7 Temmuz 2014 Pazartesi

Patronun İçin Bugün Ne Yaptın?

Günaydın dostlar...

Çuvalla, kamyonla parası olan insanlar var ya; inanmayacaksınız ama paraları çok fazla olduğu için ne yapacaklarını bilemiyorlar ve insanlara hayırları dokunsun, insanlar da bir yerlerde çalışıp evlerine ekmek götürebilsinler, çoluk çocuklarına bakabilsinler diye paralarını yatırıp bu işyerlerini kuruyorlar.

Kulağa hoş gelse de, ne yazık ki hayat sokakta böyle dönmüyor. Kimse insanlara çalışacak bir yer olsun diye iş yeri kurmuyor. Hepsinin tek bir amacı var, o da para kazanmak.
 
Parası olan insanlar ikiye ayrılıyor. Bunların bir kısmı alıyor parasını, götürüyor bankaya, koyuyor vadeli bir hesaba, alıyor %10-%12 faizini ve mis gibi bir hayatı oluyor. Bu tip bir para enflasyon karşısında eridiği gibi, vatana, millete de bir faydası olmuyor ama para çok büyük olduğu için, paranın sahibi aldığı faizle güzel bir hayat yaşıyor. Başka da kimseye bir faydası olmuyor. Bu sistem bizim gibi ülkelerde işe yarıyor. Örnek olarak, bir Alman gidip de parasını faize yatırıp bu tip paralar kazanamıyor. Birçok Avrupa ülkesinde faiz oranları %0,5 (veya daha da düşük) seviyesinde.
İkinci grup, yatırımcı ruhu olan insanlar. Bunların da kamyonla parası var ama bunlar hem paralarını işletmek, hem bir şeyler üretmek (ama en öncelikli olarak da) hem de para kazanmak istiyorlar. Parasını bankaya değil de, bir iş kurmaya yatıran her patronun en büyük önceliği para kazanmaktır.

Senin için yarattığı iş ortamı, onun para kazanmak için attığı adımın yan ürünü. "Bundan dolayı patronuna karşı bir bağlılık, bir minnettarlık duymalı mısın?" diye sorarsan, cevabımız "kesinlikle evet"; duymalısın. Her ne nedenle olursa olsun, onun o iş yerine yatırdığı para, sana çocuklarını doyurma, evine ekmek götürme imkânı sağladı. Karşılığında patronun da sana saygı, sevgi, bağlılık duymalı mı? Bu sorunun cevabı da, “evet”. Bu dünyada her şey karşılıklı.

Diyeceksiniz ki, "Neden gidip parasını bankaya yatırmıyor da, gelip burada vişne çekirdeği çıkarma aletlerine yatırım yapıyor?" Cevabı çok basit, (tamam bir yatırımcı ve sanayici ruhları var ama) bankaların verdiği faizler onları kesmiyor. Bu da demek oluyor ki, bankada garantili %10-%12 dönüş varken, gelip parasını bu işe yatırdığına göre, bu işten daha yüksek oranda bir dönüş bekliyor. Demek ki, kendi hesaplarına göre buradan en az %18-%20 seviyelerinde bir dönüş bekliyor.

Yani, para kazanmak da tek başına bir işe yaramıyor. Yatırdığı paranın belli bir oranın üstünde bir geri dönüşü olmazsa patronlar mutlu olmuyor. Düşünün ki yatırmış işe 100 TL, kazanmış 5 TL, bu durum patronu mutlu eder mi? Doğal olarak mutlu etmez. Niye bu kadar insanla, işle, dertle, sorunla uğraşsın ki, 100 TL’sini bankaya yatırsaydı zaten 10-12 TL faiz kazanırdı.

İşletmenin para kazanması lazım, bu ilk şartımız; belli bir oranın üzerinde para kazanması lazım, bu da ikinci şartımız; bütün bunları yaparken de parasız kalmaması lazım, bu da üçüncü şartımız.

Günümüzde işletmeler, ürünleri üretiyorlar, satış da yapabiliyorlar, hatta kârlı da satıyorlar ama malları üretmek için harcadıkları paralar, müşterilerden zamanında toplanamadığı için, işi döndüremiyorlar. Para gelmeyince ne oluyor? İşletmeyi çalıştırabilmek için gidip yüksek faizlerle bankalardan borç alıyorlar ve sizin kârlı satışlar bir anda hikâye oluveriyor.

O zaman ne yapacaksın? Dolaylı yoldan da olsa sana bu imkânı sağlayan şirketin ve patronun için, her gün "Bu üç parametrede ne yapabilirim?" diye düşüneceksin. Şirketin karlılığına pozitif bir katkın olmuyorsa, yatırılan paranın geri dönüş oranını artıracak bir şeyler yapamıyorsan veya nakit akışına bir katkın olmuyorsa; o zaman oturup yeniden düşünmen gerekiyor.
Senin ikincil işi çok iyi yapman, ana parametrelerde şirkete bir yarar sağlamıyorsa; demek ki sen o gün şirkete hedefleri doğrultusunda bir yarar sağlayamadın. Her an, her saat, ikincil işlerin masamızda, birincil hedeflerin beynimizde olması gerekiyor…

Patronun senin için fedakarlık yaptı. Paralarını tropik adalarda yemek yerine; sana, vatana, millete yararı olsun diye bu işe yatırdı (tabi ki kendisine de). Peki, bugün sen patronun için ne yaptın?

Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder