyor. Ne vergi ödemek konusunda güveniyor, ne de adaletli davranacağı konusunda güveniyor. Herkes, sistemin “adamını bulma, adam kayırma ve torpil” parametreleri üzerine kurulu olduğunu düşünüyor.

Ben, gündüzleri televizyon seyretmem. Evde olduğum günlerde bile televizyonu 17.00 – 18.00 gibi açarım ve karşıma açar açmaz evlenme programları çıkar. Bizim, en son bildiğimizden beri bu programlar karıncalar gibi üremişler. Aynı anda yayında en az 10 tane bu programlardan var. Dün kızın biri, çocuğa “seni çok seviyorum,” diyor ama çocuk ne yapıyor; “sana güvenmiyorum,” diye cevap veriyor. Güvenmiyorum kardeşim, zorla mı?
Sınavlarda kopya çekme işinin, bizim zamanımıza göre çok azaldığını düşünüyorum ama yine de bu konuda da bir güven yok. Öğretmen, hiçbir öğrencinin kopya çekmeyeceğine güvenemiyor ve sınav zamanlarında dünyanın en güçlü radarı haline dönüşüyor.
A partisini veya A takımını seven bir insan, diğer takımlarla veya partilerle ilgili hiçbir şeye güvenmiyor. Sabit fikirlilik ve kutuplaşmalar, bütün güveni alıp götürüyor. Tamam, görüşleriniz ayrı ama belki de bu konuda doğru bir şeyler söylüyorlardır. Olmaz, güvenmiyorum kardeşim.

İş dünyasını zaten hiç konuşmayalım. Orada güven hiç kalmadı. Adam, parasının olmadığını, senin 200 TL’lik faturanı ödemesinin mümkün olmadığını sabahtan akşama kadar anlatıyor, sonra da aynı adamı akşam 500 TL’lik yemek yerken görüyorsun. Sen şimdi gel de bu adama güven. Güvenmiyorum kardeşim.

İş ortamında yazılan ve bana bir şeyler girmesin diye yüzlerce kişiye kopyalanan e-mailler de, insanların birbirine güvenmemesinin eseridir. Güvensizlik, gereksiz bir e-mail trafiği ve iş yükü yaratır. Ben, yan masadaki insanlara e-mail atanları bilirim. Neden? Güvenmiyor da ondan.
Bugünlerde kentsel dönüşüm çok moda. Eski evler yıkılıyor, yerine yenileri yapılıyor. Camdan baktığım zaman, en az 25-30 tane inşaat görebiliyorum. İnsanlar, bu işleri yapan inşaat müteahhitlerine güvenmekte çok zorlanıyorlar. Etrafımızda birçok yarım kalmış inşaat var.

Her zaman Amerika, Türkiye mukayeseleri yapar dururum ve genel de bu iki ülke hiçbir konuda örtüşmez. Hiçbir konuda örtüşmeyen iki ülkenin birindeki başkanlık sisteminin öbür ülkeye cuk diye oturacağına güvenmek de ayrı bir konu ama ben o konulardan pek anlamam.

Tek anladığım konu, iki zincir birbirleriyle her yönden tıpatıp aynı ise bir zincirden halka çıkarıp öbürüne takabilirsin. Değilse, ekli zincirin de diğeri kadar sağlam olduğuna kimse inanmaz.

Bu iki ülke arasındaki en büyük farklılıklardan biri de, Amerikalıların her işe güvenle başlamalarıdır. Amerikalı, iyi niyetlidir ve uzlaşmacı bir tavırları vardır. Bizde ise, biz her yeni ilişkiye güvenmeyerek başlarız. Karşımızdakinin, bizim güvenimizi kazanması gerekir. Sonra da alır güvenimizi, götürür pazarda satar ama o ayrı bir konu.
Kimseye, Amerikalılar gibi her ilişkiye güvenle başlayın diyemem. Suyundan mıdır, havasından mıdır bilemem ama bu topraklarda iyi niyet tohumları ile ekilen bitkiler, güven ağaçlarına dönüşmüyor.

Her önünüze gelene güvenmeyin ama düşman da olmayın. Sadece akıllı ve temkinli olun…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil