5 Mart 2014 Çarşamba

Deplasman Seyircisi

Günaydın Dostlar,

Spor kulüplerimizin finansal durumunu hepimiz biliyoruz. İstisnasız hepsinin altından kalkamayacakları kadar çok borcu var. Birçok Anadolu kulübü, bulunduğu ildeki, ilçedeki belediyelerin desteğini alarak ayakta kalabiliyor. Belediyeler bünyelerindeki takımlarla uğraşmaktan belediyecilik yapamıyor. Bu takımlara giden paralar nereden geliyor, o da ayrı bir konu.
Her takımın, en büyükler de dâhil olmak üzere kazanacağı her kuruşa ihtiyacı var. Sürdürülebilir olmayan politikalar, tribünlere oynamalar, ödenmesi mümkün olmayan ücretlerle oyuncu transfer etmeler takımlarımızı bu hale getirdi.


Gelir kaynaklarından biri de seyirci. Maçlarda statlar ne kadar dolu olursa doğal olarak kulüplerimiz için de o kadar iyi. Takımların ev sahipliği avantajını ve seyirci desteğini kaybetmemesi için de belirli kurallar konmuş. Örnek olarak stat kapasitesinin %10’luk bir kısmı misafir takımın seyircilerine ayrılıyor.

Sizin otuz bin kişilik bir stadınız varsa bunun yirmi yedi bin kişisi ev sahibi takım için üç bin kişisi de misafir takım seyircileri için ayrılıyor. Buraya kadar hiç sorun yok, her şey çok güzel.

Gelin görün ki gerçek hayatta çok sıklıkla bu iş böyle gelişmiyor. Yukarıdaki örnekten yola çıkarsak misafir takım üç bin bileti alıyor, ev sahibi takım da iki bin bilet satıyor. Otuz bin kişilik statta, beş bin kişi ile maç oynanıyor.
“Eeee ne yapalım?” diyeceksiniz. Şimdi onu da söyleyeceğim.
Önerim şudur ki ev sahibi takım belli bir güne kadar biletlerin belli bir yüzdesini satamazsa misafir takıma ayrılan bilet sayısı arttırılır. O şehrin, kasabanın insanları maça gitmiyorsa, takımlarını desteklemiyorsa o zaman da ev sahibi takım biletleri misafirlere satar. Evet, seyirci desteği önemli ama takıma gelir kazandırmak da en az onun kadar önemli.

Bu iş için çok çeşitli formüller bulunabilir.  Örnek olarak ev sahibi takım maç gününe beş gün kaldığında biletlerin en az %40’ını satamamışsa misafir takıma ayrılan kısım %20’ye çıkarılır gibi. Bu oran daha sonra takip eden günlerde maç gününe kadar kademeli olarak arttırılır. Maça kırk sekiz saat kala %50'sini satamamışsa, maça yirmi dört saat kala %60’ını satamamışsa vb. gibi. Çok çeşitli, mantıklı ve de statların boş kalmasını önleyecek formüller bulunabilir. Misafir takımın seyircilerinden de talep gelmediyse o zaman zaten yapılacak bir şey yok.

Satılıp satılmadığını nasıl kontrol edeceğiz? Kolay, artık e-ticket uygulamasına geçildiği için bunları elektronik olarak çok rahat takip edebiliriz. Satamadığı halde satmış gösterirse ne olacak? O zaman vergisini filan satmış gibi hesap edeceksin ve "Yirmi beş bin satıldı gösteriyordun, neden statta dört bin kişi var?" diyeceksin. Takımların da buna itirazı olmaması gerekiyor. Evet, karşı takımın seyircisi statta artacak ama senin de gelirin artacak. Sadece bilet parası diye de bakmamak lazım. Maça giren seyircinin yemesinden, içmesinden gelecek geliri de unutmamak lazım. Sezon başında toplam kapasitenin çok büyük bir kısmını kombine olarak satan, daha doğrusu satabilen kulüplerin zaten böyle bir çalışmanın içinde olmasına da gerek kalmayacak.

Bu şekilde bilet satmak, sadece takıma değil, o şehre veya kasabaya da gelir getirecek. Düşünün ki küçük bir şehre maç için üç bin kişi mi gitse daha iyi yoksa sekiz bin dokuz bin kişi gitse mi daha iyi? Otelinden restoranına, kahvesinden bakkalına kadar hepsinin geliri artar.

Gün para kazanma günü, gün fark yaratma günü. Alışılagelmişin dışında düşünüp, her türlü gelir yaratma imkânını her işletmenin sürekli olarak kovalaması gerekiyor. Spor kulüpleri de artık ticari birer işletme. Taraftarlık filan hepsi güzel de işin bir de ticari boyutu var. Bir spor kulübünün başarılı olabilmesi için gelir sağlaması, en az tribündeki seyirci desteği kadar önemli bir konu. Büyük kulüplerimizin birçoğunun halka açık olduğunu da düşünürsek yatırım yapan halka paralarının karşılığı olan kârları yaratmak bu işletmelerin en büyük hedefleri arasındadır.
Sonuçta burada bir gelir yaratma şansı olduğu kesin. Bu ayrıca sadece futbol kulüpleri için geçerli değil. Basketbol ve voleybol kulüplerinde de durum çok farklı değil. Öneri Emin’den, detaylarını düşünmek büyüklerimizden. Eminim büyüklerimiz çalışıp stat oturma düzeninde ve bilet satışlarında esneklik yaratacak bir sistem kurup en güzel yolu bulacaklardır.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…
 

3 yorum:

  1. üstad teşekkürler ilgine ancak misafir takım taraftarları için açılacak ek kontenjan e bilet kapsamında oluyor.Her takımın taraftarıda hangi kulüp taraftarı olduğu pasolig kartında belli olduğundan dolayı ayrılan %5 harici taraftara bilet basamıyor sistem yeni önerileri bekliyorum eskişehire bekliyorum
    hoşcakal


    YanıtlaSil
  2. İşin uzmanı sizlersiniz. İşleyişin nasıl olabileceği konusunda bir yol bulursunuz. TFF platformunda tartışılması gerekiyor diye düşünüyorum.
    Bakıyorsunuz 30,000 kişilik stat ta 1,500 bilet deplasman seyircisine verilmiş, 1,500 de ev sahibi takımın seyircisi gelmiş, gerisi boş.
    Ev sahibi takımın taraftarları ilgi göstermiyorsa, biletleri misafir takımın taraftarlarına satabilmenin bir formülü olmalı.
    Her kulübün gelirlerini arttırabilmek için çok yoğun çaba harcadığı bu dönemde, her bir seyircinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum...

    YanıtlaSil
  3. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil