9 Temmuz 2014 Çarşamba

Senin Amacın Nedir?

Günaydın Dostlar,

Michigan’da, daha sonra başka bir grup tarafından satın alınan eski şirketimde çalıştığımız günlerde, çalışanlara "Senin bu şirketteki hedefin, amacın nedir?" diye sorarlardı. Sen de “Dünyanın en iyi muhasebe defterlerini tutmak.” filan gibi bir cevap verirsen yanlış cevap olurdu.


Sık sık çalışanlara (çalıştıkları bölüm ne olursa olsun) hedeflerinin şirketin kâr etmesini sağlamak, yatırımcıların bekledikleri geri dönüşleri yaratmak ve bunları yaparken de şirketin nakit akışını dengede tutup şirketi parasız bırakmamak olduğu hatırlatılırdı. Birçok diğer firmadan farklı olarak bütün bunların yanında müşteri memnuniyeti de ilk sırada yer alırdı. Müşteri memnuniyetinin diğer üç hedefe ulaşmak yolunda büyük bir katkısı olacağına inanılırdı ve de gerçekten de öyle oluyordu.

O şirketin ismi her zaman Amerika’da en çalışılacak şirketler arasında ilk sıralarda yer alırdı. Elemanlarına çok değer verirlerdi ve elemanlar da her zaman gururla "Ben bu şirkette çalışmaktan çok mutluyum." derlerdi. Hemen hemen herkes emekli olana kadar orada çalışırdı. Ayrılıp da başka bir yere geçeni hiç duymadım.

En önemli konu müşteri memnuniyeti ve müşterilerle birebir muhatap olan çalışanlardı. Her sabah müşterilere giden satıcılar, dağıtımcılar, servisçiler ve teknik ekip büyük bir moralle piyasa yollanırlardı. Her bölüm çok önemli ve gerekli ama dışarı gidenlerin, şirketin sokaktaki gülen yüzü olmaları gerçekten de çok mühim bir konudur.
Binada çalışan bütün yöneticiler (her ne seviyede olurlarsa olsunlar) işe erken gelip kahvelerini aldıktan sonra, ilk önce piyasaya çıkacak çalışanların yanına giderlerdi. Bazıları satıcıların yanına, bazıları dağıtıcıların yanına, bazıları da teknik elemanların yanına giderlerdi.
Gözünüzde canlandırın, satış ekibi piyasaya gitmeden evvel son hazırlıklarını yaparken herkes (bütün yöneticiler) yanına gelmiş; günaydın diyorlar, dertleri sıkıntıları var mı soruyorlar, sohbet ediyorlar, moral veriyorlar. O gün o çalışan süper bir ruh haliyle piyasaya gitmez mi? Tabii buradaki amaç büyük sohbetlere dalıp bir gece önceki maçların yorumlarını yaparak çalışanları geciktirmek değil. Hiçbir sohbet olmasa bile insanların oralarda bulunması süper bir moral oluyordu.

Genelde ne oluyor? Bu insanların kaçta gelip, kaçta iş başı yapıp nasıl sokağa gittiğinden kimsenin haberi bile olmuyor. Yöneticiler geldiğinde zaten herkes gitmiş oluyor. Bina içinde kimseleri görmeden yollara düştükleri için de bu arkadaşlar kendilerini büyük resmin bir parçasıymış gibi hissetmiyorlar. Kafalarında bir "içerdekiler dışardakiler" düşüncesi oluşuyor.

Hudson’s kültürü gibi şirketin sokaktaki aynası olan insanlara herkesin moral verip ilgi göstermesi iyi bir alışkanlık ama bu satış bölümü bu şirketteki en önemli bölümdür anlamına da gelmemeli. Birçok şirkette yerleşmiş bulunan “Biz satış şirketiyiz.” gibi laflar da son derece yanlıştır ve diğer bölümlerin motivasyonunu kırmaktan başka bir işe yaramaz. Sonuçta her şirket satış şirketidir ve satış bölümü de dahil olmak üzere bütün bölümler aynı hedeflerin peşinden koşarlar.
İşine severek gelen ve severek çalışan insanlar her zaman daha verimli oluyorlar ve şirketin ana hedeflerine daha çok etki ediyorlar. Moralsiz, işe söylenerek gelen, yataktan zorla kalkan insanlar da günün büyük bir kısmını verimsiz işlerin peşinde koşarak geçiriyorlar.

Her şirkette bu konuda en büyük görev bölüm yöneticilerine ve insan kaynakları departmanlarına düşüyor. İnsanların neşe içinde ve verimli bir şekilde çalışacakları ortamları yaratmak her yöneticinin asli görevleri arasında yer almalıdır. Kimse unutmasın ki çok ciddi ve çok yüksek boyutlu işler güler yüzle de yapılabilir. İşyeri insanların sıkıntıdan öldüğü bir yer olmak zorunda değildir.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

2 yorum:

  1. Hudson's, Briarwood belleğimde canlandı şimdi.Paragraf 6, satış ekibi kültürü 80 sonlarında burada da benzerdi, ihracaatın zirvede olduğu zamanlardı.

    YanıtlaSil
  2. Sabah Sabah Evrankaya24 Haziran 2023 21:47

    Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil