6 Mayıs 2014 Salı

ODTÜ Yolu...

Ankara’da, bu yol için, çıkmadık kavga, yapılmadık direniş kalmadı ama sonunda, bizlerin ODTÜ yolu dediği, 4 kilometrelik, 1071 Malazgirt Bulvarı kavga döğüş yapıldı ve hizmete açıldı.  O yörede yaşayan insanlar, ve öğrenciler bu yolun yapılması için kesilmesi gereken ağaçları kurtarmak için ellerinden geleni yaptılar ama başarılı olamadılar.


Yeşilin önemini bilerek bu ağaçları kurtarmak için canla, başla uğraşan o cesur yüreklere, çocuklarımız adına buradan bir kere daha teşekkür ediyorum.

Geçen hafta Ankara’da dolaşırken, gözyaşı, kan ve gece baskınlarıyla inşa edilen bu yoldan bende defalarca geçtim. Neden defalarca geçtim? Nedeni çok basit, itiraf etmeliyiz ki yol, Eskişehir Yolu, Konya yolu Gölbaşı üçgeninde yaşayan insanlar için, inanılmaz bir kolaylık sağlamış. 8 şeritli ve dış görünüşü güzel bir yol olmuş. Katılım yollarının ve etrafının düzenlemesi de gayet hoş. Alt yapısı bu kadar kısa sürede doğru dürüst yapılmış mıdır onu bilemem ama üst yapısı gerçekten düzgün gözüküyor.

“Evet, ağaçları keseceğiz ama birçok ağaç da dikeceğiz” diyorlardı, gerçekten de dikmişler. Yolun yanlarında ve etrafında ağaçlar, çiçekler, çalılar, çimenler oldukça başarılı bir şekilde dikilmiş. Konya yolunda yeni yapılmış bir AVM’nin terasından tepelere doğru bakarken apartmanların arasında tek bir yeşil göremedim. Görüntü, tek kelimeyle korkunçtu. Bu da Ankara’da zaten çok az olan yeşili ve de eldeki ağaçları kaybetmemenin ne kadar önemli bir konu olduğunu bir kere daha gözler önüne sermiş oldu.
Yol ve katılım yolları çevreleri ile beraber güzel bir görünüm kazandırılmaya çalışılmışken yolun en önemli mevkilerinden birindeki çıkıştaki lastik tamircisinin oradan neden kaldırılamamış olduğu da ayrı bir muammadır. Geçen gün ben oradayken adam halen yerlere beton döküyordu. Demek ki, orada olacağına dair kendisine verilen güvenceler var. Yollar, kaldırımlar, ağaçlar, çiçekler oldukça başarılı bir şekilde yapılmışken,  bu lastik tamircisinin alanına gelince hepsi bir anda bitiyor.

Bu yolu yapmak ve etrafını düzenlemek için, Türkiye’nin en güzide öğrenci topluluklarından birine düşmanmış gibi saldırıp, sabah baskınlarıyla herkesi dövüp, dumana boğan insanlar, nasıl olmuşsa bir lastik tamircisini oradan kaldıramamışlar. Her işi yapmaya gücü yetenlerin ona gücü yetmemiş. En azından, şimdilik yetmemiş.
Yol alttan geçirilip, ağaçlar kurtarılabilir miydi? Tabi ki her şey mümkün ama 8 şeritli, 2 emniyet şeritli bir yolu, alttan geçirmek, o kadar da kolay bir iş değil. Yüksek maliyet ve çok uzun bir süre gerektirirdi. Ağaçları kurtarmak için değerdi diyenlere de saygı duyuyorum.

Benim edindiğim izlenim, ağaçlara herkes çok üzülmüş ama ağaçlardan belki de daha çok insanları sinirlendiren ve üzen, belediyenin dayatmacı tavrı olmuş. Ben yaptım oldu, zihniyeti ve orada yaşayanların ve de Türkiye’nin en önemli eğitim kurumlarından birinin görüşleri alınmadan dayatmacı bir tavır içinde yapılan işler insanları sinirlendiriyor. Uzlaşmacı bir tavır içinde belki bir orta yol bulunup, hem trafik sorununa bir çözüm bulunup, hem de bu kadar ağaç kesilmezdi.

Ne olursa olsun, ormanlık alan ODTÜ’ye ait bir alan. Bu alanı üniversitenin mutabakatını almadan, zorla elinden almak ve direnen öğrencilere ve öğretim üyelerine karşı her türlü sert saldırıyı yapmak hiçbir şekilde hoş olmamış. Kimsenin fikrini almam, her şeyin en iyisini ben bilirim, ben yaparım zihniyeti bir gün iflas ediyor.

Geniş katılımla ve mutabakatla yapılan işlerin daha kolay benimsendiği tartışılmaz bir gerçek. Ankara’da da konuştuğunuz zaman, hemen hemen kimse yola karşı değil, birçok kişi yapılış şekline ve ağaçları kurtarmak için bir arayış içine girilmemesine karşı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder