8 Nisan 2014 Salı

Psikolojik Savaşı Kazanmak...

Günaydın Dostlar,

Pazar akşamki Galatasaray – Fenerbahçe maçı bize bir kere daha gösterdi ki psikolojik savaşı kazanmak oyunu kazanmaktan çok daha önemli. Psikolojik savaşı kazandığın zaman zaten genelde oyunu da kazanıyorsun. İki tarafta da maçtan ziyade psikolojik savaşı kazanmak için sahaya çıkmış oyuncu sayısı çok fazla olunca oyun da derbi maçından başka her şeye benzedi. Tarihlerinin en pahalı takımlarını kurmuş iki takım ancak bu kadar kötü futbol oynayabilirlerdi.

"Ne oldu maçta?" diye soruyorsanız, hemen yazayım. Emre’nin zaaflarını iyi bilen Melo psikolojik savaşı kazandı. Kırk dakika boyunca tam bir kör düğüşü içinde devam eden ve bunlar mı bu ülkenin en iyi iki takımı denilen maç, kırkıncı dakikada Galatasaraylı Felipe Melo’nun psikolojik savaşı kazanmasıyla bitmiş oldu. Genelde ikinci yarılarda rakiplerine üstünlük kuran ve yüksek kondisyonuyla maçın sonlarına doğru avantaj sağlayan Fenerbahçe bu avantajını daha başlayamadan kaybetmiş oldu. Artık günümüzde işin psikolojisini idare edebilmek iyi bir futbolcu olmaktan daha önemli. Babamın dediği gibi “İnsanoğlu akıllı olacak ve bu tuzaklara düşmeyecek.”

Yıllar önce oynanan bir Fenerbahçe – Trabzonspor maçının son dakikalarında Anelka’nın düşürülmesiyle Fener bir penaltı kazanmış ve maçı bu penaltı sayesinde kazanmıştı. Maç sonu röportajlarında Trabzon’un o zamanki hocası Şenol Güneş'e “Hocam penaltı mıydı sizce?” filan diye sorduklarında çok sevdiğim bir cevap vermişti. “Penaltı olup olmaması hiç önemli değil, akıllı oyuncu, maçın son dakikalarında o şekilde ayağını oraya sokmayacak, Anelka hafifçe topa dokunarak bizim oyuncuyu tuzağa düşürdü.” demişti. İnsanoğlu akıllı olacak ve bu tuzaklara düşmeyecek.
Amerikan futbolunda “huddle” dedikleri oyuna başlama dizilişinde herkes bilir ki o beş on saniye içinde futbolcular birbirlerine söylemediklerini bırakmazlar. Karşı taraftaki de sinirlenip yumruk atarsa oyundan atıldığıyla kalır. Bütün amaç karşı taraftakini aciz duruma düşürmektir. İnsanoğlu akıllı olacak ve bu tuzaklara düşmeyecek. Yirmi yıldır futbol oynayan oyuncuların artık bunları biliyor olması lazım.

Sahalarda durum böylede hayatın diğer platformlarında farklı mı? Hiç farklı değil, orada da durum aynı. O ortamlarda da psikolojik savaşı kazananlar işlerini hallediyorlar.

Okullarda iyi öğrenci, düzgün öğrenci, başarılı öğrenci olanlar değil; psikolojik savaşı kazananlar herkesin konuştuğu çocuklar oluyorlar. Günümüzde politik olmak, ikiyüzlü olmak, başkalarıyla uğraşmak; doğru bir şeyler yapmaktan çok daha önemli bir hale geldi.
İş yerlerinde de durum çok farklı değil. Birileri dünyadan habersiz, aralıksız çalışırken etrafta dolaşanlar, politik olanlar, onun bunun dedikodusunu yapanlar, sigara odası kulislerini başarıyla tamamlayanlar; genelde bu savaştan galip çıkıyorlar.. Hatta ve hatta bu insanların sistem nazarında bir cazibeleri de oluyor. Tecrübeleriyle, çalışma ahlaklarıyla, bilgileriyle, tahsilleriyle vs. diğerleriyle başa çıkamayacağını anlayan insanlar, diğerlerini sistemin gözünden düşürmek için büyük bir psikolojik savaş veriyorlar. Her ortamda ikiyüzlülük,  üçyüzlülük, beşyüzlülük artık çok yaygın bir durumda. Günün çoğunu başkalarını etkilemek için kullananlar, genelde gününün çoğunu iş yaparak geçirenlerden daha başarılı oluyorlar.
Yaşananlarda bu gerçekleri doğruluyor. Örnek olarak yıllardır hakkında söylenmedik şey bırakılmayan ama her daim de başrolde olan Emre, Volkan, Sabri gibi oyuncular bu durumun bir ispatıdır.

İyi iş yapmanın değil de denileni yapmanın daha makbul olduğu günümüz iş çevrelerinde bu şahıslar, her türlü işin içinde oldukları için genelde daha başarılı oluyorlar. Emre gibi her saniye yaygara yapanlar da, Burak gibi her dokunuşta insanları aldatmaya çalışanlarda, iki ayrı taktikle de olsa sistemi etkileme konusunda çok başarılılar.


Siyasette de durum çok farklı değil. Çok yakın bir geçmişte etkileme gücü olanın, psikolojik savaşı kazananın ne kadar etkili olabileceğini hep beraber gördük.
 Diyeceksiniz ki "İyi güzel de bütün bunlar doğru ve güzel işler değil." Kesinlikle katılıyorum ama oyunun bu kaidelerle oynandığı bir ortamda, konu ne olursa olsun, ister sahada ister sokakta ister okulda ister iş ortamında psikolojik savaşı kazanamayanların başarılı olması mümkün değil. Bknz : 06 Mart 2014 tarihli Emre – Melo savaşı.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

1 yorum:

  1. Günaydın Dostlar,
    Yazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
    Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

    YanıtlaSil