26 Mart 2014 Çarşamba

Her Şeyi Ben Bilirim

Günaydın Dostlar,

Her şeyi ben bilirim.

Her şeyin en iyisini ben bilirim. Hiçbirinize “Sen ne düşünüyorsun?” diye sormam zira hiçbirinizin fikrine, görüşüne, tecrübesine saygım yok.
Ne yiyeceğinize, ne içeceğinize hepsine ben karar vereceğim. Yeme içime konusunu benden daha iyi bilecek değilsiniz ya. Neyin zararlı olduğunu da en iyi ben bilirim. Sigara içmek zaten zinhar yasak. Kesinlikle izin vermiyorum.



Ne zaman, nereye, nasıl gideceğinize de (veya gitmeyeceğinize de) her zaman ben karar vereceğim. Bir yerden, bir yere nasıl gidilir, en iyi ben bilirim. Zaten çoğu yere gitmenize de izin vermem, o da ayrı bir konu.
Ne zaman eğleneceğinize, ne zaman ders çalışacağınıza da ben karar veririm. Zaten aç veya açıkta olmayan bir çocuğun bütün zamanını ders çalışarak harcaması gerekiyor.

Şehirciliği de en iyi ben bilirim, mimarlığı da mühendisliği de. Diğer bütün konularda olduğu gibi bu konuda da her zaman benim dediğim olacak.

Özet olarak her zaman, her konuda, hep benim dediğim olacak ve başkalarının ne düşündüğü de benim için hiç önemli değil.

Çok tanıdık değil mi? Herkes kimi kastettiğimi anlamıştır.
Evet, doğru bildiniz; sevgili babamdan söz ediyorum.

Karadeniz’in havasında, suyunda, ormanında, dağında bir şey var ama ben çözemedim. Suyundan içince bir şeyler değişiyor herhalde.
Diyeceksiniz ki "Durum böyleydi de her dakika sokaklara nasıl çıkıyordunuz?" Güzel bir soru. Çıkabiliyorduk çünkü babamın ömrü seyahatlerde geçiyordu. Şimdiki gibi sabah uçağıyla git, akşam uçağıyla dön durumu yoktu. Uzak şehirlere gittiği zaman 15 günden önce gelmezdi. Tabii, telefon filan da olmadığı için babamın döneceği günü de iyi kestirmek gerekiyordu. Belirli bir dönüş günü hiçbir zaman olmazdı. Gidilen seyahatin çapına göre senin bir tahmin yürütmen gerekirdi. Yanlış plan yaptıysan ve de bir anda geliverirse bütün planların yatardı.

"Baba sinemaya gidelim mi?" Hayır. "Baba maça gidelim mi?" Hayır. "Baba sokağa çıkalım mı?" "Bütün dersleriniz bitti mi?" Soru derslerin bitmesi değil ki? Neden soruya soruyla karşılık verilir? "Baba, bu gece arkadaşımda kalabilir miyim?" diye zaten hiç sorma. Adamcağızı da durup dururken sinirlendirmenin bir anlamı yok.
Babam seyahatte filan değilse o salondayken salona girmemek de iyi bir taktikti. Seni görür görmez “Bütün dersler, ödevler bitti mi?” diye soracak. Bu soru sakat bir sorudur. "Bitti." desen bir türlü, "Bitmedi." desen bir türlü. "Getir göster." dese veya "Gel de şu ödeve benzer bir iki soru da ben sorayım." dese bittin.
Ben17 yaşında yurt dışına gittikten sonra zaman, zaman yaz aylarında Ankara’ya gelirdim. Bu da öyle çok sık olmazdı dört sene beş sene hiç gelmediğim dönemler vardı. 22 23 yaşındayken filan Ankara’ya geldiğimde, akşamları kapıdan çıkarken dinlemeyeceği mi bile bile babam "11.00'de evde ol." derdi. Ben tabii dinlemez, ertesi sabah hava aydınlanınca eve girerdim ama o yine de söylerdi. Allahtan erken yattığı için benim kaçta geldiğimi görmezdi de kavga çıkmazdı. Bir sabah tam ben gelmişken o da kalktı ve beni erken kalktım zannetti, ben de bozuntuya vermedim.
Babam, yapılması şart olmayan bir şeyin neden yapıldığını da anlamaz. İnsanlar denize dalmaya, dağa tırmanmaya veya Sevgili Levent gibi mağaraya inmeye gidiyorlar dediğinde hemen “Neden?” derdi. Dağa tırmanman gerekmiyorsa neden dağa tırmanıyorsun kardeşim deli misin, nesin?

Her şeye hayır, her şeye yasak. İyi güzel ama sonunda bu her şeye hayır deme ve her şeyi yasaklama politikası, bir yerde iflas ediyor. Ben bunları yaparak her şeyi kontrol ederim, çocukları hiç dışarı bırakmazsam zararlı bir şey yapamazlar, veya düşüp kafalarını kıramazlar yaklaşımı; kısa vadede başarılı oluyor gibi gözükse de uzun vadede kesinlikle sınıfta kalıyor.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

7 yorum:

  1. Defalarca yalnışlığı kendi yakın çevremizde, içimizde kanıtlanmış bir gerçeğe, TÜrk toplumunun ve aşırı muhafazakar tüm toplumların, neden inatla sarıldığını anlamak için, sosyolog mu olsam diyorum? Çok güzel bir yazı yine! Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ceylan çok teşekkür ederim...

    Benim Müjdat diye çok sevdiğim bir arkadaşım, dostum var ve onun güzel bir yorumu var... Diyor ki "Ağabey biz arada kalmış bir jenerasyonuz. Küçükken babalara ağzımızı açamıyorduk, şimdi de psikolojileri bozulur diye çocuklara ağzımızı açamıyoruz". Çok da doğru söylüyor..

    YanıtlaSil
  3. "Çok tanıdık değil mi? Herkes kimi kastettiğimi anlamıştır.
    Evet doğru bildiniz sevgili babamdan söz ediyorum" :)

    her yazinizda, mutlaka bir paragrafta kopuyorum =D elinize saglik...

    YanıtlaSil
  4. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil