18 Eylül 2016 Pazar

Uçan Hollandalı...

Günaydın dostlar…

Ne zaman “Uçan Hollandalı.” lafını duysam, çocukluk yıllarımda sık sık dinlediğimiz bir plak (albüm) aklıma gelir. Bir sürü klasik müzik plağının arasında, en sevdiğimiz albümlerden bir tanesi Wagner’in bu güzel eseriydi.
Eser Wagner’in değilse, doğru hatırlamıyorsam, 500 tane sataşmaya maruz kalırım korkusuyla, hemen girdim baktım. Doğru hatırlıyormuşum. İşin garip tarafı o devirde Wagner’in ağır operalarının hiçbirine tahammül edemezken, ne zaman Uçan Hollandalının çaldığını duysam hemen koşarak gelirdim.


Artık plaklar yok ama çok sık olmasa da Wagner’in operalarını zaman zaman dinleyebiliyorum. İnsan her şeyi dinleyebiliyor ama oturup ağır bir opera dinlemek bambaşka bir ruh hali gerektiriyor. Cem Yıldız’dan İmkânsız Aşk dinlemeye benzemiyor. Ben opera dinlerken içki içmeyi bile beceremiyorum.

Hâlbuki bizim şarkılarımız öyle mi? Koy Ümit Besen’i CD çalara, bitir evde ne kadar içki varsa.

Uçan Hollandalı çocukluğumdan kalma çok güzel bir anıdır ve bende bu cümlenin yeri bambaşkadır. Babam genelde seyahatlerde olurdu ama bu eseri onunla bile 3-5 kere beraberce dinlemişliğimiz vardır. Hal böyleyken, yürüyemeyen ve adım atacak hali olmayan bir insanın da aynı isimle anılması beni çok üzüyor. Ne zaman Van Persie için Uçan Hollandalı denildiğini duysam, sanki Wagner’in operasının önemini azaltıyormuş gibi hissediyorum.

Her yönüyle mükemmel ve hiç unutulmayacak bir eserin, her yönüyle bitmiş ve ortalığı karıştırmaktan başka hiçbir işe yaramayan bir şahısla aynı ismi paylaşması, kaderin garip bir cilvesidir.

Van Persie, uçan Hollandalıymış. Kim görmüş? En son ne zaman uçmuş? Fener’de bırakın uçmayı, hiç oynamadı bile. Buraya gelmeden evvelki sene de hep (sakatım bahanesiyle) yedek oturmuştu. Bu durumda en iyi ihtimalle en son 4 sene önce uçmuş oluyor. Biz de iyi niyetli ve aldatılmış insanlar olarak halen adamın uçmasını bekliyoruz.

Bizim amcanın, dünkü tombul ve adım atacak hâli kalmamış kargalardan bir farkı yok. O da buraya çöplenmeye gelmiş. Dostlar, bu adam şu anda Türkiye’nin en pahalı futbolcusu. Bizlerle dalga geçe geçe koca bir serveti her yıl cebe indiriyor. Ha diyeceksiniz ki, “Adam zorla almadı ya, vermeselerdi.”. Çok haklısınız, hem bu parayı verdik, hem de bu parayı verebilmek için haftalarca peşinde koşup yalvardık.

Olay sadece bunla da kalmıyor. Yaptığı huysuzluklarla bütün takımın dengesini bozan Bay Persie, son iki yılki başarısızlıklarda da büyük bir pay sahibidir. Bunun değişik bir türü de Galatasaray’da var. Takımlarla kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyorlar. Tabi ki yönetimlerin büyük başarısızlıklarını bu iki oyuncunun üzerine yıkmak istemiyorum ama son yıllarda yaşanan sorunlarda bunların da büyük etkisi var. Teknik adamlardan oyunculara kadar, takımları kendi istedikleri başarısız Hollandalılarla doldurdular.
Tabi ki, bu işin bir diğer dolaylı zararı da, bunların 2 misli para alıp hiçbir işe yaramadıklarını gören diğer futbolcuların isteksizleşmesi yönünde oluyor. “Madem o kadar para alıyor, kurtarsın takımı o zaman.” ruh haline giriyorlar.
Yıllardır futbol seyrederim ama bu yöneticilerin nasıl transfer yaptıklarını bir türlü anlayamam. Ben bile zavallı halimle bu oyunculardan bir şey olmayacağını görebiliyorsam, bu yöneticiler nasıl göremiyorlar? Modası geçmiş ve yıllardır sakatlıklarla boğuşmuş bir oyuncuyu, çok yüksek paralar vererek, sorgusuz, sualsiz alıp getirdiler. Aynı anlayışla, tuttular Katar liginde bile takıma giremeyen bir oyuncuyu, transferin son gününde kurtarıcı olarak alelacele takıma kazandırdılar.

Böyle bir durumda, bir Allah’ın kulu da çıkıp da, “Sayın başkan bu adam 2 senedir oynamıyor, buna bu kadar para vermeyelim.” demiyor mu? Ya da biliyorlar ama her ortamda olduğu gibi ağızlarını açmaya çekiniyorlar.

Takım zaten dibe vurmuş. Maddi ve manevi olarak tarihinin en kötü yıllarını yaşıyor. Böyle bir ortamda bir de Uçamayan Hollandalımız eksikti. Zaman, bizim Yürüyen Hollandalının evine gidip, futbolu bırakıp, Uçan Hollandalı dinleme zamanıdır…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil