15 Eylül 2016 Perşembe

Şekerden Ekmek...

Günaydın dostlar…

Fenerbahçe’nin maçını bile kanallarla oynamadan baştan sona seyredemezken, geçen akşam oturdum 4,5 saat boyunca (yerimden bile kalkmadan) Canan Karatay teyzeyi seyrettim. Ne yalan söyleyeyim söylediklerinin birçoğundan da etkilendim.
Canan teyzenin değişik ve çok düz bir tarzı var ama bu söylediklerinin doğru olmadığı anlamına gelmiyor. Ayrıca, teyzem boş da konuşmuyor. Sözünü ettiği her şeyi araştırmalara dayandırarak söylüyor. Bir konu açıldığı zaman, hemen o konu ile ilgili yapılmış olan araştırmaları ve sonuçlarını ortaya çıkarıyor. Gösterdiği araştırmaların çoğu da yurtdışında yapılan araştırmalar…


Konusu geçen şeylerden birisi, “Etin yağı ile yenmesi.” konusuydu ve daha üzerinden 2 gün geçmeden bu sabah takip ettiğim bir Amerikan Sitesinde, “Etin yağı yıllardır korktuğumuz kadar kötü olmayabilir.” başlıklı bir makale okudum. Çeşitli endüstrilerin lobi faaliyetleri, bizleri gerçek dışı düşünmeye itebiliyor. Son günlerde dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan çalışmalar da, teyzemin söylediklerini haklı çıkaracak gibi duruyor.

Hepimizin bildiği gibi, teyzemin en büyük konusu, şeker tüketimi ve bunun zararları. Şeker deyince, hemen toz şeker veya kesme şeker düşünmeyin, bizim teyze zarar listesinin ilk sırasına ekmek tüketimini koyuyor. Teyzeme göre, ülkemizde hastalık oranlarının çok yüksek olmasının en büyük nedenlerinden biri, ekmek tüketimi. Bu ülkedeki kişi başı ekmek tüketimi yılda 200 kg imiş. Korkunç bir rakam; bu da demek oluyor ki averaj bir Anadolu Çocuğu günde 550-600 gram ekmek tüketiyor. Tabi ki bunda fakir bir ülke olmamızın da etkisi var ama yine de miktar çok yüksek.

Şeker konusunda en sabıkalı yiyecek, ekmek ve türevleri. Ayrıca da esmeri, sarışını, tahıllısı hiç fark etmiyor. Canan teyzeye göre hepsi zararlı. Sıralama; ekmek, alkol, şekerli içecekler, şeker şeklinde gidiyor. Gördüğünüz gibi birçok yiyecek şekerin kendinden daha zararlı. Ben kendi adıma sabahları bir dilim ekmek yiyip bir daha da gün içinde ekmek yememek gibi bir karar aldım ve hemen de uygulamaya koydum…

Tabi ki, yarım asırdır yediğim ekmeği bir günde sıfırlayamam. Ekmek konusu açılınca, Amerika’daki toplantılarımız aklıma geliyor. İnsanların nasıl 2 tane erik yiyerek kahvaltı yaptıklarını hatırlıyorum. Bir gün bu konu üzerine konuşurken, sevgili kardeşim Armağan, “Ben erikle, çilekle filan doymam, ben masadaki bütün kruvasanları alıyorum.” demişti. Benim durumum da ondan çok farklı değildi. İki çilek yesem, yarım saat sonra bütün enerjim biter vallahi…

Hatırlayacaksınız, geçen yıl Sağlık Bakanlığı da ekmeklerle oynamaya başladı. İçindeki zararlı katkı maddelerini azaltmaya çalıştılar. Bir kısmını da azaltma kararı aldılar ama ne ölçüde uygulanıyor bilemiyorum…
Canan Teyze “Sıfır ekmek.” diyor ama bizim toplum için bu çok iddialı bir durum. Tamamen ekmek yemeye alışmış bir toplumun, bir anda sıfır ekmek yemeye geçmesi; ne maddi açıdan, ne de manevi açıdan çok da olacak bir iş değil. İlle de ekmek yemek istiyorsanız, çok az miktarda, çok ince lavaş yiyebilirsiniz…
“Hem ekmeğe karşısın, hem de lahmacun yiyin diyorsun. Bu nasıl bir çelişki?” diye Canan Hoca’ya sordular. Hocanın cevabı, “Lahmacun hamurunun çok ince olduğu ve içinde glüten olmadığı.” yönündeydi. “Bir hamur çıtır çıtır kırılıyorsa, o hamurda sorun yoktur.” diyor. “Pizza?” diye sorunca da, “O çok farklı bir konu, pizza hamuruyla lahmacun hamurunun uzaktan yakından alakası yok.” şeklinde cevap verdi…

Canan teyze enteresan bir kişilik ve konuşmayı da seviyor. 3 kelime bir şey soruyorsunuz, 30 kelime ile cevap veriyor. Ama kesinlikle boş konuşmuyor. Ben sadece ticari kaygılarla bu işleri yaptığına da inanmıyorum. Kendine bir bilim insanı misyonu da yüklemiş ve halkımızın sağlıklı yaşamasını istiyor…

Teyzemde çok fazla konu var. Bir tek ekmekten konuştuk zaman uçtu gitti. Önümüzdeki sabahlarda da diğer konularla devam ederiz. Benim şimdi yürüyüşe gitmem gerekiyor. Bu arada yürüyüş demişken, teyzeme göre her gün 20 dakika yürüyüş yeterli. “Daha fazlası zararlı, hele de deli danalar gibi koşmak çok zararlı.” diyor. Ben de zaten genelde 30 dakika yürüdüğüme göre, kendiliğimden doğru yolu bulmuşum…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder