31 Aralık 2014 Çarşamba

İşletme...

Günaydın dostlar. Yılın son gününü de son tren yazımızla bitirelim. Dedim ben size Emin’in tren yazıları kolay kolay bitmez diye. Rayları kurmak, trenleri almak önemli konular ama bence bu trenleri doğru dürüst işletebilmekte en az onlar kadar önemli bir konu.

Ne deniliyor? Ankara – İstanbul arası 3,5 saat. Gerçek durum nedir? Ankara – Pendik 4 saat. Tarifede bile 4 saat gösterirken reklamlarda ve afişlerde nasıl 3,5 saat yazabildiği de ayrı bir konu. Hatta hem gelirken hem de giderken Ankara – Pendik 4 saat 10 dakika sürdü. Reklamı yapılan, her yerde yaygarası yapılan süre 210 dakika. Gerçek süre ne kadar? 250 dakika.
 
Taahhüt edilen ile gerçekleşen arasında %20’lik bir fark var. 210 dakikalık yolda, 40 dakikalık bir fark az bir süre değil. Durum böyle iken, ben trene binene kadar yolun 3,5 saatten çok daha uzun sürdüğüne dair hiçbir yerde tek bir yorum görmedim. Ne bir gazeteci, ne de bir köşe yazarı bu gerçek hakkında tek bir şey yazmadı.
Dünkü yazımda da belirttiğim gibi sistemdeki darboğazlar zaman içinde kaldırılırsa belki o zaman seyahat 3,5 saate inebilir. Bu da çok para ve zaman gerektiren bir durum olduğu için, öyle hemen kısa sürede yapılabilecek bir iş değil.

Trenin gecikmesinin bir nedeni de yerli yersiz durması. Bunun en önemli nedeni da Ankara İstasyonu da dâhil olmak üzere, bu trenler için sadece bir peron ayrılmış olması. Tren istasyona vardığında o peron dolu ise, 1-2 dakika peronun boşalmasını bekliyorsunuz. Diyeceksiniz ki, “Ankara istasyonunda 50 tane peron varken hızlı tren için neden sadece 1 peron ayrılmış?”. 1 peron ayrılmış, çünkü bütün işletme tek bir peron üzerine kurulmuş. Örnek olarak bilet kontrol ve güvenlikten geçme düzeni sadece 1 numaralı peronda var.

Daha öncede belirttiğim gibi, hızlı trene binerken aynen uçağa biner gibi güvenlikten geçmeniz gerekiyor. Bu uygulama diğer trenler içinde yapılıyor mu bilmiyorum ama bir tek bu tren için yapılıyorsa, o da ayrı bir komedi. Bu tren pahalı olduğu için bir tek bunu koruyorlar herhalde…
İsterseniz biraz da fiyatlardan bahsedelim. Varan otobüslerinin bilet fiyatı 60 TL. Benim evden Varan Dudullu tesislerine gitmek taksi ile 20 TL. Ne etti toplamı? 80 TL. Bunun bir de dönüşü var, etti 160 TL. Tabi ki, Varan servis otobüslerini beklerseniz beleş te gidip gelebilirsiniz.

Hızlı trenin business bilet fiyatı 98 TL ama ben bileti alırken fiyat 76,25 TL oldu. Ben de anlamadım nasıl oldu ama promosyon filan bir şey vardı herhalde. Bunun üzerine 45 TL taksi parasını da koyduğunuz zaman, 121,25 TL ediyor. Gidiş dönüş 242,50 TL. Gördüğünüz gibi fiyat açısından da çok ciddi bir fark var.
İşin Ankara bacağından bahsetmiyorum, zira tren garından da, Varan’dan da bizim eve taksi parası hemen hemen aynı.

Uçak ile mukayese ettiğiniz zaman, şu andaki 49 TL’lik uçak fiyatları ile ekonomik açıdan uçak daha kârlı oluyor ama havaalanlarının şehirlere uzaklığından dolayı zaman açısından pek bir kazancınız olmuyor.
Son 3 gündür hızlı tren seyahatini Emin’in gözünden yazmaya çalıştım. Seyahatin her detayına ümkün olduğu kadar değinmek istedim. Son sözümde, Eskişehir’den tonla çiğ börekle trene binip herkesin canını isteten gruba. Bir daha yapmayın olur mu?

Seyahatinizin treni de, gönlünüzün treni de en kısa zamanda istediği istasyona ulaşsın. Unutmayın güzel ve özel her şey beklemeye değer. Siz sabırlı olun tren bir gün mutlaka o istasyona ulaşacak…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil