1 Nisan 2014 Salı

Cumhuriyet Halk Partisi

Günaydın Dostlar,

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)… Doğduğumdan beri hayatımın bir parçası. Düşünüyorum da bazen elli senedir benim hayatımda olan kaç kimse veya kaç şey var diye ve elli tane sayamıyorum ama Cumhuriyet Halk Partisi her daim benim hayatımda. Doğduğumda İsmet İnönü ile başlayan yol bugün Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar uzandı.

Elli yılda 50 cm ileri gidemeyen, tarihi mirasının artı getirdiği kadar eksi de getirdiği bir parti. Bugün artık Atatürk, Cumhuriyet söylemleri de olmasa belki de seçim barajını bile geçemeyecek durumda olan bir yapılanma…Geçen seçimde “Cumhuriyet elden gidiyor.” bu seçimde de “Yolsuzluk var.” cümlelerinden başka seçmene bir şey söyleyemeyen bir grup…Herkese “Bir oy çok önemli.” derken geçen seçimde kendi genel başkanlarının o bir oyu bile atmasını koordine edemeyen bir siyasi parti.
 
Seçimden üç beş gün önce bindiğim bir takside radyoda CHP genel başkanı konuşuyordu. Taksici durdu durdu ağabey bu adamdan da bıktık, dedi. "Neden?" dedim. Ağabey tutturmuş bir hırsızlık, yolsuzluk başka bir şey bildiği yok, dedi. İkinci cümlesi bence daha da enteresandı ve işin özü de bu cümlede gizli. “Demek ki 17 Aralık olmasa bunun söyleyecek hiçbir şeyi yokmuş.” dedi.
Düşündüm adamcağız biraz haklı gibi. Sokaktaki adam böyle bakıyor. “Ulan 17 Aralık da olmasaymış, bunun hiçbir planı programı yokmuş.” diye düşünüyor. Herkesin bir şeyler çalmaya ve kuralların etrafından dönmeye meraklı olduğu bir ülkede görülüyor ki doğru da olsa, yalan da olsa birileri hırsızlık yaptı diye yaygara yapmak çok fazla etkili olmuyor.

Mayamız zaten trafikte yol çalmaktan tutun da vergi çalmaya kadar birçok malzeme karıştırılarak yapılmış. Bu malzemelerin karışımından ortaya çıkmış profiller, egemenlerin bir şeyler çalmış olabilme ihtimalleri ile pek ilgilenmiyor. Çok fazla doğru dürüst yaşamaya çalışanlar zaten bu çarkın içinde barınamıyor.

Hadi Ankara’nın doğusunda birçok ilde şu veya bu nedenle %1’in altında oy alıyorsun ama aynı durum İç Anadolu’daki birçok il için de geçerli. Bu özel bir beceriksizliktir ve bu durumun sağlanması kolay değildir. Yıllarca yanlış politikalar güderek uğraşmak gerek bu durumu sağlayabilmek için. Genel başkanının doğduğu, büyüdüğü ili bile kazanamayan bir parti. Rahmetli İnönü, rahmetli Ecevit doğdukları illeri her seferinde kazanırlardı. Onu bile sürdürmeyi başaramayan bir parti.
 
Sağda mı dursam, solda mı dursam diye bir türlü karar veremeyen sonunda bir seçimlik adaylarla yolun ortasında durup her seferinde kamyon altında kalan bir parti. Yıllardır en güzel yaptıkları şey kendi içlerinde birbirleriyle uğraşmak. Kendileriyle uğraşmaktan dışarıyla uğraşmaya halleri yok. Seçmene kendi içlerinde bir birlik olduklarına dair bir his bile vermiyorlar.
İnsanımızı anlamayan ve anlamaya çalışmayan bir parti. Değişiktir bizim insanımız, konu futbol değilse kendine etkisi olmayacak şeyden etkilenmez. Beni bir gün Anadolu’da küçük bir kasabaya davet eden bir arkadaşım “Ağabey gelsene buraya; iki üç gün başını dinlersin; Ankara’nın, İstanbul’un gerçekleri bizim buraları bir milim değiştirmez.” demişti. Gerçekten de Ankara’daki iyi veya kötü gelişmeler, insanların bulundukları merkezlerdeki yaşamlarını ne kadar etkiliyor; bunu iyi anlamak gerekiyor. Büyük şehirlerden alacağım oylar bana yeter diyemezsin.

30 Mart seçimlerinde CHP bir kere daha yenilmiştir. Aldığı oyların en az yarısını da istemeye istemeye veren insanlardan almışlardır. Partiden ihraç edilmiş insanları geri çağırarak, diğer partilerden aday transfer ederek, popüler isimleri aday göstererek ancak bu kadar oluyor.
Halkı anlamayan, hedeflerinin ve amaçlarının ne olduğunu iyi anlatamayan ve bir çok ilde sıfır çeken bir partinin bütün ülkeyi kucaklaması imkansızdır.

Kıl payı noktalarda kesinlikle bir şeyler olmuş olabilir ama genelde sonuçlara büyük bir etkisi olacak bir seçim hilesi olduğunu da düşünmüyorum. Kaybetmeyi alışkanlık haline getiren Cumhuriyet Halk Partisi, bir kere daha kaybetmiştir.
Başbakan çıktı, haklı olarak, biz kazandık, dedi. Kılıçdaroğlu bize kaybettiniz diyemezsiniz, dedi. Bahçeli de biz kazandık, dedi. Demirtaş, Mardin’i bile aldık; kesinlikle biz kazandık dedi.

Herkes kazandığına göre demek ki kaybeden Emin oluyor.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

2 yorum:

  1. Amerika Birleşik Devletleri’nin “sübliminal” desteğini hep arkasında duyumsamayan CHP'li CHP'li değildir. Olsa olsa partiye ECEViT’in kazandırdığı nâdir-toprak-metallerinden biridir: Selin Sayek Böke = Curiyum, Eren Erdem = Einsteinyum, …

    YanıtlaSil
  2. AK PARTi CHP gibi muhalefet bulamaz! Nâzım Hikmet Türk vatandaşlığından çıkartıldığında da, tekrar vatandaşlık verildiğinde de çıt çıkarmadı çıt.. En ufak bir tepki göstermedi.

    YanıtlaSil