28 Nisan 2015 Salı

Verdiğin Sözün Arkasında Dur...

Günaydın dostlar.

Bir söz verildiği zaman, aslan gibi verilen sözün arkasında durmak gerekir.  Verilen sözlerin tutulmamasının ve de bu topraklarda bir şeyleri organize etmenin zorluğunu çok iyi bilen bir insan olarak, Allah’tan bir mani gelmediği müddetçe ben her zaman verdiğim sözleri tutmaya çalışırım.
Konu ne olursa olsun, benim için sözüme güvenen insanları yarı yolda bırakmamak her zaman için çok önemlidir. Sözüne güvenip, yanıma alıp savaşa bile gidebileceğim insanları da çok severim. Sözden dönmek ne erkekliğe yakışır, ne de kadınlığa…


Söz vermek, hayatımızın her anı için önemli bir parametredir. Bugün için de gündemde olan söz verme olayı, CHP’nin ortaya attığı seçim vaatleridir.

Paradan başka hiçbir şeyi düşünmeyen bir toplum haline geldiğimiz için, herkes cımbızla çekip ekonomik vaatleri konuşuyor ama verilen sözlerin içinde para konularından çok daha fazlası var. Diyeceksiniz ki, “İnsanlar maddi sıkıntı içinde, para konuşmasınlar da ne konuşsunlar?”. Çok haklısınız, para konusu sıkıntılarımızın başında geliyor ama diğer konuları da unutmamamız gerekiyor.

Burada verilen vaatlerin en önemlilerinden biri olarak demokrasi geliyor. Adalete dayalı, sağlam temeller üzerine oturmuş, bağımsız bir hukuk yapılandırması da çok ama çok önemli. Bu iki parametrenin dolaylı olarak ekonomik programa da bir ivme kazandıracağı çok nettir. Bu tip temel konulardaki bütün vaatlerini sonuna kadar destekliyorum.
Gelelim herkesin dikkatini çeken ekonomik vaatlere. Vaatler çok olumlu, çok sevindirici ama aynı zamanda da çok da iddialı. Genel parametrelere dayandırılan konular bizim gibi ülkelerde her zaman sorun teşkil eder. Örnek olarak, fakirlere yardım dediğin zaman, kimin fakir olduğunu neye göre ve nasıl belirleyeceksin. Maddi durumu çok iyi olduğu halde bir yolunu bulup devletten yardım almanın çok da zor olmadığı topraklarda, kimin gerçekten bu yardımlara ihtiyacını olduğunu belirlemek de kolay bir iş değil.
Bizler sabırsız insanlarız. Bir şeyler vaat edilirse hemen yarın olsun isteriz. Kimse bir fili bir gecede yiyemez. 100 senenin alışkanlıkları ve yaşanmışlıkları 100 günde değiştirilemez. Ben ekonomik vaatlerin bir kısmının çok iddialı olduğunu ve geniş bir zaman çerçevesine yayılmalarının gerektiğini düşünüyorum.

Maliyet fiyatının altında mazot satmayı taahhüt etmek sürdürülebilir bir durum değildir. Ayrıca böyle bir söz vermeye gerek de yok. Sen, yakıt satışlarının üzerine bindirilmiş korkunç vergilerden bir kısmını kaldırırsan hem daha gerçekçi olur, hem de insanlara ekonomik bir rahatlık sağlar. Petrol fiyatları bugün 50 USD olabilir ama iki gün sonra bunların tekrar 150 USD seviyelerine çıkacağını da unutmamak lazım.

Vaat edilen ekonomik iyileştirmelerin boyutu herkese göre değişiyor. 60 milyardan, 140 milyara kadar çok çeşitli rakamlar telaffuz ediliyor. Ben rakamların boyutlarına çok takılmıyorum ve sistematik olarak, kademeli ve planlı bir şekilde ele alınırlarsa, ulaşma mesafesinde olduklarını düşünüyorum.

Sağlam Anayasal temellerin üzerine oturtulmuş, bağımsız yargının rayına oturtulduğu bir devlet yapısında zaten birçok şey kendiliğinden yoluna girecektir.

En önemli parametrelerden biri de liderlerin yaptıkları işlerle, yaşam tarzlarıyla kamuya örnek olmalarıdır. İnsanları belli bir ekonomik plan içinde yaşatmaya çalışırken sen de gidip göze batacak, adalet hissini ortadan kaldıracak harcamalar yapmayacaksın.
Ben ekonomist değilim ama dünya ekonomisinin de zor günlerden geçtiğini düşünürsek; Türkiye için %6 büyüme hedefini önümüzdeki birkaç yıl için çok da gerçekçi bulmuyorum. %5 bile güzel bir başarı olur. Bu işi çok iyi bilen arkadaşlarımız bu konuda benden çok daha iyi yorum yapabilirler.

İç tasarruf oranının %15’ten, %30’a çıkarılacağı gibi yorumları da gerçekten çok uzak, hiçbir hükümetin kolay kolay kontrol edemeyeceği vaatler olarak görüyorum.
Emin’in beklentisi: Ekonomik hedefler dışındaki bütün hedeflerin yerine getirilmesi ve ekonomik hedeflerin de ilk aşamada yarısını yerine getirilmesi şeklindedir. Örnek olarak, 2 maaş ikramiye değil de, ilk aşamada bir maaş ikramiye verilip, daha sonraki yıllarda ikinci ikramiye verilirse, o bile memnun edici bir gelişme olur.

CHP, halkın dikkatini çekti. "Para" lafını duyan (haklı olarak) sokağa çıktı. Kılıçdaroğlu, hiç konuşmadığı büyüklükteki kalabalıklara konuşuyor. Gerçekçi ve uygulanabilir bir programın adım adım uygulanması, yıllardır gülmeyi unutmuş insanımıza bir gülümseme umudu olacaktır.
Ülkemiz için, insanımız için her şeyin en güzeli olur inşallah.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder