10 Eylül 2016 Cumartesi

Almanlar Bizi Çok Kıskanıyor...

Günaydın dostlar…

Son iki gündür gece gündüz kesilen elektrikler, bana bir kere daha Almanların bizi ne kadar çok kıskandığını hatırlattı. Düşünüyorum da, aslında Amerikalılar da kıskanıyordur. 17 seneye yakın bir süre Michigan’da yaşadım ama bir kere bile elektriklerin kesildiğini görmedim.
Kış aylarında -30 dereceye kadar düşebilen hava sıcaklıkları bir kere bile elektriklerin veya suların kesilmesine neden olamadı. Hatta 1,5 metre biriken karlar bile su borularını patlatamadı. Şanssız millet bunlar, bu zevkleri yaşayamıyorlar.


Sisteme bakım yapılır, elektrikler kesilir; şimşek çakar, elektrikler kesilir; kediler trafolara girer, elektrikler kesilir; komşular kızar doğalgazı keser, elektrikler kesilir. Almanların biraz bu bakım işine önem vermeleri gerekiyor. Hiç elektrikler kesilmediğine göre, demek ki hiç de bakım yapmıyorlar.

Bizde olsa, değerli belediye başkanlarımız çıkar, “Tarihte görülmemiş miktarda kar yağdı, o yüzden elektrik ve su sistemimiz çöktü.” diye açıklama yaparlardı. Belediye demişken; çok amaçlı kullanımı olan altgeçitlerimizi de kıskanmamaları mümkün değil. Güneşli günlerde altgeçit, yağmurlu günlerde de kapalı yüzme havuzu olarak kullanabileceğiniz karma yapılarımızı kıskanmaktan geberiyorlar.

Biz her akşam televizyon başında aziz şehitlerimizin haberleri ile kahrolurken, onlar böyle bir acıyı belki de hiç yaşamadan hayatlarını tamamlıyorlar. Averaj bir Alman ömrü boyunca televizyonda kaç kere şehit haberi izliyordur? Belki 0, belki de 1-2. Minik yavruların gözyaşları içinde kaybolup gitmenin çaresizliğini bilemez onlar. 20 yaşındaki çocukların tabutları yan yana dizilmişken, kendini çok lüzumsuz hissetmenin ağırlığını taşıyamaz onlar.
Kocaman otoyollarda son sürat basıp gidiyorlar ama bir kaza yapmayı bile beceremiyorlar. Kaza yapmayalım diye herkes pür dikkat araba kullanıyor. Rahat ol kardeşim, bir eline sigaranı al, öbür elinle telefonunu tut, diğer elinle de direksiyonu idare edersin. Müziğin ritmine göre gaza da bastın mı, senden havalısı yoktur bu dünyada. Trafik kazası mı? Olacak o kadar ama… Her güzelin bir kusuru var. Bu kadar havalı araba kullanıp, herkesi kendine hayran bırakmak için, tabi ki birazcık da riske girmek gerekiyor. Bu konuda bir gram hava atmayı beceremeyen Alman bizi kıskanmasın da kimi kıskansın? Almanlar daha fazla üzülmesin diye, trafik kazalarında dünya lideri olduğumuzdan filan hiç bahsetmiyorum. Yazık onları da çok ezmeyelim.
Ben her gün çöken çatıların, devrilen vinçlerin, yıkılan duvarların, uçan reklam panolarının, kayan toprakların, sel basan mahallelerin, haberleri ile uyanırken, Almanlar konuyu bile anlamıyor. Adamların hayatında bir gram heyecan yok. Telefon direği devrildi diyorsun adam “Niye?” diyor. Niye denir mi kardeşim. Direk bu, yan da yatabilir, isterse de tamamen devrilir. CCI’da çalışırken bahçeden toprak numunesi almaya çalışan insanların neden bütün binayı elektriksiz bıraktıklarını Avrupalılara anlatmak biraz zor olmuştu. Adam müneccim mi? Nereden bilsin binaya gelen ana kabloların oradan geçtiğini…

Her konuda olduğu gibi, inşaat konusunda da Almanya bizden çok geride kalmış durumda. Hangi şehre giderseniz gidin, uçakla inerken yeşil alanlar ve bu alanların içindeki masal evlerden başka bir şey göremiyorsunuz. Her yer tek katlı, benim oyuncak trenin evlerine benzeyen evlerle dolu. Oyuncak şehir mi, gerçek şehir mi belli değil. Gidip de bir Allah’ın kulu da o evlerin ortasına şöyle güzel 8-10 katlı beton bir bina dikemiyor. Bu Almanlar beton dökmenin ileri gitmişliğin bir sembolü olduğunu anlamıyorlar mı?

Almanya’da çok yağmur yağıyormuş, o yüzden de her taraf yemyeşilmiş. Külliyen yalan. Bir kere çok yağmur yağsaydı, yollardan aşağıya doğru çamurlu sular akardı. Defalarca Almanya’ya gittim, hiç böyle bir şey görmedim. Zavallı Alman çocukları, kaldırımın kenarından akan sularda bir şeyler yüzdürmenin zevkini hiçbir zaman bilemeyecekler.

Son istatistiklere göre, son zamanlarda ülkemizde neredeyse her gün bir kadın cinayeti işleniyormuş. Bunların çok büyük bir çoğunluğu da en yakınındakiler tarafından işleniyor. Bir Alman akşam televizyonun karşısına oturduğu zaman her seferinde bir kadın cinayeti haberi izleyebiliyor mudur? Hiç zannetmiyorum. Muhtemelen her gün yolda, sokakta, otobüste, trende, vapurda, kalabalık her alanda taciz edilmenin ne demek olduğunu da bilmiyorlardır. Her gün böyle bir dramı yaşayamayan halkların, bizleri kıskanmak en büyük haklarıdır.

Allah bilir Almanlar her gün bir terör olayı da yaşamıyordur. Böyle bir riskle sokağa çıkmanın ne demek olduğunu da anlayamazlar. Dedim ya, hayatları çok monoton. Onlar orada her gün aynı saatte, aynı trendeki, aynı koltuğuna otururken, biz burada “Tren toptan patlar mı acaba?” derdindeyiz. Hayatıyla kumar oynamayı beceremeyen Almanlar, o yüzden buradaki renkli hayatı çok seviyorlar.
Bu sabah son olarak da her zamanki gibi trenlerden bahsetmek istiyorum. Almanların hiç aksamayan, bir dakika bile şaşmayan tren seferleri de çok can sıkıcı. Bütün ülkeyi demiryolları ile örmüşler. Hayatlarında hiçbir beklenti yok. Zaten her şey yapılmış bitmiş. Ama Emin için hayat öyle mi? Zavallı Emin halen her gün balkonundan bakıp Marmaray Projesi’nde bir ilerleme göreceğini ümit ediyor. Bir ilerleme göremese bile en azından Emin’in bir hedefi var…

Bir dönemler bir iş yaptığımız bir Alman bana, “Bu ülkede hiç kimsenin acelesi yok, bu duruma bayılıyorum.” demişti. Ben de ne cevap vereceğimi bilememiştim. Adam iyi bir şey mi söyledi, kötü bir şey mi söyledi, belli değildi. Sanki iyi bir şey söylüyormuş kalıbı altında, rahatlığımızı bize sokuşturmuştu.
Bunlar bu sabah aklıma gelen birkaç konu. Oturup biraz daha düşünsek daha neler bulabiliriz. Kim bilir, belki de kıskandıkları bunları hiçbir değil de, dünya çapında meşhur futbolcularımızdır. Siz söyleyin dostlar; bütün bu bilgilerin ışığı altında, Almanlar bizi kıskanmak da haksız mı?

 Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil