1 Nisan 2015 Çarşamba

1 Nisan Şakası...

Günaydın dostlar.

Dün sabahki yazımın başlığına “Rüya” demiştim; aslında bugünkü yazım için de en uygun başlık “Kâbus” olurdu diye düşünüyorum ama şartlar ne olursa olsun karamsar düşünmeyi sevmeyen ve neşesini kaybetmeyi istemeyen bir insan olarak, sabah sabah böyle bir başlık atmak istemedim.
Dün yaşananlar bugün yaşansa 1 Nisan şakası zannedebilirdik ama ne yazık ki hepsi dün yaşandı. Gerçekten neler olduğunu belki de hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyeceğiz. Bu aşamada tek bildiğim konu, bütün hayatım boyunca ülkenin tamamında elektriğin gittiğini hiç görmemiş olmamdır.


Sabah yazılarımı okuyan arkadaşlarım, sağ olsunlar “elektrik kesintisi ile ilgili detayları senden bekliyoruz” diye mesajlar atmışlar ama benim neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Paraları ödenmediği için özelleştirilmiş elektrik şirketleri kesti senaryosundan tutun da, Avrupa bizi devreden çıkardı senaryosuna kadar her şeyi duyduk. Nükleer santrallere ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu göstermek için yapıldı diyenleri de unutmayalım. Benim şahsi görüşüm, Emre Belezoğlu ile bir alakası olabilir.

Ben ne olduğunu bilmiyorum ama beni nasıl etkilediği hakkında bir fikrim var. Bilgisayarın başında internetten bir şeye bakıyordum ve tıkladığımda yeni sayfa açılmadı. Dünyanın en ileri gitmiş, refah seviyesi en yüksek, mükemmel bir altyapısı olan ülkelerinden birinde yaşadığım için, elektriklerin kesileceği aklımın ucundan bile geçmedi.

İçime doğmuş herhalde akşam yatarken telefonumu şarja takmıştım. Bir müddet sonra telefonda, sosyal ortamda Ankara, İzmir gibi şehirlerde de elektriğin kesik olduğunu görüp, kendi kendime “bizim gibi ileri gitmiş bir devlete hiç yakışmıyor” diye düşündüm. Ben 3 büyük il zannederken meğerse 3 il dışında her yerde gitmiş. Onlarda elektrik konusunda İran’a bağlı oldukları için yırtmışlar.

Artık her şeyin altında bir şey arar olduk ya, durun bakalım bunun altından ne çıkacak diye düşündüm kendi kendime. Elektrikler gelince garip bir takım haberler duyacağımı bekliyordum ama savcının rehin alınacağını tahmin edememiştim. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

Dünkü yaşananlar bana kaçırılan Mısır uçağını hatırlattı. Uzun yıllar önce bir Mısır uçağı Malta’ya kaçırılmıştı. Uçağa operasyon düzenleyen Mısırlı askerler bütün rehinelerin ölmesine neden olmuştu. Böyle bir operasyonda bütün rehineler ölüyorsa, yaşanan süreç şu veya bu sebeple arzu edilen sonuca ulaşamamış demektir.
Elektriklerin olmamasının bir de iyiliği oldu 4,5 saat boyunca epeyce kitap okudum. Elimin altında duran bir türlü yol alamadığım kitaplarda sona yaklaştım. Elektrik olmayınca sucu bile su getirmedi. Aklınıza gelebilecek her şey etkilendi. Hızlı tren postuna bürünmüş Boğaziçi Ekspresinin 1300 yıllık dizel lokomotifleri tarafından çekilerek getirildiklerin görmek beni derinden yaraladı.
Benim ev hayatım etkilendi ama ondan daha da önemlisi bütün ülke etkilendi. Benim evde de, ülkenin tamamında da her şey durdu. Avrupa’dan, Amerika’dan yazıştığımız insanlara izah edebilme çabası da cabası oldu. Adamlar bu kadar ileri gitmiş bir ülkede elektriğin nasıl kesilebileceğini anlayamadılar. Demek ki biraz daha ileri gidersek, mum ışığı bile kalmayacak iyice karanlığa gömüleceğiz.

Bence bu olaydan çıkarmamız gereken ders, bu ülkeyi bir saniye de felç etmenin bu kadar kolay olmasıdır. Bu sayede dosta düşmana bunu da göstermiş olduk. A’dan, Z’ye her şey bir anda devre dışı kalabiliyor ve iki bidon jeneratör yakıtından başka hiçbir yedekleme planımız yok.

En dikkatimi çeken konulardan birisi de, dün yaşadığımız kâbus dolu günden sonra, Türkiye’nin en çok okunan gazetesinin internet sitesindeki 5 manşet haberden 3’ünün futbol ile alakalı olması oldu.
Bugün kimsede 1 Nisan şakası yapacak moral de yok, arzu da yok. Planladığınız şakalarınızı seneye saklayın; dünden sonra kimse de şaka kaldıracak hal kalmadı.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder