14 Şubat 2016 Pazar

Kim?

Günaydın dostlar…

Bunu, klasik bir sabah yazısı değil de, bir öğlen düşüncesi olarak görelim.
Televizyon kanallarını izliyorum da, birçok kanal Suriye’ye yapılması muhtemel olan bir kara harekâtından bahsediyor. Hatta bazı kanallara göre bu işleri Suudi Arabistan ile birlikte yapacakmışız…


Emin de bu haberleri duyunca kendi kendine düşünüyor ve düşmanımızın kim olduğuna tam olarak karar veremiyor. Suriye bataklığına bulaşınca bir daha çıkabilir miyiz yoksa kaygan kumda boğulup gider miyiz konusunu hiç bilmiyorum. O konuyu bilmediğim gibi, kime saldıracağımızı da bilmiyorum.

Beşşar Esad ve Suriye ordusu mudur bizim düşmanımız? Amacımız Esad’ı devirmek midir? Eğer amacımız buysa, Esad’ı devirmenin bize ne faydası vardır?

Bilemiyorum. Belki de amacımız YPG ve PYD’ye saldırmaktır. Onların orada çeşitli özerk yönetimler kurma çalışmalarına mı karşıyız yoksa etrafı ele geçirip, Türkmenlere karşı bir etnik temizliğe girmelerinden mi çekiniyoruz? Orada yaşanacak bazı gelişmelerin, yarın buralara örnek olması ihtimali de ayrı bir konu.

Yazarken kendim de inanmıyorum ama belki de amacımız IŞİD terör örgütünü Suriye’den çıkarmaktır. IŞİD ile komşu olmak mıdır bizi rahatsız eden. Sınırdaki bir örgütün, sınırın öbür yanında nasıl faaliyetler içinde olabileceğini defalarca gördük.

Gıcık olduğumuz konu, Rusya’nın Suriye’deki varlığı mıdır? Amacımız Rusya’yı oradan çıkarmak mıdır? Geldikleri gibi, füzelerini de yanlarına alıp giderler.
Asıl derdimiz, Amerika’yı Suriye’den atmak da olabilir. Samimiyetsiz dostlukların ardında yatan gerçek, bizim de bilmediğimiz bir Amerika düşmanlığı mı acaba? Suriye ile sınırı olmayan Amerika’nın bu ülkede ne işi var?

Buldum buldum. Bence düşmanımız İran ve Hizbullah. Bu iki unsurun Suriye’den çıkmasını ve ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasını istiyoruz.
Suriye’ye doluşmayan terör örgütü kalmadı. Ilımlısı var, ılımsızı var, istediğiniz her çeşit var. Belki de büyüklerimizin kafasındaki düşünce, ülkeyi bu terör örgütlerinden temizlemektir. Bu örgütler, bu noktada sana dost olurlar, 500 metre ötede sana karşı savaşırlar. Ne yapacağı belli olmayan örgütleri buralardan uzaklaştırmak iyi bir düşünce olabilir!
Bu konulardan çok da anlamayan bir insan olarak; Emin’in düşüncesi Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana. Bunun dışında kalacak olan hiçbir ihtimalin Türkiye’nin yararına olduğuna inanmıyorum.

Yüce rabbim ülkemizi ve çocuklarımızı düşmanımızın tam olarak kim olduğunu bilmediğimiz bataklıklarda savaşa gitmek zorunda bırakmasın. Bu çocukları pul gibi zarflardan sökerek biriktirmedik. Her bir çocuk büyük bir emekle, sevgiyle, maddi, manevi çabayla bu günlere geldi.

Çocukları ailelerinin kucağından alıp al bayrakla sarmadan önce, bir kere daha, bin kere daha düşünmek gerekiyor…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil