14 Eylül 2016 Çarşamba

Dünyanın En Yeteneksiz İnsanı...

Günaydın dostlar…

Böyle düşündüğüm için kendimi çok kötü hissediyorum ama biri gelip de bana “Dünyanın en yeteneksiz insanı kim?” diye sorsa, içimden “Ozan Tufan” demek geliyor. Sürekli milli takımda oynayan bir oyuncu için neden böyle düşündüğümü de bilmiyorum ama kafamda dolaşan düşünceleri de kontrol edemiyorum.
Ozan’ın 2 metre uzağındaki bir arkadaşına pas atamayışının, böyle düşünmemde büyük bir etkisi olmuş olabilir ama bence mesele bundan daha da derin. Kim bilir belki de 1,5 sene kadar önce katıldığı bir ödül töreninde, herkes takım elbiseliyken onun kot pantolonla gelmiş olması da bilinçaltımda negatif bir etki yaratmış olabilir.


Bu davranışını, katıldığı törene saygı duymamak olarak yorumlamışımdır. Hayatımda hiçbir ödül törenine veya düğüne kot pantolon ile gitmedim, gitmem de.

Beni etkileyen bir diğer konu da, Ozan’ın yüzündeki ifade diye düşünüyorum. “Sen ne söylersen söyle, ben bildiğimi okurum.” gibi bir yüz ifadesi var. Sanki anlattıklarınız bir kulağından giriyor, diğer kulağından çıkıp gidiyor şeklinde bir bakışı var. Tabi ki bir de, bizim bütün futbolcularımızda olan, “Ben her şeyi biliyorum, bana kimse bir şey öğretemez.” yaklaşımı…

Sevgili Ozan kardeşim, biz senin ileriye doğru pas atamayacağının bilincindeyiz. Senden bu tip hareketler beklemiyoruz ama 2-3 metre yanındaki adama pas atıyorsun, top 4-5 metre uzağa gidiyor. Bunu nasıl becerebildiğini bir türlü anlayamıyoruz. Kaplumbağa hızında oynanan bir ligde, dibindeki adama pas vermeyi beceremiyorsan, hangi ligde becereceksin?
Bence, benim bu konudaki sorunum çocukluğumda yaşadıklarımdan kaynaklanıyor. Bütün gençlik yıllarımı Kemalettin Şentürk’ü izleyerek geçirmek, bende tedavisi mümkün olmayan izler bıraktı. Kemalettin de Ozan’ın oynadığı pozisyonda oynuyordu ve 1500 yıl kadar oynadı. Belki de bana öyle gelmiş olabilir.
Şimdiki gibi o zaman da tonlarca transfer yapılır ama lig başladığında yine Kemalettin oynardı. En kötü taraflarından biri de zaman zaman kendini Ortega zannetmesiydi. Ön libero pozisyonundan forvetlere araya paslar filan atmaya kalkardı. Sevgili kardeşim, sen 3 metrelik pası atamıyorsun, 30 metrelik pası nasıl atacaksın?

Gençliğimiz Kemalettin ile geçti. Emekli olana kadar da oynadı. Misket atabileceğiniz mesafeye top atmayı beceremeyen Kemalettin, bütün Fenerbahçelilerin ömründen 3-5 yıl silmiştir.

Sonunda Kemalettin gitti ama bu sefer de yerine ikizi Selçuk Şahin geldi. Allah’ım neydi günahımız? Neredeyse görüntüleri bile birbirlerine benziyordu. Yine aynı yeteneksiz davranışlar, yine aynı beceriksizlikler, 2-3 metre uzağa pas atamamalar, en olmadık yerde top kaptırmalar ne isterseniz vardı. Kemalettin yetiştirse ancak bu kadar olurdu.
Aynı senaryo bir kere daha tekrarlandı. Her sene bir sürü transfer yapıldı ama sezonun çoğunda o pozisyonda Selçuk oynadı. Allah var Selçuk da, Kemalettin de işin müdafaa yönünde genelde iyiydiler ama ileri gitmeye kalkınca, tam bir kâbus.
Selçuk da zaman zaman Alex gibi paslar atmak isterdi ve takımı zora sokardı. Kardeşim yıllardır bu ligde oynayan bir futbolcusun, attığın bir tane de pas yerini bulmaz mı? İnsan kendini hiç mi geliştiremez? Ne bileyim, demek ki olmuyor. Yeteneğin yoksa 20 sene de ligde oynasan bir gram ileri gidemiyorsun.

Ömrümüzden 3-5 yıl da Selçuk götürdü. İşin acı tarafı artık büyüdük ve Ozan’a verecek 3-5 yılımız kalmadı. Eskiden her pas ve son vuruş becerisi olmayan futbolcu için 3’er, 5’er harcıyorduk ama artık bizde de fazla kalmadı. Üzgünüm kardeşim Ozan, sona kalan dona kalır…

Herkes Ozan’a çok kızıyor ve elinden geleni yapmadığını düşünüyor ama ben çok da aynı fikirde değilim. Çocuk bir şeyler yapmaya çalışıyor ama yeteneği bu kadar. Ozan yırtınsa şimdiki durumundan en fazla %10 daha iyi oynar. Onun üstünde bir seviye olmaz. Son Bursa maçında yuhalanmasına da çok üzüldüm. Kendi de zaten şaşkın şaşkın baktı etrafa…
Bir senelik Appiah güzelliği dışında 3 tane ön libero ile ömrümüz geçti. Şimdi de Ozan ve orta sahadaki Ozan türevleri ile çile dolduruyoruz. Birbirinin kopyası 5 tane adam var. Bunun sorumlusu ne benim, ne de Ozan. Sorumlu, 15 senedir “Her şeyi ben bilirim.” zihniyeti ile kulübü yöneten ve maddi ve manevi olarak dibe vurmasını sağlayan düşünce tarzıdır…

3 ön libero ve 1 başkanla bütün ömrünü geçirirsen, karşılığında da üçün……. Neyse, yine annem kızacak şimdi, en iyisi ben bitireyim…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil