25 Haziran 2014 Çarşamba

Biz Dedikoducu Bir Milletiz

Günaydın Dostlar,

Biz dedikoducu bir milletiz. Kimse inkâr etmesin, hepimiz dedikodu yapmayı severiz. Kimimiz azıcık sever, kimimiz çok sever ama hepimizde belli bir oranda bir dedikodu geni vardır. Bir de dedikoduya bayılan ve yeni bir şey duyduğunda birilerine yetiştirmek için yerinde duramayan tipler vardır ama onları şimdilik ayrı bir kategoriye koyalım. Bu insanlar, duydukları haberi (doğru veya değil hiç fark etmez) bir an önce birilerine anlatmazlarsa çatlayacakmış gibi hissederler kendilerini.


En güvendiğin insana “Bak sakın kimseye anlatma.” diyerek anlattığın şeyleri, o da gider en güvendiği insana “Bak sakın kimseye anlatma.” diye anlatır. Her zaman, beraber çalıştığım arkadaşlarıma da “Bakın birine bir şey anlatırken onun da gidip birilerine anlatma ihtimalini göz önünde bulundurarak anlatın.” demişimdir.

Eski işyerinde, çok sevdiğimiz bir arkadaşımıza toplantılara girmeden önce "Sakın, şunu söyleme, bunu söyleme." diye anlatırdık, o da toplantıya girer girmez her şeyi ortaya dökerdi. Toplantı sonrası "O kadar tembih ettik neden söyledin?" dediğimizde de “Hiçbir şey gizli kalmasın, ben sevmiyorum öyle." derdi”. İş dünyasında, her zaman her şeyi ortaya dökmek çok da geçerli bir yöntem değil.

Ülkemizde kabul edilmiş bir dedikodu protokolü vardır. Bu protokole göre, herhangi bir grup bir yere gittiğinde o grubun birkaç elemanı o toplantıya, yemeğe gelmediyse onlar hakkında dedikodu yapılır. Bu her zaman böyledir ve bunu da herkes bilir. Gelmeyenler, o akşam haklarında yapılacak bütün dedikoduları önceden kabullenmiş sayılırlar.

İnsanların günlerinin çok büyük bir bölümü işyerlerinde geçtiği için işyeri dedikodu ağı, evdeki ağa göre çok daha güçlüdür. Bütün gün orada burada dolaşıp dedikodu yapmayı tam günlük bir iş haline getirmiş tipler vardır. Her iş yerinde bir iki tane vardır bunlardan. Evrak taşır gibi odadan odaya dedikodu taşırlar.
Dedikodu için en verimli ortamlardan biri sigara odalarıdır. Sigara odalarındaki dedikodunun ve kulisin gücünü kimse yabana atmasın. Her şirkette bir sigara içenler dayanışması vardır. Bu Darüşşafakalı olmak gibi filan bir şeydir. O kadar insan duman kaplı, küçücük bir odaya doluşmuşlar, doğal olarak dedikodu yapacaklar, kulis yapacaklar.

Sigara odalarında şirketlerin bütün sorunları çözüldüğü gibi üzerine bir de dünyanın bütün dertleri yeniden yapılandırılıp Fener’in, Galatasaray’ın dertlerine de çare bulunur. Verimli ve sonuç odaklı bir ortamdır.

Şimdi diyeceksiniz ki "Her şeyi Amerika’ya mukayese edersin, sanki orada hiç dedikodu yok muydu?" Olmaz olur mu? Amerikalılar da güzel dedikodu yapar ama onların dedikoduları genellikle iş ortamına yöneliktir. En büyük dertleri de, “Birileri bir şeyler yapar da iş hayatında benim önüme geçer mi?” korkusudur. Şahsi dedikodulara hiç girmezler. Kimin kimle çıktığı veya öğlen çorbasını içerken kime bakış attığı Amerikalıların gerçekten hiç umurunda değildir.

Amerika'da kafeteryada otururken genelde kimse başka masalara bakmaz. Baksa da siz geri baktığınızda hemen kafasını çevirir. Bizde durum nasıl? Bizde millet elini çenesine dayayıp film seyreder gibi seyreder vallahi. Yemeğini bitirip, masalarda oturup "Bakalım neler oluyor?" diye etrafı seyreden aktif dedikodu takımları vardır. Bunların haberi olmadan işyerlerinde kuş uçmaz.

Bir de orada burada, çeşitli yerlerde ortaya laf atıp, aldığı cevapları kafasındaki hafıza hücreciklerine tek tek yerleştirip, sonra da gidip insanlara yetiştirenler vardır. Bunlar ortaya yetmiş tane laf atıp seni konuştururlar, sonra kendin de şaşırırsın neler söylemişim ben diye.
İnsanın olduğu her yerde dedikoduda muhakkak olacaktır. Her şeyin kalitelisi makbuldür. Emin, der ki “Sen de dedikodu yapacaksan kaliteli olmasına özen göster, gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan kalitesiz dedikodular, insanları dedikodudan soğutuyor."

Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

4 yorum:

  1. eğer birgün katil olursam nedeni bu tip insanlara hala inanıyor ve güveniyor olduğum çindir. allah beni de o tipleri de ıslah etsin :))))

    YanıtlaSil
  2. Sen bana bir liste yolla, ben kime inanıp, kime inanmaman gerektiğini işaretlerim :)

    YanıtlaSil
  3. Sabah Sabah Evrankaya16 Haziran 2023 16:12

    Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil
  4. Elinize sağlık, çok keyifli bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil