30 Aralık 2014 Salı

Pendik İstanbul'a Çok Uzak...

Dünden beri hızlı tren ile ilgili o kadar çok soru soran oldu ki, bu da insanların hızlı ve güvenilir bir ulaşım sistemini ne kadar çok istediğinin en büyük göstergesidir. Hızlı trenin ilgi görüyor olması da ikinci bir sevindirici nokta. Giderken de, gelirken de trende bir tane boş koltuk yoktu.

Şu anda toplam 6 vagondan oluşan trenlerin, bütün dünyada olduğu gibi esnek bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Gerektiğinde daha büyük veya daha küçük trenler de kullanılabilmeli diye düşünüyorum.
 
Bir diğer arkadaşım da, “Sabah kaç saatte Pendik’e gittiğinden değil, dönüşte akşam kaç saatte eve döndüğünden bahset.” demiş. Dönüş gerçekten zor oldu. Trenden indikten sonra 20 dakika kadar taksi bekledikten sonra, Suadiye ışıklara kadar gelmem tam 60 dakika sürdü. Kilit olmuş trafikten dolayı daha fazla sabredemeyip oradan da eve yürüdüm.
Bu durumda, Pendik İstasyonundan eve dönüş yolculuğu 20+60+20 = 100 dakika sürmüş oluyor. Pendik’ten bu taraflara gelmek, zaman zaman Ankara’dan İstanbul’a gelmekten daha zor olabilir. Kendinizi bir anda Pendik sokaklarında buluyorsunuz ve bırakın toplu taşımayı, taksi bulmak bile hiç kolay bir iş değil… Avrupa’da trenler şehirlerin en merkezi yerinin, en merkezi yerine kadar gelir, bizde de Pendik.

İnternetten bilet alırken olayı çok net anlayamadığım için hem giderken, hem de dönerken trenin hareket yönüne ters olarak oturmak zorunda kaldım. Vagonlardaki koltukların yarısı trenin hareket yönüne, diğer yarısı da ters yöne bakıyor. Bileti doğru almazsanız benim gibi bütün yolu ters yöne bakarak gitmek zorunda kalırsınız.

Yol üzerindeki istasyonların birçoğunda kimseler yoktu. Tren durdu ne inen oldu, ne de binen oldu ama Eskişehir istasyonu oldukça kalabalıktı. Eskişehir’de çok fazla inen de oldu, binen de. Bir diğer konu da, Eskişehir’de dâhil olmak üzere halen bütün istasyonlarda inşaat çalışmalarının devam ediyor olması. Hiçbiri tam olarak bitmiş değil. Kiminde az eksik var, kiminde çok eksik var ama hepsinde bir şeyler eksik.
Aynı durum Gebze’ye kadar olan banliyö istasyonları için de geçerli. Bildiğiniz gibi raylar ve istasyonlar bitince Marmaray Gebze’ye kadar gidecek ama o günleri görmemize daha çok var. İstasyonların hepsi natamam ve de Pendik’ten sonra (İstanbul yönüne doğru) demiryolu yok. İşin acı tarafı çok fazla bir çalışma da yok. Suadiye’den binip Yenikapı’da ineceğimiz günler için birkaç yıl daha beklememiz gerekecek gibi duruyor.

Tren bazı şehirlerde evlerin o kadar dibinden geçiyor ki, elinizi uzatsanız balkonlardaki çamaşırları toplayabilirsiniz. Hiç mi öngörü olmaz kardeşim? “İki gün sonra bu demiryolunu genişletmek zorunda kalırsak ne yaparız?” diye hiç mi kimsenin aklına gelmez. Elimi camdan dışarı çıkarabilsem şu an en az 13 yün donum daha olurdu.

Hatların çoğaltılması lazım ama ne yazık ki hiçbir yerde bir gram yer yok. Tamam, tren yapıldı ve 4 saatte de olsa Ankara’ya gidiyor ama bu kadar para ve emek harcanan bir projenin daha kullanışlı bir hale getirilmesi için yol üzerindeki (bilhassa Sakarya, İzmit ve İstanbul’da kilerin) darboğazların yavaş yavaş daha düzgün ve hızlı bir hale getirilmeleri gerektiğine inanıyorum.  Bu çalışmalar için bir takım ev ve işyerlerinin istimlak edilmesi de gerekebilir.

Hızlı tren doğduğumuz günden beri hasret kaldığımız ve istediğimiz bir vasıta ama bu şekli ile bizler için çok kullanışlı değil. Pendik ve civarında yaşayan arkadaşlarımız için çok uygun olabilir ama Bostancı’ya veya Söğütlüçeşme’ye gelmedikçe bizler için iyi bir alternatif olamaz.
Dün söylemiştim, benim tren yazım bir günde bitmez diye. İki günde biter mi? Onu da görebilmek için yarın sabahı beklememiz gerekecek.

İstanbul’da bu sabah hava oldukça soğuk ve sulu kar yağıyor. Allah, bu soğukta dışarıda olanlara yardım etsin ve kimseyi soğukla, açlıkla terbiye etmesin. Sağlıklı kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder