21 Temmuz 2014 Pazartesi

Sapla Samanı Birbirine Karıştırmak...

Dünyanın, sorunları ve kardeş kavgası hiç bitmeyen bölgesinde yine zor günlerden geçiyoruz. Yüzyıllardır bitmeyen kardeş kavgasına, mezhep kavgasına bir de İsrail parametresi eklenince işler iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı.

İsrail’in, Filistin’de yaptıkları, 15 yaşında bir Filistinliyi öldürmesi, çocukların üzerine yağan bombalar hiçbir zaman tasvip edilemeyeceği gibi, Filistinlilerin 3 masum İsrail gencini öldürmesi de tasvip edilemez. İsrail’in bu kaçıncı operasyonu ben sayısını unuttum. Masum insanların öldürülmesini, evlerinin havaya uçurulmasını televizyonlarda film seyreder gibi seyretmek içime dokunuyor. Yaşanan vahşeti anlatabilecek kelimeler bulmak kolay bir iş değil.
 
Birileri, bir yerlerde oturmuş ve insan hayatını sıralamaya sokmuş ve bu listede de en alt sıraya Filistinlileri koymuş. Bugün yeryüzünde, kimsenin kılını bile kıpırdatmadan izlediği ölümlerin başında Filistinliler geliyor. Filistinlilerin ölmesi çok olağan olmaya başladı. Gazze’nin ölümle saklambaç oynamaya alışmış zavallı çocukları bir bir sobeleniyor ve dünyanın gıkı çıkmıyor. Soruyorum size, İsrail’in güvenliğini tehdit eden bu minik, masum, son nefesinde bile çikolatasından vazgeçemeyen yavrular mıdır?
Hepimiz üzgünüz, buruğuz. Vücudunda bir çok yara olan ve yüzü gözü kan içindeki o minik Filistinli kızın, elindeki yarısı yenmiş çikolataya sımsıkı sarılmasının görüntüsü gözlerimin önünden gitmiyor. Akşam onla yatıyorum, sabah onla kalkıyorum. Sahilde futbol oynarken barbarca öldürülen çocuklardan tutunda, evdeki odası isabet alıp ölen çocuğa kadar yapılan bu kıyımı içime sindiremiyorum.

Bu işlerin yüz yıllık tarihine ve nasıl bir puştlukla bu savaşların ve ölümlerin başladığının detaylarına girmek istemiyorum. Her bir camianın arkasında büyük yaşanmışlıklar, büyük acılar, büyük kayıplar var.

Benim bu sabah değinmek istediğim konu, sapla samanı bir birine karıştırmamız gerektiği konusu. Nasıl Irak’ta, Çin’de, Azerbaycan’da orada, burada Türkler varsa, dünyanın çok çeşitli ülkelerinde de Yahudiler var. Ülkemizdeki Yahudi kökenli kardeşlerimiz de dahil olmak üzere, bütün dünya üzerindeki Yahudi kökenli insanları İsrail hükümeti ile aynı kefeye koymaya çalışmak, veya hepsinin aynı şekilde düşündüğünü varsaymak yanlışların en büyüğü olur.

Ben CCI’da çalıştığım dönemlerde iş icabı İsrail’e gitmiştim ve orada sohbet esnasında öğrendiğim en büyük şeylerden bir tanesi, İsrail’de yaşayanların bir çoğunun Amerika’da yaşayan Yahudi kökenli insanları çok da sevmedikleri olmuştu.

Mütemadiyen onu boykot edin bunu boykot edin çağrıları görüyorum ama bunların detaylarını iyi anlamak lazım. Bugün dünya artık öyle küçük bir yer ki, her şey birbirine entegre olmuş durumda. Biz buradan A markasını boykot edin derken, severek alıp kullandığımız B markasının hammaddesi de o boykot çağrıları yapılan ülkeden geliyor olabilir. Ayrıca, bir şeyler boykot edilecekse ülkeye gelmeden edilmesi gerekir. Ülkeye geldikten sonra, yerel ekonomiye zarar vermekten başka bir işe yaramaz.
Eksik bilgilerle ne kendimizi dolduralım, ne de başkalarını doldurup ortamı gerelim. İnanın o işi çok iyi yapan insanlar zaten var.
İsrail hükümetinin politikalarını eleştirip en ağır yorumları mı yapacaksın, sonuna kadar seninleyim. Şezlong açıp insanların ölmesini seyrederek çekirdek yiyen rezilleri veya bunlar gibi düşünenleri mi eleştireceksin sonuna kadar seninleyim. Hatta istersen küfür bile edebilirsin. Küfür dağarcığın yetmezse bende elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışırım. Hepsine varım ama Türkiye’de satılan dondurma, Yahudi kökenli insanların Rusya’nın batısında yetiştirdiği kavunlardan yapılıyormuş, o yüzden kimse bu dondurmadan yemesin diyorsan, ona yokum.

Bu sabah gazetede gördüm, Türkiye’de ki Haham bir iftar yemeğine davet edildi diye söylemedikleri kalmamış. Neden davet edilmesin? İstanbul’da ki haham, İsrail hükümetinin bir bakanı mı? O mu verdi bu yaşanan rezilliklerin, katliamların emrini? Buradaki kardeşlerimizin, İsrail hükümetini temsil etmediğini herkesin çok iyi anlaması gerekiyor. Hükümetlerle, insanları ayrı, ayrı görebilmeyi öğrenmemiz gerekiyor.

Ayrıca zannetmeyin ki her İsrail vatandaşı da bütün bu yaşananlardan mutlu oluyor. İsrail’de de bütün bu savaşlar bitsin ve kimse ölmesin isteyen çok insan var. Daha dün gece başkent Tel Aviv’de bu saldırılara karşı çok büyük bir eylem vardı. Her ülkede olduğu gibi orada da hükümetlerinin icraatlarını beğenmeyen ve tasvip etmeyen birçok insan var.
Geçmişte, yaşananlarda, bugün Filistin’de yaşananlarda, ben insanım diyebilen hiçbir insanı mutlu etmemeli. “Geçmişte az bile yapılmış” gibi nefret söylemleri, ne bugünkü trajediye yardımcı olur, ne de geçmişte yaşanan rezillikleri haklı çıkarabilir. Bunların hepsi, insanlık tarihinin kara lekeleridir.

Düşüncelerimizi, nefretlerimizi, tepkilerimizi, yorumlarımızı, gerçek noktaya odaklanarak yapmamızın hepimiz için daha yararlı olacağı görüşündeyim. Özellikleri birbirinden çok farklı olan parametreleri sanki birebir eşitlermiş gibi düşünmek bizi çok yanlış noktalara yönlendirir.
Sapla samanı birbirine karıştırmayalım…

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil