15 Kasım 2014 Cumartesi

Onun Suçu Değil ki...

Herkes Fatih Terim’e yükleniyor ama bu yaşananlar kesinlikle onun suçu değil.

Herkes tüpçü amcaya yükleniyor ama bu yaşananlar kesinlikle onun da suçu değil.
Ne o, ne bu, ne yapısal reformlar, ne de kulüplerin altyapı sorunlarına eğilmemesi veya bu doğrultuda yatırım yapmaması. Bunların hepsi gerçek sorunlar olmakla beraber, şu anda milli takımızın aldığı sonuçların nedeni değil. Kore’de dünya üçüncüsü olurken bu sorunlar yok muydu?


Tabi ki bu sorunların hepsi o zaman da vardı. Sorunlar bunlar değilse, o zaman neden maç kazanamıyoruz, neden arka arkaya 3 pas yapıp karşı kaleye gidemiyoruz?

Sorun milli takımda yıldız oyuncu olmamasında. Kim söylüyor bunu? Arda Turan. Milli takımın tek yıldızı diye düşündüğümüz adam, “Milli takımda yıldız oyuncu yok ki.” diyor. Zaten de yıldız değilmiş gibi oynuyor.

Bizler, 4 büyüklerde oynayan Anadolu çocuklarını yıldız oyuncular zannediyoruz ama alakası yok. Hepsi vasat ve vasat altı oyuncular. Adam yokluğundan hepsi yıldız oldu ve görülmemiş maddi imkanlara kavuştu. Bu oyunculara verilen paralar sürdürülebilir bir süreç değil. Astronomik rakamlar kulüplerimizi altından kalkamayacakları borçlarla karşı karşıya bıraktı. Dün televizyonda duydum, Burak, Selçuk, Emre gibi futbolcuların her türlü gelirlerinin (sadece futbol gelirleri, reklamlar filan hariç) toplamı yılda 4 milyon Euro’ya ulaşıyormuş. Yuh diyorum. Bu rakam ayda 1 milyon TL eder. Bu çocuk havalanmasında, kim havalansın? 1000 tane işçinin bir ayda kazandığı parayı bunlar kendi başlarına kazanıyorlar.
Bizim vasat oyuncularımızın yanına, yine astronomik paralarla bir de modası geçmiş yabancıları getirip takım kuruyoruz. Adamlar başka hiçbir yerde bu paraları bulamadıkları ve de bu kadar rahat edemedikleri için koşa koşa Türkiye’ye geliyorlar. Ne zaman geliyorlar? Avrupa’da piyasaları bitince veya 30 yaşını geçtiklerinde.
Arkadaşlar, gerçekçi olalım. Bizim milli takımımız zaten her zaman başarısızdı. Bu turnuvalara da zaten genelde gidemezdik. Yakaladığımız tek başarı, dünya üçüncülüğü ve Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğudur. Futbol tarihimizde başka da başarımız yoktur. Avrupa şampiyonasını saymıyorum bile, zira orada biraz Allah korudu, biraz Fatih Terim balı devreye girdi, biraz mucizeler imdadımıza yetişti de bir yerlere geldik.

Galatasaray iskeletli bir jenerasyonun yakaladığı başarıların dışında zaten başka da başarılı bir takım olmadı ki. Şu anda milli takımda oynayan Selçuk, Volkan, Umut, Bekir, Burak, Caner, Bilal gibi oyuncular, milli takımla ne zaman başarı yaşadılar ki şimdi yaşasınlar.

Bizim takımımızın normal oyunu ve seviyesi budur. Geçmişte yaşananlar anormaldi ama biz onu hemen sanki normal durumumuzmuş gibi benimsedik. O bir rüzgardı geldi geçti. Bir daha da olur mu Allah bilir.

İşin garibi ne biliyor musunuz? Bizim ligimizdeki en büyük futbolcu grubu, yabancı oyuncular. Her takımda 7-8 tane yabancı oyuncu var. İkinci en büyük grup Avrupa’da doğan gurbetçiler. En küçük grup ta Anadolu’da doğan futbolcular. Bence bu tablo bile durumu çok net ortaya koyuyor.

Uzun yıllar sonra gelecek bir başarı için yıllarca çalışmak, hiç bize göre bir iş değil. Spor okullarından A takımına oyuncu çıkması yüzdesi on binde birmiş. Alt yapı olsa ne olacak. Yıldız oyuncu yetişmiyor. Arda’dan sonra çıkan başka yıldız oyuncu var mı?
Biz sabırsız bir milletiz hemen netice isteriz. Çalışmayı, antrenman yapmayı da sevmeyiz. Yapabileceğimizin en iyisini yapmak gibi bir arzumuz yoktur ve hiçbir zaman da olmamıştır. Dolayısıyla başarı da gelmez.

Şimdi önümüzde bir milli maç daha var. Maçın neticesi ne olursa olsun, bu gerçekleri değiştirmez. Limitli teknik kabiliyetleri olan, koşamayan, enerjisiz, egosu paradan tavan yapmış futbolcularla bu kadar olur. Ara sıra bir iki maç kazanır, süperiz diye yaygara yapar, mutlu oluruz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder